Türkiye (Son Dakika) 65 yaş ve üstü ne istiyor? Evde tutmak anayasa ihlali mi?

65 yaş ve üstü ne istiyor? Evde tutmak anayasa ihlali mi?

Paylaş
65 yaş ve üstü ne istiyor? Evde tutmak anayasa ihlali mi?

Yaşlıları COVID-19’dan korumak amacıyla ev hapsine mahkûm etmenin anayasanın ihlali olduğu tartışmaları var. Bazı uzmanlar “Kararın genişletilmesine yer yok” derken 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Gülüstü Salur ise yaşlıların ne talep ettiğini aktardı. İşte 5 maddede "Yaşlılar ne istiyor?" sorusunun cevabı...

Yaklaşık yedi buçuk milyon kişi 5 haftadır evde. Dışarı çıkmaları yasak. ‘Kısıtlı’ da olsa bekledikleri haber geldi. Sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde maske takmak ve sosyal mesafeyi korumak kaydıyla 2-3 saat dışarı çıkabilecekler. Ancak bir beklentileri daha var. Farklı durum ve ihtiyaçlara uygun şekilde yasağın yeniden düzenlenmesi. İşte Hürriyet'ten Fulya Soybaş'ın haberi...

Haberin Devamı

Karar dozunda ve yeterlidir

Genombilim uzmanı Dr. Serdar Savaş, 65 yaş ve üzeri için uygulanması planlanan kararın yerinde ve dozunda olduğunu söylüyor. Savaş “Kararın genişletilmesine yer yok” diyerek nedenlerini şöyle açıklıyor: “Yapılacak her türlü gevşeme onların hayatını riske eder. Unutmayalım ki 65 yaş ve üzeri risk altındadır. En azından bayram sonuna kadar diş sıkmakta fayda var.”

Dr. Serdar Savaş, 65 yaş ve üzerinin genel anlamda en büyük şikâyetlerinin osteopeni (kemik azlığı) ve sarkopeni (kas erimesi) ile damarlarda pıhtılaşma olduğunu hatırlatıyor. Güneşe çıkmadan, evde hareketsiz kalınması durumunda bu hastalıkların hızla ilerlediğine değinen Savaş, “Takdir edersiniz ki herkesin bahçeli ya da balkonlu bir evi yok. O nedenle bu karar hem fiziki hem de ruhsal anlamda birçok kişiye iyi gelecek” diyor. Ama dikkat! 2-3 saatinizi verimli kullanmalısınız.

Haberin Devamı

Maske ve sosyal mesafe önemi

Sokağa çıkarken maske ve 2 metrelik sosyal mesafe kuralının şart olduğunu hatırlatan Savaş “Dışarı çıktığınızda kıyafetinizi dirseklerinize kadar sıyırın, avuç içlerinizi ve yüzünüzü güneşe doğru dönün. 5 dakika kadar durun. Bu hem D vitaminini aktive edecek hem de ruhunuza iyi gelecek. Bol bol yürüyün. Mümkünse eğilip kalkın. Parklardaki aletlerden faydalanın” diyor.

Önümüz bayram ‘Büyüklerini ziyaret etmek isteyenler olacaktır?’ diye soruyorum. Cevabı net. “Bu insanlar virüse karşı savunmasızlar. Dedesini, ninesini sevmeyen varsa buyursunlar ellerini öpüp sarılsınlar. Sonra da ağlamasınlar. Online bayramlaşmak şu an için en mubah olanı.”

Özgürlük mü yaşam hakkı mı tüm mesele bu

Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, Avrupa’da yaşlıların sokağa çıkıp çıkmaması tartışmasının ‘Anayasal hakların ihlali’ meselesi üzerinden devam ettiğini hatırlatıyor. Prof. Dr. Baltaş “AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen ‘Yaşlıları korumak için onları yıl sonuna kadar evde tutmalıyız’ dedi. Bu görüşü de ısrarla savunuyor. Evde kalmak fiziki ve ruhsal açıdan çok zor. Tecrit ağır bir yük getiriyor. Ancak bir yandan da bu bir ölüm-kalım meselesi. Diğer tarafta ise yaşlıları COVID-19’dan korumak amacıyla ev hapsine mahkûm etmenin anayasanın ihlali olduğu tartışmaları var. Yasaklamak değil, aşı kampanyalarında olduğu gibi onları aydınlatmak gerektiği görüşü savunuluyor” diyor. Soruyorum: ‘Peki hangisi doğru?’ Baltaş, “Ortada farklı ihtiyaçlar varsa her zaman en doğrusu yapılmaz en az sakınca taşıyan bulunur, öyle hareket edilir” diyor.

