Hayata hazır çocuklar yetiştiren ‘ev gibi’ okul

'Her çocuk özeldir ve özel ilgi ister’ anlayışı ile yola çıkan Ev Gibi Anaokulu, mutlu, sevgi dolu ve doğanın parçası olan çocuklar yetiştirmeye devam ediyor. Çiftlikte gerçekleşen eğitimlerle çocuklar akıl yürütme becerisi kazanıp farklı hayvanlarla etkileşim sağlarken organik tarım deneyimi de yaşıyor.
Bir çocuğun sorusu bazen yepyeni bir başlangıcın ilk adımı olabilir. Ailesiyle okul okul gezip doğru okulu ararken gittikleri kurumlardan birinde annesine dönüp “Neden okullar ev gibi değil?” diye sormasıyla başlamış Ev Gibi Anaokulu’nun kuruluş öyküsü... Bu sorunun eğitim sisteminde zaman zaman çocukların eksikliğini çektiği aidiyet ve sıcaklık duygusuna işaret ettiğini dile getiren Ev Gibi Anaokulu kurucusu Hürrem Tavlı Ala, “Uzun yıllar eğitim alanında çalışmış bir öğretmenin oğlu olan küçük filozofun sorusu, sıradan okul gezisinin çok ötesine geçti. Anne ve baba olarak bizim için bu soru, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda davetti; çocukların gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek bir okul hayal etmeye. Ne büyük bütçelere sahiptik ne de baştan planlanmış yatırım projemiz vardı. Memur ailenin çocuğu olarak büyüyüp yıllarca öğretmenlik yapmış bir kadın olarak annelik deneyimiyle birlikte eğitime başka bir gözle bakmaya başladım” dedi.Hürrem Tavlı Ala
O SORUYLA KAYGILAR DA BÜYÜDÜ
“Çocuğun gelişiminde yalnızca ne öğrendiği değil, nasıl hissettiği de önemli. Neden okul kapılarını topuklu ayakkabılı, takım elbiseli insanlar açıyor? Neden minik bir çocuğun karşısında onunla değil de sadece ebeveynleriyle konuşuluyor? Neden o çocuğun okulda kendine ait bir koltuğu, kendine ait bir alanı yok? İşte bu sorgular, sadece bir anne olarak değil, bir eğitimci olarak da vicdanımı harekete geçirdi. Ve ardından karar verdik; bir anaokulu kurulacaktı. Ama herhangi bir anaokulu değil, ‘ev gibi’ bir anaokulu” diyen Ala, bugün çocuklara sadece akademik bilgi değil, aidiyet, sorumluluk, özgüven ve özdenetim duygusu kazandırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
HAYALLERİNİZ BÜYÜK OLSUN
2015’te Menderes’te kurdukları özel okul ile yalnızca eğitim değil, yaşam kültürü sunmak için yola çıktıklarını belirten Ala, bugüngeldikleri noktada, eğitim sistemini dönüştürme iddiası taşıyan güçlü bir topluluğa dönüştüklerini vurguladı. “Bu dönüşümün ilham kaynaklarından biri ise 50 yıllık deneyimiyle eğitimci ve maarif müfettişi Mustafa Tavlı,
namı diğer ‘Çiftlik Dede’; onun Ev Gibi Anaokulu öğretmenlerine söylediği ‘Bu ülkenin sizin gibi eğitimcilere ihtiyacı var. Vakıf kurun, üniversite kurun, bu ülkenin çocuklarına daha fazla fayda sağlayın’ sözü, okulun gelecek vizyonunu şekillendirdi. Tavlı’nın bu çağrısı, Ev Gibi Anaokulu’nda sadece bir hedef değil, büyük bir sorumluluğa dönüştü” diyen Hürrem Tavlı Ala, okulun kurucuları ve öğretmenleri olarak eğitimde büyümenin plansız bir genişleme değil; öğretmene, topluluğa ve çocuğa odaklı bir derinleşme olduğuna inandıklarını söyledi. Kurulan sistemin, öğretmenlerin sahiplenmesiyle büyüdüğüne dikkat çeken Ala, “Bu nedenle ekip olarak kendi eğitim modelini benimseyen öğretmenlerin gelecekte kendi anaokullarını açarak bu yapıyı yaygınlaştırmasını istiyoruz. Her adımda niteliği koruyarak, büyümenin ancak bu şekilde anlamlı olacağına inanıyoruz. Okul, İzmir’de 3-6 yaş aralığındaki çocuklar için özel olarak inşa edilen, İskandinav mimarı öğeleri taşıyan ilk anaokuludur. Yalnızca fiziksel özelliklerle değil, eğitimdeki yenilikçi yaklaşımımızla da fark yaratıyoruz. Çocukların özgürce gelişebileceği, güvenli bir ortam sağlamak amacıyla özel olarak tasarlanmış bu okul, eğitimde ‘çocuk merkezli’ bir yaklaşım sunuyoruz” diye konuştu.
ÖNCELİK GÜVENLİK VE SAĞLIK
Ev Gibi Anaokulu’nun yapısal olarak çocukların ihtiyaçlarına göre tasarlandığını söyleyen Ala, “Binadaki tüm sınıflar güneş görüyor ve iklimlendirilen geniş alanlara sahip. Okulda, çocukların masada oturmak yerine doğal hareket alanlarına sahip olmaları için yerden ısınma sistemi kullanılıyor. Ayrıca, tüm alanlar görünür kılınmış, böylece çocuklar ve öğretmenler arasındaki etkileşim her zaman açık ve güvenli. Bu özgür ve şeffaf eğitim ortamı, çocukların gelişiminde önemlibir rol oynuyor. Okulun tasarım felsefesi ise oldukça anlamlı: ‘Okulumuzun rengi ve sesi çocuklarımız. Biz onların beyaz tuvalleriyiz.’ Güvenliği her şeyin önünde tutuyoruz. Okul, deprem dayanıklılığı ve iki acil çıkışla güvenli bir yapı sunuyor. Ayrıca, okulda tam zamanlı bir sağlık çalışanı ve psikologlar görev yapıyor. Öğretmenlerimiz; lisans mezunu, yalnızca alanlarında uzman kişilerden seçilmiş kişiler” bilgisini verdi.
