Ülkemizde 2017’de yerli film adedi 150’yi buldu. Özellikle bilimkurgu sinemamızın iki ciddi kilometre taşı çıkarmasıyla hatırlanacak verimli bir yılı geride bıraktık. 1-Durak (2017): Türkiye’nin ilk ciddi ‘oyunlu bilimkurgu filmi’. Şiddete dozunda yaklaşımı ve günümüzün tarikat komplosuna dair geriltici tespitleriyle hafızalara kazınacaktır. 'Amerikan distopyası’ ile ‘Tarkovsky mistisizmi’ni buluşturan Semih Kaplanoğlu bilimkurgusu. Ustalık ve ciddiyet taşımasıyla türün bu topraklardaki yolculuğunda ikonik bir yerde. Gezi sonrasını merceğine alan, mülksüzleşmeden de etkilenen yaratıcı bir anti-kıyamet komedisi. Felaketleri entelektüel hale getirmesiyle ufuk açıcı bir yeni yönetmeni ve ilk filmi duyuruyor. Reha Erdem’in ‘katil aşıklar’ tanımına masalsı ve şiirsel bakışı, detaycı sinematografisi ve farklı anlamlara açılan orman tanımıyla mest etti. Kürt sinemasından alışık olduğumuz yol filmi, bu kez müziğinin özgünlüğü ve Dersim’e dair etkili hikayesiyle dikkat çekti. Elbette Kazım Öz kalitesiyle… “Korkusuz Korkak”ın yapısını bu çağda yaşamın güzellikleriyle tanımlayan, iyi kurgulanmış ve kaliteli bir yerli komedi filmi. Türk gençlik komedilerinin ‘Koş Lola’sını yaratmasıyla hatırlanacak enerjik ve biçimci bir tür filmi. Doğa Can Anafarta’nın kariyerinin en iyisi. Hollywood usulü ‘Cingöz Recai’ filmi yaratmak, bu seneye kadar ‘hayal’di, ama Onur Ünlü sayesinde gerçek oldu. Türk masalları, Joseph Campbell’ın öğretileri ile röportajları bir araya getirip deneysel tasarımıyla mest eden bir belgesel. Emin Fırat Övür’ü takip etmekte fayda var. Treni oyun alanına çeviren Gökhan Tiryaki’nin detaycı sinematografisi ve Başak Köklükaya’nın üst düzey performansı, Pelin Esmer’i sırtlayıp götürebildi. Bir medya çalışanının yaşadığı zorunlu zihinsel erozyonu, “Abluka”nın kız kardeşine denk gelen ‘kadın gotiği gerilimi’ ile tanımlarken atmosfer gücüyle dikkat çekti. Kore Savaşı’nın “Hayat Güzeldir”ini yaratan ‘baba-kız ilişkisi filmi’, Hollywood estetiğini uygulama ve dönemini inşa etme açısından takdir edilesiydi. Alternatif aile komedisi, günümüz Türkiye’sine ayna tutan uyumsuz karakterleriyle şamataya yol açtı. Gülse Birsel yerli komediye bir kalite getirdi. Kürt anti-süper kahraman komedisi, deneyciliği ve ironisiyle farklı tatlar barındırıyor. Elbette Ali Kemal Çınar markasıyla… Adana’nın kenar semtlerine bakan özel bir docudrama. Aynı anda hem naif, hem enerjik, hem de çarpıcı olabilmek bile başarıdır. İspanyol sinemasından legal yeniden çevrim, Özcan Deniz’in yönetmen kimliğinin üzerine koyduğu bir ‘yasak ilişki gerilimi’ni duyuruyor. Losey usulü bir ‘whodunit filmi’ olarak tasarlanıp Bennu Yıldırımlar ile Erdem Akakçe’nin kalitesiyle nefes alan bir miras gerilimi. Amerika’yı ayağa kaldıran ‘kedi belgeseli’, Ceyda Torun’un hüneriyle İstanbul’un başka bir yüzünü perdeye taşıdı. Özgür Bakar’dan dini öğeleri ve korku motiflerini sömürmeyen, iyi kurgulanmış, Hollywood usulü bir şeytan filmi. Korku-gerilim sinemasından otoskop rahatsızlığı yaşayan bir kızın çevresine bakan ve tavizsiz uzun planlarıyla atmosfer yaratabilen iyi niyetli bir ilk film.