Doğumdan sonra işe dönmek mi yoksa dönmemek mi?

Bebek sahibi olmak dünyanın en güzel duygusu. Bu yeni başlangıç çalışan kadınlar için aynı zamanda büyük bir çıkmaz. Eve ekonomik olarak katkıda bulunmak ve bebek için gelecek planları yapmak için çalışmak neredeyse bir zorunluluk. Doğum sonrası işe dönmek neredeyse bir annelik sınavına dönüşüyor. ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ diyorsanız annelerin kariyer planlamalarını çocuk doğduktan sonra yapabilmelerini sağlayan eğitimler bulunuyor. Peki, son zamanlarda bu eğitimlere ilgi neden arttı? Doğumdan sonra işe dönmek mi yoksa dönmemek mi? Doğumdan sonra ne zaman işe başlanmalı? Eğitmen, Koç ve Sihirli Benekler Çocuk kitabının yazarı Hatice Boşça ile yeni anne olan kadınların en büyük çıkmazı kariyer planlamaları hakkında konuştuk.

“Kariyer Koçu” kime denir?

Kariyerinde hedeflerine ulaşmak isteyen bireylere koçluk yapan kişidir. Koçluk alan kişinin kendisini tanımasına, kendisine ve hayat tarzına uygun gerçekçi hedefler koymasına destek olur. Koçluk alan kişi hedefine uygun stratejiler geliştirir ve uygular. Kariyer koçu bu süreçte kişinin yol arkadaşıdır.

Anne bebeğini bıraktığı için suçluluk duyuyor

“Anneler için Kariyer Koçluğu” eğitimleri veriyorsunuz. İçeriğinden bahseder misiniz?

İş hayatının zorluklarını hepimiz biliyoruz. Bir anne olarak bu zorluklarla mücadele etmek daha fazla efor, emek, çaba istiyor. Annelerin bir kısmı iş hayatını bırakmak mecburiyetinde kalıyor. Çalışmayı ve üretmeyi sevdikleri için bu süreçte ne yapacaklarını bilmiyorlar.

İşe geri dönmek istediklerinde de şartların değişmiş olduğunu görüyorlar. Bebeğiyle birlikte çalışmaya devam eden anneler ise iş ve ev arasında yoğun stres yaşıyorlar. Çocuklarını bıraktıkları için suçluluk duyuyorlar. İyi oldukları işlerinde başarılı olmak istediklerinde iç dünyalarında çatışma yaşıyorlar. Sadece annelik bana neden yetmiyor? Ben iyi anne değil miyim gibi düşüncelerle mücadele ediyorlar. Bu annelere destek oluyorum. Özellikle grup çalışmalarında yalnız olmadıklarını anlıyorlar. Gerçekte ne istediklerini fark edip, iç çatışmalardan kurtuluyorlar. Böylece daha huzurlu ve enerjik oluyorlar. İş ve ev yaşamında denge olabileceğini deneyimliyor.

Akıl veren de dert yarıştıran da çok oluyor

Anneler bu eğitimlere neden çok fazla ilgi gösteriyor?

Bizim toplumumuzda empati ve etkili dinleme çok yaygın değil. Çalışan veya işini bırakan anneler, içinde bulundukları durumdan şikayetçi olduklarında ihtiyaçları olan anlayışı bulamıyorlar. Karşılaştıkları şeyler şunlar:

Akıl vermek (Çözüm üretmek) Örneğin çocuğunla evde yapabileceğin işleri yap (pasta yap, ahşap boya, takı yap vb.), İşin ve çocuğun olduğu için şükret gibi...

Dert yarıştırmak Örneğin, 'Senin bakıcın var, kocan anlayışlı, doğum izni aldın. Bizim zamanımızda oooo biz neler çektik' gibi...

Yok saymak Örneğin 'Amaan boş ver. Hadi dışarı çıkalım' gibi...

Oysaki ‘Seni anlıyorum, Neye ihtiyacın var? Sana nasıl destek olabilirim?’ gibi duymaya ihtiyaçları olan şeyleri hiç duymuyorlar.

Eğitimlerde duyulduklarını, anlaşıldıklarını, yalnız olmadıklarını görüyorlar ve hayatlarının kontrolünü ellerinde hissetmek için kendi çözüm yollarını geliştiriyorlar. Geri bildirimlerde de genellikle duyduğum “anlaşıldığımı hissettim”, “yalnız değilmişim”, “bir çözüm yolu varmış”, “umutla doldum”, “unuttuğum kendimi hatırladım” şeklinde geri dönüşler alıyorum.

Her anne bu eğitime katılabilir mi?

Evet.

Anneler 'Beni ne mutlu eder?' sorusunu kendine sormalı

Anneler içlerindeki potansiyeli nasıl su yüzüne çıkaracaklar. Bize birkaç ipucu verebilir misiniz?

Şu soruları kendilerine sorabilirler:

• Ortaokul-lise yıllarında en çok ne yaparken mutlu olurdum?

• Çocuğuma hayatımı anlatan bir kitap bıraksam bu kitabın adı ne olurdu?

• Beni ne mutlu eder?

• Ben bu hayata ne katıyorum?

• Beni ne motive eder?

Betül Meral SARIİZ /posta.com.tr

betul.sariiz@posta.com.tr