Gündem 'Aladağ'da yüreğimiz yandı'

'Aladağ'da yüreğimiz yandı'

Paylaş
'Aladağ'da yüreğimiz yandı'

MHP'li Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Türkiye'nin kalbini yakan Aladağ'daki yurt yangınını anlattı. Acıların taze olduğunu söyleyen Başkan, ailelere istihdam sağlama ve çocukların eğitimine yardım etme kararı aldı

RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
alev.gursoy@posta.com.tr


■ Aladağ’da büyük bir felaket yaşadınız. Son durum nedir?

Fiziki anlamda atlattık. Ama yüreğimizin acısı dinmez. Cenazelerimizi defnettik ama bizim de içimiz yandı. Tarifi zor bir acı. Adana son dönemde çok kötü günler geçiriyor. Önce Valilikteki patlama ardından bu vahim olay yaşandı. Çocuklarımızın bu sebeplerden dolayı hayatını kaybetmesi, arzuladığımız modern Türkiye tablosuna uygun değil. İnşallah bundan sonra Adana için aydınlık günler olur.

■ Aladağ olayında da belediyenin herhangi bir ihmali var mı?

Burada yetki karmaşası var. Bizim ihmalimiz olamaz. Çünkü denetleme yetkimiz yok. Yasalara bakarsanız görürsünüz. Keşke yetkimiz olsa da her yeri denetlesek.

Yangın dediğiniz zaman akla ilk itfaiye gelir. Belediyemiz eleştiri aldı ama hiçbirini kabul etmiyorum. Bazıları siyaseten bizi işin içine çekmek istemiş olabilir. Vatandaş yönetmelik bilmeyebilir. Dolayısıyla belediyenin ihmali olduğunu düşünebilir. Ama onları aydınlatmak yine bize düşüyor. İtfaiyemizin hiçbir ihmali yoktur.



‘SORUN İHBARIN GEÇ YAPILMASI’

■ İtfaiye aracının olay yerine geç gittiği ve suyunun olmadığı iddia edildi…

Hayır, asla. Sorun, yangının geç haber verilmiş olması. İlk zafiyet burada başlıyor. Yurt çalışanları itfaiyeyi aramadı. Sonrasında bir vatandaş koşarak gelip, “Yurt yanıyor, haberiniz var mı?” dedi. İtfaiyemiz de bu ihbardan 1 dakika sonra olay yerine yetişti.

Çünkü yer çok yakın. Ama vardıklarında alt ve üçüncü kattan alevler püskürüyordu. Bazı çocuklar ekibimiz gitmeden önce camlardan atlayarak kurtulmaya çalışmışlar. Ama diğerlerine yetişemedik. Bu canımızı yakıyor. Çünkü arkadaşlarımız ulaştığında, elektrik kontağından çıkan yangın binayı sarmıştı. İtfaiyemiz gitmeden önce binanın masif ağaç taban ve duvarları tutuşmuş, sentetik malzemeden yapılma halılar yangını hızlandırmış.

Çocukların panikle kapıları zorladıklarını tahmin etmek güç değil. Kapıların tamamı da PVC dediğimiz plastik. Kilitli olmasalar da, ateşi gördükleri anda açılamaz hale gelmişler. Kurtulan çocuklarla konuştuk. Açamadıklarını söylediler.

Arkadaşlarımız portatif merdivenlerle camlardan kurtardı onları. Su olayı ise asılsız. İtfaiyelerimizde nitelikli su vardır. Bu sular, kimyasallarla desteklenmiş söndürme gücü arttırılmış sulardır. Ayrıca Aladağ'da makine gücümüz var. İkisi 2016 model yeni makineler ve biri de 5 hortuma basınçlı su verecek güçte. Yani olayda itfaiyenin bir hatası yok. Sorun ihbarın geç yapılması.



■ Yurt yangınında Süleymancıları görüyoruz. Siz bu tip tarikatları riskli buluyor musunuz?

