Anadolu Kadın Hareketi 'Bacıyan-ı Rum' Ankara'da anlatıldı

Anadolu'daki kadın hareketlerinden "Bacıyan-ı Rum" (Anadolu Kadınlar Birliği) teşkilatlanmasını konu alan "Bacıyan-ı Rum'dan Günümüze Yansımalar" başlıklı toplantıda, Ahilik geleneğinden doğan kadın hareketinin, kadınlar ve toplum üzerindeki etkileri vurgulandı.

Gazi Üniversitesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güray Kırpık yaptığı sunumda, Ahilikte, kadının sosyal ve ekonomik hayatta önemli bir yeri olduğunu, kadınların teşkilatlanıp gelişmesi için Ahi Evran'in eşi Fatma Bacı'nın, dünyanın ilk kadın teşkilatı olan "Bacıyan-ı Rum" teşkilatını kurduğunu hatırlattı.

Teşkilatlanan kadınların toplumda pek çok konuda erkekler kadar etkin olduklarına dikkat çeken Doç. Dr. Güray Kırpık, Bacıyan-ı Rum'un, Anadolu kadınlarını, gerektiğinde düşmanlara karşı vatan savunmasında eşlerinin yanında mücadele etmesi, gerektiğinde de kültürde, sanatta, edebiyatta, sosyal ve ekonomik alanlarda toplumun kalkınıp gelişmesini sağlamak için teşkilatlandırdığını söyledi.

Birçok batılı araştırmacının, tarihin o döneminde Anadolu'daki kadınların bir araya gelerek bir sivil toplum örgütü kurmalarını hayretle karşıladıklarını söyleyen Kırpık, hatta bazılarının bu girişimleri yok sayarak önemini ortadan kaldırmaya çalıştığını ifade etti. Kadının geçmişte toplum üzerindeki etkilerinin günümüze eksik yansıltıldığını aktaran Doç.Dr. Kırpık, tarihçilerin bu bilgileri genç kuşaklara aktarması gibi büyük bir sorumlulukları olduğunu söyledi.

Toplantıda, Anadolu Kadınlar Birliği'nin, kadınlar arasındaki yardımseverliğin, konukseverliğin, doğruluk ve merhametin gelişmesine katkı sağladığı gibi Türk dilinin, Türk kültürünün ve İslam anlayışının kadınlar arasında yayılmasını da hızlandırdığı ifade edildi.

Ankara Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Selim Çelenk ise, Ankara'da kadın, çocuk ve erkeklere yönelik bir proje başlattıklarını, toplumun yarısını oluşturan kadınları bilinçlendirilerek, etkili olmaları için çabaladıklarını söyledi. Çelenk, tarihimizde yer alan Bacıyan-ı Rum ve benzeri çalışmaların kendilerine örnek olduğunu ve topluma bu bilgileri aktaracaklarını ifade etti.