Çocukluk Ebeveynlerin deprem korkusu çocukta travmaya neden olabilir
Paylaş
Ebeveynlerin deprem korkusu çocukta travmaya neden olabilir

Yaşanan depremler çoğu kişide kaygı ve endişeye neden oldu. Deprem sırasında o anı iyi yönetmek gerekiyor. Özellikle de çocuğu olan ebeveynler için. Çünkü, ebeveynlerini korku, panik ve endişe halinde gören çocuklar için depremler daha korkutucu olabilir, hatta travmalara neden olabilir. Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, “Deprem konusu hepimiz için korkutucu bir olay fakat çocuklar için deprem, korkudan çok daha fazlası demek” dedi.

Yaşanan depremler, birçok kişide kaygıya ve endişeye neden oldu. Belki de hayatlarında ilk kez deprem ile karşı karşıya kalan çocuklar; anne, baba ve aile büyüklerinin yaşadığı bu büyük korku karşısında daha büyük bir ruhsal sarsıntı yaşadı. "12 yaşın altındaki çocukların soyut düşünemediğini, somut düşündükleri için depremin nasıl gerçekleştiğini zihinlerinde işleyemiyorlar" diyen Psikolog Müjde Yahşi depremin çocukların zihninde belirsiz bir kavram olduğunu söyledi .

Haberin Devamı

Deprem çocuklarda psikolojik etkiler bırakabilir

Psikolog Müjde Yahşi, “Belirsiz kavramlar çocukları ürkütür ve çocuklardaki kaygının artmasına neden olabilir. Kaygı düzeyi artan çocuklar yoğun endişe, güvensizlik ve korku hisseder. Korkulu rüyalar görme, yalnız kalmaktan korkma, alt ıslatma, parmak emme, tırnak yeme, kekeleme, içe kapanma gibi ruhsal belirtiler gösterirken nedensiz karın ağrıları, mide bulantıları, uyku bozuklukları gibi fiziksel belirtiler de gösterebilirler” diye konuştu.

Deprem çocuklarda ütopik düşüncelere yol açıyor

Çocuklara deprem nasıl anlatılır?

“Deprem çocuk tarafından “bu olayın sorumlusu benim, benim yüzümden deprem yaşanıyor, anneme kötü davrandığım için bu başımıza geldi, ben kötü biriyim” şeklinde algılanabilir” diyen Psikolog Müjde Yahşi, açıklamasını şöyle sürdürdü;

Haberin Devamı

“Ya da çocuğun gözünde deprem; “evimizi ya da okulumuzu kim sallıyor, biri mi sallıyor, uçak mı çarptı, ondan mı sallanıyor” gibi ütopik düşünceler şeklinde de algılanabilir. O nedenle çocuğun zihninde oluşan bu belirsizliği belirli hale getirmemiz gerekir. Çocuğun gelişimine uygun şekilde bu olayı anlatmalıyız. Bu noktada oyunlar ve oyuncaklar bizim iletişim araçlarımız olmalıdır. Somutlaştırarak ve oyun ile anlattığımız deprem, hem çocuğu kaygıya sokmaz hem de çocuk için daha anlaşılır olur. Mesela oyuncaklardan faydalanarak; “Sana bir şey söyleyeyim mi, deprem nasıl oluyor biliyor musun? Yerin altında böyle yan yana kocaman kocaman kayalar var, onlar dura dura eskiyor, sonra da ufak ufak parçalanıyor, parçalanırken yanında duran diğer kayaları da sallıyor, biz de yerin üstünde olduğumuz için sallanıyoruz hepsi bu.“ Şeklinde somutlaştırarak yapacağımız açıklamalar çocuğu rahatlatır ve çocuk deprem olayına olağanüstü anlam yüklememiş olur.”

Deprem anında öğretmen ve ebeveynlerin tepkisi çocukta travmaya yol açabilir

Ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuğa yaklaşımı, tepkisi ve doğru rol model oluşu, depremin çocukta travmatik etki bırakıp bırakmamasında oldukça önemli olduğunu dile getiren Psikolog Müjde Yahşi, “Eğer yetişkin yoğun kaygı yaşıyorsa çocuğa bunu hissettirmemeli ve tepkilerini kontrol edebilmelidir. Yanında bir çocuk olduğunu asla unutmamalıdır. Özellikle deprem anında ebeveynin ya da öğretmenin vereceği tepkiler çok önemlidir. Çünkü çocuklar depremden çok, etrafındaki insanların tepkilerinden etkilenir. Olay sırasında çocuğun şahit olduğu panik içeren davranışlar, ağlamalar, çığlık atmalar, bayılmalar ve arkasına bakmadan kaçışmalar çocukta travmatik etkiler oluşturabilir." dedi.

Haberin Devamı

"Çocuk deprem anında tehdit altında hissetmemeli"

Müge Yahşi, "Kaygının ve tehlikenin olduğu yerde güven yoktur. Bu nedenle ebeveynlerin ve öğretmenlerin deprem anında ve sonrasında çocuğa ilk olarak vermesi gereken duygu, güven duygusudur. Çocuk kendisini tehdit altında hissetmemeli ve “sen güvendesin” mesajı verilmelidir. “Okulumuz ve evimiz çok sağlam ve bizler de her zaman senin yanındayız” gibi çocuğa güven içeren cümleler kullanılmalıdır. Deprem ile ilgili duygular, düşünceler ve yaşanılanlar çocuk yanında uzun uzadıya konuşulmamalıdır. Bir diğer önemli husus da gösterilen ilginin çocuk tarafından suiistimal edilmemesi için çocuğun karakterine uygun şekilde telkinlerde bulunulmalı ve duygu aktarımı abartılmamalıdır. Nasıl ki fiziksel olarak deprem için bir takım önlemler alıyorsak ruhsal olarak da kendimizi ve ailemizi hazırlayarak önlemler almalıyız” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı