Siyaset AK Parti'ye üye olan Erdoğan'ın ilk konuşması
Paylaş
AK Parti'ye üye olan Erdoğan'ın ilk konuşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan 979 gün sonra AK Parti'ye üye oldu. Erdoğan, üyelik sonrası kürsüye çıktı. Ak Parti'den ayrıldığı günden bugüne kadar geçen 3 senelik sürecin bir değerlendirmesini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda dikkat çeken şu ifadeleri kullandı: Bu davaya bu partiye sırıtını dönen hiç kimse bir daha iflah olmadı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Kurucusu olduğum sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum. Tam 979 gün sonra bu hasret hamdolsun sona eriyor. Bugün burada bir kez daha selamun aleyküm diyerek heyetinizin içine tekrar dahil oluyorum. Gönüllere duvar çizmek mümkün değil. Olağanüstü kongremizde vedalaşmayı yaparken AK Parti 13 yıllık bir parti olsa da asırlar önce başlamış kutlu bir yürüyüşün partisidir demiştim o gün.

15 TEMMUZ'DA MESELE NE ŞAHSIM, NE DE PARTİMİZDİ


Biz bugüne kadar ne yaptıysak milletimiz için yaptık. Bugüne kadar hangi sorunun üzerinden gelmişsek milletimizin desteğiyle geldik. Biz ter döktükçe milletimiz bize daha çok sahip çıktı. Yeri geldiğinde biz gövdemizi milletimiz için siper ettik, yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini siper etti. 15 Temmuz bunun ispatıydı.
Mesele, ne şahsım, ne partimdir, mesele milletimizdir, geleceğimizdir. Gecemizi gündüzümüze katarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

AK Parti olarak bizim enm büyük gücümüz milletimizin değerleine sahip çıkmamızın yanı sıra hayat kalitesindeki artıştır. Elbette bizim bir değerler dünyamız var. Ama hizmetlerimizde asla ayrımcılık yapmadık, yapmıyoruz ve yapmayacağız. Sözümün muhatabı bize kulak verenlerdir ama icraatımız herkes içindir.

Bu ülkede kim nederse desin ikinci sınıf vatandaş yoktur. 80 milyonun tamamı birinci sınıf vatandaştır. Teröre, ihanete, bozgunculuğa sapmayan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır.

Ülkemizin sosyal bilimler literatürüne AK Parti tarzı siyaseti kavramını kazandırığımızı düşünüyorum. Bu tanımlama literatüre girdi mi, girdi.

Gönül olarak birlikte olsak da hukuken ayrı kaldığımız süre zarfında Türkiye ve milletimiz açısından hayati neticeleri olan olaylar yaşadık. Doğrudan milletin oyuyla gelenleri kabul edemeyenler komik gelişmelere imza attılar. Davetlere icabet etmeme, Meclis'te ayağa kalkmamalar yaptılar. Akla hayale gelmeyecek ahlaksızlıklar yaptılar. Milletimizin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne sahip çıkması karşılığında kendilerine çeki düzen vermeye başladılar. Gelmem diyenler sonunda Beştepe'nin yolunu öğrenmeye başladılar.

Suriye bahane edilerek ülkemizdeki Kürt kardeşlerimizi sokağa çağırdılar. Yasin börü ve arkadaşlarını alçakça katlettiler. Bedelini ödediler ödeyecekler.

AK Parti'nin tek başına iktidara gelememesi 7 Haziran'da ülkemizi bir krizin eşiğine getirdi. Ülkemizi bu krizden sağ salim çıkarıp 1 Kasım'da seçime girdik.

Ceylanpınar'da 2 polisimizin terör örgütü tarafından şehit edilmeleri bardağı taşıran son damla olmuştur. Çukur eylemleri de bu dönemde ortaya çıkmıştır.

Askerimizle, polisimizle verdiğimiz mücadele ile bölücü terör örgütü üyelerini açtıkları çukurlara gömdük. Suriye'den ülkemize yönelen tehditlerin bertaraf edilmesi için hazırlıklarda son aşamaya geldik.

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ


İşte tam bu aşamada Türkiye tarihinin en büyük ihanetiyle karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'ye karşı yapılmış en büyük saldırılardan birisidir. O gece nasıl bir ihanet başladıysa ertesi gün de o derece büyük bir kahramanlık hikayesiyle sona ermiştir. Milletimizin canı pahasına verdiği mcüadele ile 29 gün boyunca 81 vilayette uyumadı. Bu ülkesine sahip çıkmaktı.

