2 YAŞ MOTOR GELİŞİMİ
Fiziksel gelişim açısından değerlendirildiğinde kaba motor becerilerinin önceki aylardan ileride olduğu görülür.
Koşabilir, 3 tekerliği olan bir bisiklete binebilir, tutunduğunda tek ayağının üzerinde durabilir, ayağıyla topa vurabilir, mobilyaların üzerlerine çıkabilir, merdivenlerden az yardımla inip çıkabilir, parmak uçlarında durabilir ve 2 ayağının üzerinde zıplayabilir.
Kaba motor becerileri gibi ince motor becerileri de gelişmeye devam etmektedir.
4 küpü üst üste koyup kule yapabilir, bir elini kullanmaya daha yatkın olabilir, çatal ve kaşığı önceki aylardan daha düzgün kullanabilir ve kalemle karalamalar yapabilir.
2 YAŞ ÇOCUK BESLENMESİ
Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin anne sütüyle 2 yıl veya daha uzun bir süre emzirilmesini önermektedir. 2 yaşını doldurmuş olan bebeklerin bazıları anne sütü almak istemezken bazıları da devam etmek isteyebilir. Bu dönemden sonra çocukların anne sütünü alıp almama kararına güvenmek gerekmektedir. Emzirilmeye ihtiyacı olmayan bebeklerin memeyi istemediği ittirmesinden veya konuşarak belli etmesinden anlaşılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, çocuğun gerçekten anne sütüne ihtiyacının olup olmadığıyla anne memesini sakinleşmek için kullanıp kullanmadığıdır. Emmeyi sakinleşmek için çocuklara sunmamak gerekir. Bu şekilde sunulduğu takdirde çocukların öz regülasyonunu sağlamaları için başka alternatifler geliştirmesi engellenmiş olunur. Çocuk her baş etmekte zorlandığı duygu veya durumla karşılaştığında emerek duygusal olarak regüle olmaya çalışır. Çocuk eğer emmeyi sakinleşmek için kullanmıyorsa ve anne sütüne ihtiyacı olduğu için istiyorsa anne sütüne devam edilebilir.
6 aydan sonra bebeklerin ek gıdaya geçmesi tavsiye edilir. 2 yaşına gelmiş olan birçok çocuğun zamanla anne sütünü azalttığı ve ek gıdayı arttırdığı görülür. Ek gıdaya geçilen zamandan itibaren dikkatli olunması gereken bazı noktalara bu dönemde de özen gösterilmelidir. Yemek vakitlerinin belirli düzenler içerisinde ve mümkünse ailecek olması önemlidir. Dik bir şekilde mama sandalyesinde oturması ve kendisine ait hoşuna giden çukur tabağının, çatalının ve kaşığının olması bağımsızlık duygusunu pekiştirirken özgüven kazanmasına yardımcı olabilir. Onun kendi yemeğini yeme hızı kabul edilmeli ve zorla yiyecekler ağzına verilmemelidir. Bu şekilde kendi iştahının kontrolünü sağlayabilir ve bedenine dikkat vermeyi öğrenebilir. Yiyeceklerin çeşitliliğini sırasıyla arttırmak sevdiği ve sevmediği yiyeceklerin anlaşılmasını kolaylaştırabilir. Yemek yerken bir yetişkin tarafından gözetim altında olmasına dikkat edilmelidir. Yutma tehlikesi olan veya sağlığa zararlı olan besinler verilmemelidir. Fındık, badem, kılçıklı balık, şeker, kahve, asitli içecekler ve hazır meyve suyu gibi besinlerin verilmemesi gerekir. Yiyebileceği boyutlara getirilmiş ve yiyebileceği yumuşak dokuda olan besinler verilebilir. Sığır eti, avokado, havuç, patates, somon ve sebze yemekleri bu şekilde dikkat edildiğinde verilebilecek yemeklere örnek olarak gösterilebilir. Alerji oluşturabilecek besinlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Çilek, kivi, yumurta ve domates gibi bazı besinler alerji oluşturabilir. Bu nedenle alerjik reaksiyon ihtimaline karşı, özellikle aileden birisinin bir gıdaya alerjisi olduğu bilindiğinde, bir doktordan yardım alınmalıdır. Aynı şekilde çocuğun günlük alması gereken besin ihtiyacının düzenlenmesi için uzmana başvurulması ailelere beslenme düzenini oturttururken yardımcı olur. Çocukların ikinci yılında da yaklaşık olarak birinci yılındaki kadar besin ihtiyaçları vardır fakat gelişimleri ilk yıla göre daha yavaştır. Bu nedenle bazı aileler gelişim açısından kaygılanabilir fakat bu durumda da beslenme konusunda çocuğun kendisine ve doktoruna güvenmek gerekmektedir.