15 Temmuz gibi bir örneği sanırım başka ülke yaşamamıştır. Bunların en azından bir darbe kalkışması olmadı. Adana'da 80 yurt var. Ama denetlemede şuna dikkat etmek lazım. Yurdu açanın bir cemaat olmasıyla, ticari gayeyle açılan bir yurdun denetlenmesinde fark yoktur, olmamalı. Cemaatler onlara açılan alanlarda çalışmalı. Devletin yurdundan bir çocuğu çekip alamazlar. Siz orada yeterli altyapıyı oluşturmazsanız, cemaatleri suçlayamazsınız.

■ Ama yurdun koşulları çok kötüymüş. Çocuklara zorla yemek bile yaptırılıyormuş. Aileler maddi gücü olmadığı için bu yurtlara gebe kalmış…

İşin o tarafına girmek istemiyorum ama yemek pişirecek yaşta çocuk değiller. Siz çocuklara sağlıklı ortamlar yaratmazsanız, cemaatleri bu çocukları aldıkları için suçlayamazsınız. Demokratik kültürde herkesin bu tip faaliyetlerde bulunma hakkı var. Ama biz çağdaş bir ülke olarak o yurdu kim yaparsa yapsın eşit bakacağız. Herkese aynı denetlemeyi yapacağız.

‘ACILI BABALARI İŞE ALACAĞIM’

■ Büyükşehir olarak acıları bir nebze dindirmek için neler yapacaksınız?

Acılarını dindirmemiz mümkün değil. Ama yanlarında olacağız. Çok hızlı adımlar atacağız. Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Fonu'nun üyesiyim. Ailelere 6 bin liralık yardım da bulunuyoruz. Büyükşehir Belediyesi'nin Sağlık ve Sosyal Yardım Dairesi de 8’er bin liralık yardım ediyor. Ailelerin hepsi işsiz, fakir. Hepsi de çocuk okutuyor. O anne ve babaları işe alacağım. Hepsinin çocuklarını getirip, Adana'da okutmak için altyapı oluşturacağım. İyi bir okul temin edeceğim. En azından acılarını paylaşmış olacağız. Yangından yaralı ya da yara almadan kurtulan kurtulan çocuklar için de benzer bir formül geliştirmeye çalışacağım.

'ADİL YARGILANMA İSTİYORUM'


■ Devam eden davanın 16 Aralık’ta duruşması var. Büyükşehir Belediye Başkanı oldunuz ama Ceyhan Belediye Başkanlığı dönemi peşinizi bırakmıyor. Neyle suçlanıyorsunuz?

Görevimle ilgili ilk defa mahkemeye çıkıyorum. Ceyhan'da 15 sene belediye başkanlığı yaptım. Tek bir hukuksuzluğa imza atmadım. Şimdi ise ihaleye fesat karıştırmakla suçlanıyorum. Hem de Ceyhan belediye başkanlığı dönemiyle ilgili. Bu suçlamanın nedeni tamamen siyasi. Bana itibar suikastı yapıyorlar. Üzerimize sürekli oyunlar oynanıyor. Bu dava da tüm bunların bir ayağı.

■ Neden hedeftesiniz?

Aslında dava, müstakil bir hukuk davası. Yani basit bir dava. Aday olduğum günden bu yana çeşitli odakların şimşeklerini üzerime çektim. Başımıza gelmeyen kalmadı. Köyde babamın hayvancılık yaptığı ahırı yıktılar. Ardından hayvanlarımıza tüberküloz teşhisi kondu.

Aytaç Durak görevden alındığında da bunları yaşadık. Sürekli müfettiş baskısı vardı. Ceyhan’da 15 sene belediye başkanlığı yaptım. Adana'ya geldim ve mahkemeye çıktım. Sebebi AK Parti’den seçilen ve şu an ihraç edilen belediye başkanıyla, yine dönemin Ceyhan Kaymakamı ve Adana Valisi’nin işbirlikleri. Seçildikten sonra benimle ilgili hep bir açık aradılar. Adana Büyükşehir’de, Milliyetçi Hareket Partisi birinci parti çıktı.