Şimdi burada diyorlar ki haklı, haksız ve saire. Bir gerçeği bilelim ki, takiyenin bu kadar başarılı yapıldığı başka bir örgüt Türkiye'de yok. Bunlar kendilerini iyi gizliyorlar. Artık burada şu ne dedi, bu ne dedi, buna bakamayız. Yargı çalışmaktadır. Önünüze gelip gözyaşı dökenler de olabilir. Acırsak acınacak hale geliriz. Bu gerçeği de görmemiz gerekiyor.

O terörist başı orada 170 ülkeyi yönettiğini söylüyor. 75 bin öğrencinin eğitim aldığı bir kaynaktan besleniyor. Devlet bizzat para ödüyor. Bütün bu soru işaretlerinin cevabını bulmamız gerekiyor.

AB'YE: ÖNCE FASILLARI AÇACAKSINIZ


Almanya'daki gelişmelere bakıyoruz, felaket. Her türl destek onlara veriliyor, bir de PKK'ya veriliyor. Güçlenen Türkiye'nin önünü kesmek için veriliyor. Benim bakanım uçuş izni alamıyor ve Avrupa'ya gidemiyorsa bizim buna bir cevap bulmamız gerekiyor.

Bugüne kadar bu fasılları açmadınız, açarsanız ne ala açmazsanız güle güle. Yakında NATO zirvesi var, görüşme talepleri var. 5 madde sıralamışlar. İlk adımı Türkiye atmalıymış, OHAL kalkmalıymış. Geçin bunları geçin. Sen önce git Fransa'daki OHAL'i kaldır. Onlara söyleyeceğimiz tek şey, önce fasılları açarsınız sonra oturur konuşuruz, aksi takdirde sizinle konuşacak bir şeyimiz kalmadı.

Fırat Kalkanı başarılarla dolu bir süreçtir. Sırada Münbiç ve Rakka var. Tabii ki hedef ABD ve koalisyon güçleriyle ne yapılabilir. Yarın sayın Putin'le görüşeceğiz. Temennim odur ki Suriye ve Irak'ta yeni dönemin adımı atılacak.

KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESECEĞİZ. BAŞKASINDAN BİZE FAYDA YOK


16 Nisan'da Türkiye için çok gayret ettiniz. Şimdi bu çalışmayı tek millet için gerçekleştirmek zorundayız. Tek millet olacağız. Bunu başarmak bizim birinci derece görevimiz. Kucaklıyoruz, kucaklayacağız. Sevgililer sevgilisinin çağrısına herkes icabet etti mi? Hayır. Biz kimiz ki. Biz çağrımızı yaparız gelen gelir. Bizim bayrağımıza alternatif bir bayrak asla düşünülemez. Biz o paçavralara o niyetle bakanlar gibi bakmayız. İşte biz o PYD-YPG'nin hedefini kursaklarında bırakacağız. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.

15 yıl önceki kim derdi Hakkari'ye bir Selahattijn Eyyubi Havalimanı yapılacak. Iğdır'a kim derdi. Kars'a kim derdi. Bu ülkede bunları yaptık. Bölücülük olmasın diye yaptık. Bu yüzden kimse AK Parti'yi bölücü olarak ifade edemezler.

İsviçre'de Türk konsolosluk binasına boya atıp Erdoğan'a ölüm yazdılar. Nerede İsviçre polisi. Türkiye'de İsviçre'nin konsolsoluğuna yönelik bir saldırı olsa emniyetimiz tüm tedbirleri anında alır.

Bizim devlet içinde devlete müsamaha göstermemiz asla düşünülemez. Darbe girişiminin hemen ardından başaramayacaksınız dediğimizde milletimizin gözyaşlarıyla bize eşlik etmesi işte bu irfanın sonucudur.

Türkiye 165 Nisan tarihine durup dururken gelmedi. Yıllardır dillendirdiğimiz konu. Bu meselenin bir yönetim sistemi tartışması olduğunu söyledik. Türkiye için parlamenter sisteme geçiş Osmanlı zamanında yapılan bir tercihti. Cumhuriyet döneminde de bu tercih devam etmiştir. 2007 yılında sistem bir kez daha kilitlendiğinde bu işin böyle gitmeyeceği ortaya çıkmıştır. 367 garabeti amaçlanın tam tersi sürecin başlamasına vesile olmuştur. Bu kararın verildiği gün Türkiye'de yönetim sisteminin fiilen değiştiği gündür. Dünyanın hiç bir yerinde halk tarafından seçilmiş iki yönetici yoktur, olamaz.

