Hamilelikte yükselen tansiyon bebeğe zarar verir mi?
Hamileliğin başından doğuma kadar geçen süreç, hem anne adayı hem de bebek açısından dikkatle takip edilmesi gereken hassas bir dönemdir. Çeşitli sağlık problemleri ile karşılaşma ihtimalinin bulunduğu bu süreçte yaşanan sorunlarından biri de hamilelik tansiyonudur.
Anne adaylarının %2 ile 8 inde görülebilen bu problemin başlıca belirtileri geçmeyen baş ağrısı, kusma, baş dönmesi ve şiddetli görme bozukluğu olarak sıralanabilir diyen Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Cem Çelik; “Gebelikte çıkan tansiyon tedavi edilmediği takdirde gebelik zehirlenmesi gibi ciddi sorunlara yol açarak hem gebe hem de bebek için tehlikeli olabilir. Belirtiler hafif seyirli olarak görülüyorsa anne adayının bol bol istirahat etmesi gerekir fakat sorun şiddetli seyrediyorsa sürecin doktor tarafından çok yakın takip edilmesi gerekir” şeklinde uyardı.
GEÇMEYEN BAŞ AĞRISI VE ŞİDDETLİ GÖRME BOZUKLUĞUNA DİKKAT EDİLMELİ
Gebelik tansiyonu, hamileliğin genellikle 20. haftasından itibaren ikinci ya da üçüncü trimesterde ortaya çıkar ve bazı gebelerde birden bire yükselirken, bazılarında yavaş ama istikrarlı bir şekilde yükselir diyen Prof. Dr. Cem Çelik; “Aşırı kilolu olmak, 20 yaş altı ve 40 yaş üstü gebelik, hipertansiyon ve böbrek hastalıkları geçmişi, ikiz veya daha fazla bebek taşıyor olmak, genetik faktörler, iki hamilelik arasında 2 yıldan az, 10 yıldan fazla zaman olması, kanda pıhtılaşma bozukluğu, diyabet, migren hastası olmak ve birtakım bağışıklık sistemi sorunları gebelikte yüksek tansiyon açısından risk oluşturabilecek faktörler arasındadır. Dört saat ara bırakılarak yapılan iki tansiyon ölçümünde anne adayının kan basıncı 14/9 veya üzerindeyse bu olağandışı bir durum olarak kabul edilir. Şiddetli görme bozukluğu, inatçı ve yoğun baş ağrısı, rahatsız edici derecede solunum sıkıntısı yaşanıyorsa hiç zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Anne adayında gebelik tansiyonu olup olmadığına emin olmak için kan testleri, idrar testi, fetüs ultrasonu, nonstres testi, biyofizik profil gibi ek testler yapılması gerekebilir” diye ifade etti.
KONTROL ALTINA ALINMAZSA ERKEN DOĞUMA SEBEP OLABİLİR
Gebelik sürecinde kan basıncının yükselmesi kısa ve uzun vadede farklı sorunlara yol açabilir diye uyarıda bulunan Prof. Dr. Cem Çelik; “Kısa vadede plasentanın rahim duvarından ayrılıp ağır kanamaya neden olmasına yol açan plasenta ayrılmasına, nadir görülen ve tehlikeli bir karaciğer rahatsızlığı olan HELLP sendromuna, ayrıca nöbetlerle seyreden şiddetli gebelik tansiyonuna sebebiyet verebilir. Uzun vadede ise yüksek kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi, beyin hasarı, böbrek sorunları ve yüksek tansiyon riskini tetikleyebilir.Hamilelikte yüksek tansiyon anne adayı kadar bebek için de risk içerir. Gebelikte özellikle şiddetli seyreden yüksek tansiyon durumunda doğumun zamanından önce gerçekleşmesi gerekebilir. Bu sebeple de bebeğin doğum kilosu düşük olabilir.Hamilelikte yüksek tansiyon ayrıca, anne ve bebek arasındaki bağlantıyı kuran plasentaya kan akışını azaltabilir ve bu da bebeğin yetersiz besin ve oksijen almasına yol açabilir. Dolayısıyla bebeğin gelişiminde yavaşlamaya sebep olabilir” şeklinde konuştu.
KISA YÜRÜYÜŞLER YAPILIP STRESTEN UZAK DURULMALI
Eğer kan basıncı yükselmesi sorunu hamileliğin ortalarında ve hafif seyirli olarak görülürse, en faydalı tedavi gebenin bol bol istirahat etmesidir; böylece kan basıncı düşerek normal seviyelere inebilir diyen Prof. Dr. Cem Çelik; “Sorun şiddetli seyrediyorsa, belirtiler ciddi şekilde görülüyorsa ve gebelik zehirlenmesi ortaya çıkmışsa anne adayının doktor tarafından çok yakından takip edilmesi gerekir. Gebelikte yüksek tansiyon sorunu yaşayan anne adayının açık havada kısa yürüyüşler yapması, bol miktarda sıvı tüketmesi, kendisini gerginlik ve stres yaratan durumlardan uzak tutması faydalı olacaktır. Anne adayının ayrıca beslenmesine de dikkat etmesi önerilir. Aşırı kilo almak da tansiyon açısından risk yarattığı için rutin kontrolünde gebelik diyeti uygulanabilir. Yumurta, süt, et, yoğurt gibi protein içeren gıdaların bu dönemde özellikle ellerde ve yüzde oluşan ödemlerin önüne geçtiği bilinir. Anne adayı doktoruna danışarak tansiyon düşürücü etkisi ile bilinen narenciye, kereviz, pancar, ıspanak, chia tohumu, Antep fıstığı, havuç, fasulye, mercimek, sarımsak, kiraz, vişne, kabak çekirdeği, domates gibi besinleri ve kişniş, çörekotu, tarçın, safran gibi baharatları tüketebilir. Annenin gebelik süresince sol tarafına yatması da fayda sağlayacaktır” diyerek önerilerde bulundu.