Annede ciddi kansızlığa sebep olabilir, bebekte ise erken doğum, kansızlık, düşük doğum ağırlığı ve ölüm riskleri taşır. Endemik bölgelerde 6 ay ila 3 yaş arası küçük çocuklarda artmış ölüm sıklığı ile seyretmektedir. Endemik bölgelere seyahat en ön sıradaki risk faktörlerinden birisidir. Bu sebeple şikâyetleri uyumlu hastalarda seyahat öyküsünün sorgulanması çok büyük önem taşır. Endemik olmayan bölgelerde, havalimanları çevresinde de seyahat eden ve taşıyıcı olan bireylerin konaklaması nedeniyle vaka birikimleri gözlenebilir” diye konuştu.
“CİLDİNİZİ ÖRTECEK ŞEKİLDE GİYİNİN”
Doç. Dr. Başaranoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çocuklarda sıtma hastalığının şikâyetleri uyumlu, endemik bölgede yaşayan veya endemik bölgelere seyahat etmiş olan bireylerde bazı özellikli tetkikler sonucunda (tam kan sayımı, parmak ucu kanından alınan kalın yayma ve biyokimya tetkikleri) hastalığın tanısı kolayca konulabilir. Tanıda en önemli nokta şüphe düzeyinin yüksek olmasıdır. Parazitin tanımlanmasında kullanılabilen gelişmiş moleküler yöntemlerin kullanımı da artmaktadır. Biyopsi yöntemleri tanı konulmasında kalın yayma kadar faydalıdır. Tedavi için kullanılan sıtma parazitine etkin özellikle antiparaziter ilaçlar mevcuttur.
Tespit edilen sıtma parazitinin çeşidine göre tedavi seçenekleri değişkenlik gösterebilir. Sıtma ile mücadelede en önemli basamak önlemektir. Hastalığı sık görüldüğü bölgelere ziyarette alınacak önlemler büyük önem taşır. Başlıca önlemler şunlardır, sivrisinek ısırmalarının en yüksek olacağı saatlerde (şafak ve alacakaranlık) uzun kollu giyecekler giyilmesi ve cildin örtülmesi, sivrisinek kovucuların kullanılması, kolonya ve parfüm kullanımından uzak durulmasıdır. Endemik bölgelere seyahat öncesinde ülkemizde resmi olarak görevlendirilmiş seyahat sağlığı birimlerine başvurularak koruma amaçlı kullanılacak ilaçların temini de önemli basamaklardan birisidir.”