Dilimizin döndüğünce bu sistemi halkımıza anlattık. 50 milyon vatandaşımızın tamamına teşekkür ediyorum. Dünyada bu işin benzeri yok. Yüzde 85'in üzerinde bir katılım vardı. Bu tarihi dönüşüme katkı veren 25 milyon 200 bin vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Hayır diyenlere de teşekkür ediyorum.

YÜZDE 51.4 AK PARTİ OYU DEĞİLDİR AMA...


Yüzde 51.4 bir AK Parti oyu değildir ama yüzde 48,6 da bir CHP oyu değildir. Önümüzde yerel seçimler var. Parlamento ve başkanlık seçimleri var. Orada her şey daha net ortaya çıkacaktır. Türkiye'de başvurulması gereken yerlere başvuranlar, YSK'ya gidiyorsun, YSK'nun kararı tatmin etmiyor, şimdi de AİHM'e gidiyorsun. AİHM'in görev alanında böyle bir şey yok. Tabii yenilen pehlivan yenilgiye doymuyor. Sabırlı ol, 2019'da de seçimler var. Milletin gönlüne gir, millet de gönlünde bir yer ayırsın. Ne kadar teröristler varsa onların kapısına kadar gidiyor. O teröristlerlke kampanya yürütecek kadar alçalabiliyorlar.

Eğer yaşadıklarımızdan ders almazsak yarın da benzer sorunları yaşarız.

RECEP AKDAĞ'LA ÇAT KAPI İKİ EVE GİTTİK


Bu fakir mahçup olmak istemiyor. Öyleyse daha çok, saha samimi, daha verimli çalışacağız. Bizi duymamış olana kendimizi duyuracağız. Bir gece, geç kaldık, Ani Harabelerini dolaştık. Dönüşte şöyle bir çat kapı yapalım dedik. Bizi görünce ev sahibesi şaşırdı. Dedik evin beyi yok mu? Yok dedi. Eve davet etti. Peynir, bal, çay.. Hemen telefonla da beyini arıyor. Bey, bey başbakan bizde diyor. O da diyor ki iyi bakın. Dedim yakın uzak nerdesin? Uzaktayım dedi. Sen yorulma hanfendi gerekli ikramı yapıyor. Oradan çıktık. Muhabbet gayet güzeldi. Şehre gelmeden dedim ki bir çat kapı yapalım. O evin sahibi oradaydı. Ve hemen kahve ikramı için geline ev sahibesi talimat verdi. Kızımız da kahveyi getirirken düşürdü ve eli kesildi. Ben de Recep Bey'e dedim ki hemen al hastaneye götürelim. Ne demek istiyorum, ben bu insanlar Zaza mıdır, Kürt müdür, Türk müdür bilmiyorum. Biz kuradan çıkmış gibi çat kapı yapalım gidelim. Bizi yanlış bilene de doğrusunu anlatalım. Toplumun hiç bir kesimini ihmal etmeyeceğiz. Kadınlarımıza ve gençlerimize özel önem vereceğiz. Kendimizi sürekli yenileyeceğiz.

Büyüme oranlarını arttıracağız. Enflasyonu daha da düşüreceğiz. Bu arada faizleri mutlaka aşağıya çekeceğiz. Faiz enflasyon bir sebep neticesidir. Sebep faizdir, enflasyon neticedir. Mevcut projeleri süratle tamamlayacak, yenilerini hemen devreye alacağız. Özellikle savunma sanayi projeleri bizim için çok önemli. Sayın Modi ile yaptığımız görüşmelerde yazılımla ilgili konuları görüştük. Uzay teknolojileri konusunda işbirliğinin yolunu açtık. Ak Parti en zor dönemde özgürlük--güvenlik dengesinden, ekonomik yatırımlardan vazgeçmemiştir. Ateş duvarıyla çevrilmiş olmamıza rağmen büyüme rakamlarında, büyük yatırımlarda yer almamızın sırrı da budur.

BU DAVAYA SIRTINI DÖNENLER...


Bizim sizlerle olan yol arkadaşlığımız öyle pamuk ipliğine bağlı değildir. Rüzgara göre yön değiştirmez, bizim akrdeşliğimiz ahret kardeşliğidir. Bizim dava arkadaşlığımız Evrahı Ezelde Levhi Kalem'de yazılmıştır. Bu davaya bu partiye sırıtını dönen hiç kimse bir daha iflah olmadı.Saflarımızı sıklaştırarak yolumuza devam edeceğiz.

Haberin Devamı