Haberin Devamı

Doğru çözüm değişkendir

Prof. Dr. Baltaş, İsveç örneğini veriyor:

“İnsan hakları konusunda ‘hassas’ bu İskandinav ülkesinde yaşlıları kurtarmanın ekonomik getirisi ‘Ne olur? Ne olmaz?’ hesapları yapılıyor. 80’in üstündekiler sağlık sistemine yük olacakları endişesiyle yoğun bakıma alınmıyor. Mekanik-rasyonel bir karar. Oysa İsveç, 2000 yılında sürdürülebilirlik hedeflerine sağlık sisteminin düzenlenmesi planını koymuştu. Ancak kaynaklarını başka yere harcadılar. Şimdi ise insan hayatını ‘Ölsün mü, kalsın mı?’ noktasında yazı-tura atacak bir değerlendirme üzerinden yürütüyorlar. Bu noktada, doğru çözüm herkesin kendi dünya görüşüne göre değişir. Bir krizin iyi yönetilebilmesi için 3 kuruma güven önemlidir. Akademi-medya-kamu yönetimi. Bu güven ne kadar yüksek ise hayat o kadar kolay normale dönecektir.”

Haberin Devamı

Evde hapis kalma baskısı bunaltı

65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı Gülüstü Salur, toplumda ‘Zaten evde oturuyorlar’, ‘Çalışmıyorlar’, ‘Çocukları bakıyor’ gibi bir dizi önkabul ve önyargının hâkim olduğunu belirterek söze giriyor. Salur, “Hastalanırsanız ölürsünüz’, ‘Ekonominin devamı için hayatın içinde olmaları elzem değil’ denilerek 65 yaş üstüne ‘Dışarısı yasak’ dendi. Buna virüsün yaşlıları ağır etkilediği gerçeği de binince ‘yaşlılar’ da yasağı daha kolay kabullendi. Ama unutmayın akıl bizde de var. Farklı ihtiyaçları ve beklentileri olanlar var. Sabretmeyi bildiğimiz kadar talep de ederiz” diyor ve en büyük sıkıntının ‘evde hapis kalma’ halinin neden olduğu bunaltıcı ruh durumu olduğuna dikkat çekiyor.

5 maddede yaşlılar ne istiyor

Salur, 65+ Yaşlı Hakları Derneği olarak isteklerini 5 maddede şöyle sıralıyor:

- 65+ bireyler durum, davranış, ihtiyaç, sağlık durum ve riskleri açısından yekpare bir kitle değildir. Örneğin, yaşamak için çalışmak zorunda olanlar var. O nedenle tek kalemde şekillendirilen yasak kararı yeniden düzenlenmelidir.

Haberin Devamı

- Özel ihtiyaçları olan çocuk ve gençlere uygulanan istisna bilişsel, psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları olan 65+ bireyler için de uygulanmalıdır. Böylelikle bu kişiler gerektiğinde refakatçılarıyla günlük aktivitelerini yapabilir.

- 21 Mart tarihli genelgeyle, yaşlıların temel ihtiyaçlarının karşılanması adına önlemler alındı ve özveriyle de yürütülüyor. Ancak çalışma alışverişlerinin yapılması ile sınırlı kaldı. Ruhen yalnız bırakıldılar. Bu seferberliğe sivil toplum kuruluşları ile gönüllülerin katılımı teşvik edilmelidir.

- Durum uzadıkça aile, akraba ve komşulara düşen sorumluluk artacaktır. Bu nedenle farklı ve yeni neler yapabileceklerini düşünmeleri gerekli. Yap-boz yapmak, hobilerini geliştirmek, çiçek ekme, eve kuş-kedi almak gibi.

- Her şeyden önce yaşlının bir birey olduğu, oturacak bir köşe, bir kap sıcak yemek, yatacak yataktan öte ihtiyaçları olduğu da akılda tutulmalı.