Cumartesi Postası 24 yaşında nasıl pazarcı oldu?

24 yaşında nasıl pazarcı oldu?

Paylaş
24 yaşında nasıl pazarcı oldu?

Zeynep Tilki, 24 yaşında genç bir kadın. 18 yaşından beri çalışıyor. Geçtiğimiz hafta Twitter’da yaptığı “24 yaşımda nasıl pazarcı oldum?” paylaşımıyla bir anda herkesin dikkatini üzerine çekti ama devamında ifade ettikleri de en az giriş cümlesi kadar dikkat çekici ve etkileyiciydi. Diyor ki: Cinsiyet ayrımcılığı, mobbing ve taciz, tüm iş kollarında var. Üstelik bunu hem erkekler hem kadınlar yapıyor. Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr

Biraz kendinizden bahseder misiniz?

Haberin Devamı

Ne okudunuz, şu ana kadar neler yaptınız? Lise mezunuyum, 24 yaşındayım ve 18 yaşımdan beri çalışıyorum. Hatta okurken de çalışıyordum. Mağazalarda satış görevlisi olarak çalıştım. Fotoğrafçılık yaptım. Çok fazla iş deneyimim oldu. Şimdi de pazarlara çıkıyorum.

Üniversite okumayı siz mi tercih etmediniz, maddi koşullar gibi nedenlerle mi böyle gelişti?

Koşulların da etkisi vardı ama iş hayatına küçük yaşlarda başlayınca çalışmayı çok sevdim. O yüzden daha çok benim tercihimdi diyebilirim. “Keşke bir yandan da üniversiteye devam etseydim” dediğim oluyor ama o her zaman bir seçenek olarak duruyor zaten. Zaman ve şartlar müsait olursa umarım onu da başarırım.

Tam mağaza açacaktım, ilk koronavirüs açıklandı

Attığınız bir twit ile bir anda hepimizin ilgisini çekmeyi başardınız. Her şey nasıl gelişti?

Haberin Devamı

Karantina öncesinde çalışıyordum ama bir süredir kendi işimi kurmayı planlıyordum. Sonra bir cesaretle istifa ettim. Kendi mağazamı açmak istiyordum. Belirli bir birikimim vardı. Biraz da kredi çektim. Mağazayı bulup kiraladım, ürünler aldım, tüm hazırlıklarımı tamamlamıştım ki Türkiye’de ilk koronavirüs vakası açıklandı. Tüm ürünler elimde kaldı.

Pazar fikri nasıl geldi aklınıza?

Karantina sürecinde bir gelirim olmadığı için borçlarım birikmeye başladı. Etrafımda herkes “Bu elinde kalanları bir şekilde internet üzerinden sat ve sıfırdan yeni bir işe gir, o şekilde devam et” diyordu. O esnada aklıma pazarlar geldi. Yakın çevreme “Ben pazarcı olacağım” dedim.

'Yapamazsın' diyenleri dinleseydim hayalimden vazgeçmiş olacaktım

Pazarda çalışma kararınıza ne tepki verdiler?

Hepsi çok olumsuzdu. Ailem de dahil, herkes karşı çıktı. “Yapamazsın sana göre değil, ne kadar zor olduğunu biliyor musun? Git bir iş bul ve çalış” dediler. Onların dediğini yapsaydım hem büyük bir zararım olacaktı hem de hayalimden vazgeçmiş olacaktım.

Kimse “Yaparsın, yürü” demiyor, değil mi?

Hayır asla! Herkes sadece ve sadece olumsuzluklardan bahsediyor. Ben pazarcılığı kendime gayet uygun buldum ve yapabileceğimi düşündüm. Onları dinleseydim, o ezberlenmiş “Yapamazsın” kalıbının arkasına takılıp bugün hâlâ başkalarının yanında çalışıyor ya da iş arıyor olacaktım.

Haberin Devamı

Mutlaka bazı zorluklarla da karşılaşmışsınızdır tabii.

Evet ama inanın hiç insanların dışarıdan tahmin ettiği kadar büyük zorluklarla karşılaşmadım. Başta bir ön yargı oluyor. Aslında pazarlarda kadınlar zaten var ama bu kadar genç bir kadın yok pek. İlk günler “Neden buradasın, ne yapacaksın? Bir erkek gelecek mi? Sen tek başına mısın?” gibi sorularla karşılaştım. Ama bu yorumlar çok geçmeden abilik, ablalık yapmaya dönüştü.

'Zeynep hanım bugün kırmızı rujunuzu neden sürmediniz?' diyorlardı

Paylaştığınız yazıda ciddi bir sistem eleştirisi vardı. “Patron istemiyorum” dediniz. Mobbing’den bahsettiniz. Genel olarak şu ana kadar nelerle karşılaştınız?

Her şeyden önce çalışma saatleri çok uzun ve koşulları çok ağır. Ve bu söylediğim hemen hemen tüm çalışanlar için geçerli. Bir insanı günde 16-17 saat boyunca ve asla emeğinin karşılığı olmayan ücretlere çalıştırmak başlı başına ağır bir mobbing. Onun dışında çalıştığım müdürlerden “Saçını şöyle yap, seni şöyle görmek istiyoruz. Zeynep Hanım, bugün kırmızı rujunuzu sürmemişsiniz, hayırdır?” gibi yorumlar alıyordum. Sürmedim çünkü bugün sürmek istemiyorum yani.

Haberin Devamı

Resmen taciz bu söyledikleriniz…

Maalesef öyle. Dış görünümümle ilgili baskılarla karşılaşıyordum.

Bu baskıyı sadece erkek yöneticiler mi yapıyordu yoksa kadın yöneticilerden de benzer baskılar gördünüz mü?

Kadınlardan da gördüm. Belli bir sistemin içindeler ve onu bir şekilde devam ettiriyorlar. Bunu anlamak cidden zor. Kimsenin kendine ait bir fikri yok. Yeni bir bakış açısı yok. Muhtemelen kendilerine uygulanan şeyleri, kendileri yönetici olduklarında çalışanlarına uygulamaya devam ediyorlar. Çok sevdiğim kadın müdürlerim de oldu ama onlarda bile aynı bakış açısı geçerliydi. Mesela hasta olduğunuzda ya da regl olduğunuzda bunu dile getirmenizi dahi istemiyorlar.

Tüm işkollarında cinsiyet ayrımcılığı var

Başarı tanımınız ne?

Şu an kendinizi bir şeyi başarmış gibi hissediyor musunuz? Başarı benim için bir şeyi denemek! Şu an başardım diyebileceğim tek şey de bunu denemiş olmak. Şu ana kadar hep kadın dayanışmaları içinde yer aldım. Bundan sonra daha da çok yer almak istiyorum. Cinsiyet ayrımcılığı maalesef tüm iş kollarında var. Bu alanda çalışmalar yürütmek istiyorum.

Haberin Devamı