DOĞA İLE İÇ İÇE EĞİTİM
Çocukları düzenli olarak okula ait çiftliğe götürerek doğa eğitimi verdiklerini ve bu eğitimle, çocukların ekme-biçme, farklı canlılarla etkileşimde bulunma ve doğada hayatta kalma becerileri kazanmalarını önemsediklerini söyleyen Ala, pandeminin bu uygulamanın ve doğa eğitiminin gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çekti. Çocuklar için güvenli, özgür ve doğal bir eğitim ortamı sunan okulun geleceğe umutla
bakan çocuklar yetiştirmek için adımlarını kararlılıkla atmaya devam ettiği mesajını veren Ala, “Çocuklar yalnızca oyun oynayıp vakit geçirmiyor; burada çocuk olmak, birey olmak demek. Çocuklar, kendi kıyafetlerini giymeyi, yemek tercihlerinde karar vermeyi ve gün boyunca ders programlarına kendi başlarına uyum sağlamayı öğreniyor. Bu okulda her çocuk, yaparak ve yaşayarak öğreniyor. Bu da onları daha özgüvenli, kendi kararlarının arkasında durabilen bireyler haline getiriyor” ifadelerini kullandı.
PANDEMİDE ‘DUVARSIZ EĞİTİM’ UYGULAMASI
“Pandemi döneminde ‘duvarsız eğitim’ uygulamasını hayata geçiren okul, kapalı alanları kullanmadan, çiftliklerinde doğayla iç içe eğitim verdi. Bu süreçte, çocuklar sabahın erken saatlerinden akşama kadar açık havada eğitim aldı ve doğa ile bağlantılarını güçlendirdi. ‘Kötü hava yoktur, doğru kıyafet vardır’ mottosunu benimseyen okul, soğuk ve yağışlı havalarda bile eğitimlerine devam etti. Bu eğitim modeli, çocukların sağlıklarını korumalarını sağladı ve hastalık riski olmadan eğitimlerine devam etmelerine olanak tanıdı. Bir yıl boyunca açık hava eğitiminde, okulun hiçbir öğrencisi hastalanmadı ve okul devamlılığı hiç aksamadan sürdü.
YOL GÖSTERİCİ FELSEFE
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türk milletinin dili, kültürü ve tarihi en büyük hazinesidir’ sözünü yol gösterici felsefe olarak benimsediklerinin altını çizen Ala, şunları söyledi: “Bu anlayışla, Ev Gibi Anaokulu’nda Nardugan, Nevruz, Hıdrellez gibi unutulmaya yüz tutmuş kültürel kutlamalar yeniden canlandırılıyor. Çocuklar, bu özel günleri yaşayarak öğreniyor; sergiler, danslar ve şarkılar eşliğinde geleneklerini keşfediyor. Milli bayramlar ise okulun vazgeçilmezi. 29 Ekim, 23 Nisan ve 19 Mayıs coşkuyla, çocukların katılımıyla ve onların tercihleriyle kutlanıyor. 23 Nisan’da bir hafta boyunca okulun yönetimini dahi çocuklar devralıyor.”
DÜNYAYA KATKISAĞLAYAN NESİLLER
“Ev Gibi Anaokulu’ndan ayrılan her çocuk, yalnızca bilgiyle değil, özgüvenle, kendisini olduğu gibi kabul etme yeteneğiyle, doğadan korkmadan, hata yapmaktan çekinmeden büyür. Burada çocuklar, başkalarını değiştirmeye çalışmaz, kendilerini sevebilir ve duygularından utanmazlar. Bu okulda her şeyin cevabını bilmektense, iyi sorular
sormayı, merak etmeyi ve sorgulamayı önemseriz. Çocuklarımız, ‘Bilmiyorum’ demekten utanmaz ve dünyayı değiştirmek için yarışmazlar; ancak dünyaya katkı sunmayı arzularlar. Çünkü biz biliyoruz ki, böyle bir çocuk nereye giderse gitsin, oraya pozitif bir değişim getirecektir” diyen Ala, çocukların hayatın her alanında fark yaratacak, dünyayı daha güzel bir yer haline getirecek potansiyele sahip bireyler olarak yetiştiklerini dile getirdi.
OKULDAN TOPLULUĞA
Mezun çocukların ailelerinden oluşan ‘Ev Gibi İnsanları’ topluluğu ile ebeveynlerin okulla bağlarını koparmadan gönüllü olarak destek sunmaya devam ettiklerini belirten Ala, geziler, etkinlikler ve organizasyonlarla bağları güçlendirdiklerini söyledi. Ala, topluluğun gücünün, Ev Gibi’nin sadece bir okul değil, aynı zamanda güvene, inanca ve dayanışmaya dayalı eğitim köyü olduğunu gösterdiğini de sözlerine ekledi. Ala, “Ev Gibi Anaokulu’nun vizyonu artık sadece okul binasıyla sınırlı değil. Ekip olarak doğa temelli kamplar, hayatta kalma becerileri eğitimleri, atölye çalışmaları ve öğretmen yetiştirme kursları gibi birçok programla daha fazla çocuğa ve aileye ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
İlandır