■ Bu davadan nasıl bir sonuç çıkmasını bekliyorsunuz?

Hala Cumhuriyet çocuklarının mahkemelerde olduğuna inanıyorum. 15 yıl Ceyhan’da belediye başkanlığı yaptım. 2.5 yılda Adana'da. Adil yargılamayı yapacak savcıların halen var olduğuna inanıyorum. Ama bazı şaşkınlıklar yaşadık. 6. Ceza Mahkemesi'nin standart bir duruşma savcısı var. 3 defa mahkemem oldu, her seferinde başka bir savcı girdi. 3 savcıyla mahkemeye girdim.

Hukuk müşavirimi yollayıp, savcının mahkemeye neden girmediğini araştırdım. Mazeret bile beyan etmediği ortaya çıktı. Hukuk adamlarının hakkını yemek istemem ama işin normal gitmediği çok açık. Bu dosyayı hangi hukuk fakültesinin dekanına inceletirseniz inceletin, hepsi şahsıma yapılmış haksızlığı çok açık bir şekilde ifade eder. Davadan farklı bir sonuç çıkarsa bildiğim her şeyden vazgeçerim. Türk hukukuna ve yargı mensuplarına güvenim tamdır.

‘LEKE SÜRDÜRMEM’

■İhaleye fesat karıştırmakla suçlandığınız konu ne?

Kilit parke taşı ihalesi. Ancak usulsüzlük yaptığımızı gösteren tek bir durum yok. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra bu işi Ceyhan Belediyesi yürüttü. Ondan sonrasıyla ilgili yine beni sorumlu tutuyorlar. Burada bu işin yapımından sorumlu arkadaşlar mahkemeye müracaat etmişler.

Mahkemeden işin tespiti için bilirkişi mütevelli heyeti görevlendirmesini istemişler. O mahkemenin tespit ettiği bilirkişi mütevelli heyeti, imalatın aslında ödenen paradan daha fazla olduğunu ortaya çıkarmış. Böyle sonuçlar varken, kendilerinden olmayan bir belediye başkanı için hukuk üzerinden baskı oluşturarak sonuç almaya çalışıyorlar.

■ Hedefte siz varsınız yani?

Kilit parke, bir belediye başkanının yaptığı işler arasında nedir ki? Oradaki ihalenin parasını seçimlerde kullanıyor diye bir yaklaşım var. Bu eksik iş, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olunca tamamlandı.

Peki noter aracılığıyla başkanlık bana mı tevdi edilmiş? Bir önceki seçimde 3. sırada olan bir partinin adayı olarak gitmişim. Yani herkes kazanamayacağıma dair hesap yapıyor. Şartları kendi lehime oluşturacak bir gücümde yok, halktan başka. Böyle saçma fikir olur mu? Ceyhan Belediyesi'nin bütçesini seçimlerde kullanmışım. Buna kargalar bile güler.

'DOSTLUK KÖPRÜLERİ KURULACAK'

■ Adana için projelerinizi de dinleyelim mi?

Devlet Bahçeli Köprüsü 2017’de bitecek. Sular Bulvarı, Yüreğir Yavuzlar'da Orhan Kemal Bulvarı'na bağlanacak. Orada da bir köprü yapacağız. Yine Adana’da Koza Bulvarı'ndan Yüreğir'e bir köprü daha atacağız.

Seyhan Nehri üzerinde iki köprü olacak. Misis'teki Lokman Hekim Köprüsü’nden ağır yük taşıtlarının geçmesine izin verilmiyor. Onun altına da bir köprü yapıyoruz. Bir de Çatalhan’ın Adana'ya ulaşımını kısaltacak köprü projemiz var.