MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ HAKKINDA NE DİYORLAR?
COVID-19 pandemisinin hız kaybetmeye başlamasıyla, toplumun rahat bir nefes almaya başladığı bir dönemde ortaya çıkan “maymun çiçeği salgını”, yeni bir pandemi mi başlıyor korkularını da beraberinde getirdi. Dünyada Mayıs ayında görülmeye başlayan maymun çiçeği hastalığının, geçen hafta Türkiye’de de ilk vakası tespit edildi. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sosyal medya hesabından duyurduğu haber, hastalık Türkiye’de yayılacak mı endişelerini de yeniden canlandırdı.
"MAYMUN ÇİÇEĞİNİN COVID-19 YAYGINLIĞINA ULAŞMASI ZOR"
Maymun çiçeği virüsünün, COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2’nin aksine, bir DNA virüsü olduğunu vurgulayan Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “DNA virüslerinin mutasyona uğrama olasılığı RNA virüslerine kıyasla daha düşüktür” dedi. Yine de bu durumun, virüsün hiç mutasyon geçiremeyeceği anlamına gelmediğini söyleyen Prof. Dr. Şanlıdağ, “Son zamanlardaki mevcut vakalarda görülen tipik olmayan bulaşma eğilimleri, virüsün farklı özellikler kazanmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu durum, virüsün genetik materyalindeki değişimlerin tespit edilmesine yönelik araştırılmalarla belirlenecek. Yakın zamanda araştırma sonuçlarının bilim dünyasıyla paylaşılacağını bekliyorum” ifadelerini kullandı.
NASIL BELİRTİ GÖSTERİYOR?
Virüsün, kuluçka döneminde bulaşıcı olmadığını da söyleyen Prof. Dr. Şanlıdağ, “Virüsün bulaşması için semptomların başlamış olması gerekiyor. Bu nedenle, gözle görülür semptomları olan virüsten kaçınmak daha kolay” diyor. Maymun çiçeğinin döküntü veya lezyonların dışında şişmiş lenf nodülleri, kas ve sırt ağrıları, halsizlik, ateş ve yoğun baş ağrısı gibi semptomları da bulunuyor.