Siyaset Arınç: Paul Auster, Atatürk'e müthiş benziyor
Paylaş
Arınç: Paul Auster, Atatürk'e müthiş benziyor

Bülent Arınç, "Yazar Paul Auster, Atatürk'e müthiş benziyor. İnanınız bundan daha fazla benzeyenini görmedim... Hazır Türkiye'ye gelmişken o yönünü de keşfedip belki bir film senaryosu üzerinde onu aktör olarak da düşünebilirler" dedi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yazar Paul Auster’ın yüzünü Atatürk’e çok benzettiğini belirterek, "Atatürk’e müthiş benziyor. İnanınız bundan daha fazla benzeyenini görmedim... Hazır Türkiye’ye gelmişken o yönünü de keşfedip belki bir film senaryosu üzerinde onu aktör olarak da düşünebilirler" dedi.
Arınç, CNN Türk televizyonunda yayınlanan "Neler Oluyor?" programına katılarak, soruları yanıtladı.

Haberin Devamı

Tutuklu gazetecilerin durumuyla ilgili soru üzerine Arınç, mesleki açıdan bazılarının gazeteci olarak göründüğünü ancak suçlamalarda terör örgütü üyeliği, terör örgütünün propagandasını yapmak gibi unsurların bulunduğunu söyledi.

Arınç: Dindar kelimesi uygun bir kullanım

Arınç: Dolmabahçe görüşmesi niye açıklansın?

Arınç: Kürtçe seçmeli ders olabilir

"Şimdi şuna karar vermemiz lazım. Bu eylemler serbest mi olmalı, takibi yapılmamalı mı, bunun bir cezai müeyyidesi olmamalı mı?" diyen Arınç, şöyle konuştu:

"Muhalefete sordum, bu kadar laf söylüyorsunuz arkadaşlar, TCK’nın 3 maddesi var. Bu 3 maddeye ilişkin de yargı reformunda biz ’5 senelik cezaların tamamının ertelenmesi’ diye hüküm getiriyoruz. Üç maddenin de cezalarını düşürüyoruz. Ama bunlar TCK’da... Sizin saymaya çalıştığınız ama isimlerini bilemediğiniz şu şu şu malum gazete ve gazetecilerin suçunun karşılığında Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 6, 7, 8, 10, 11. maddeleri yazıyor. Siz bana şunu söyleyin ey CHP, ey MHP, ey bir başka parti. TMK’nın bu maddelerinin tamamen kaldırılmasını istiyor musunuz. BDP ’istiyorum’ diyor, CHP ’istemiyorum’ diyor benim bildiğim."

Haberin Devamı

Arınç, gazetecilerin "Suç işleme imtiyazına sahip olmadığını" ifade ederek, bir insanın adi bir suç işlemesi halinde gazeteci ya da başka bir meslek grubundan olmasının fark yaratmayacağını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle devam etti:
"Gaspa katılmış ama sıfatı gazeteci yazıyor. Terör eylemine katılmış, silah bulundurmuş ama karşısında meslek olarak gazeteci yazıyor... Adi suç işlediği halde ’ben gazeteciyim’ diyerek dokunulmazlık isteyen bir grup var. Kusura bakma kardeşim, senin işlediğin suçu herkes işleyebilir, senin gazeteci sıfatını taşıman seni bu suçtan kurtarmaz. Sen bir defa kenarda dur bakalım. TMK’da bizzat terör eylemlerine katılan, örgütle hareket edenlerle de yapacak bir şeyimiz yok.

Ben sadece şunu düşünebiliyorum; ’propaganda’ dediğimiz konuda cezalar verilmiş, bu konularda içtihatlarda sonradan farklılıklar da oluşmuş. Bir insan sadece propaganda yaptığı için diğer maddelerden de ilave cezalar almasa cezası daha az olacak veya tecil sınırında olacak. Ben bunu yapmaya niyetliyim ama bana en çok gürültüyü kopartanların niyetlerini açıklama cesaretleri yok."

Haberin Devamı

301. maddeyle ilgili soru üzerine Arınç, AİHM’in 2011 yılı sonuçlarını açıkladığını, Türkiye’nin en çok dava açılan ve en çok aleyhte sonuç çıkan ülke konumunda bulunduğunu belirtti.

Arınç, 301. maddeyle ilgili AİHM’den "Taner Akçam kararı" çıktığına işaret ederek, "Ceza yememiş, mahkemeye verilmemiş, ama öylesine bir dava açılmış, çok ilginç. ’Benim fikirlerim, düşüncelerin şudur, bundan dolayı 301 tehdidi altındayım. Bu maddeye karşı hakkımı koruyun’. Mahkeme de karar vermiş" dedi.

301. maddede düzenleme yapıldığını, yeni maddeye göre Adalet Bakanlığından izinle dava açılabildiğini belirten Arınç, "Bendeki rakam şudur; 2011 yılında zannediyorum ki 2 bin 300’ün sadece bunun 11’ine Adalet Bakanlığı izin vermiş. Onda 1’i değil, yirmide 1’i değil, belki yüzde 1’ine yakın bir rakam. O açılan davaların da bir kısmı beraatla sonuçlanmış. Sıfır noktasına doğru gelmişiz. Ama hala diyor ki AİHM, (siz 301’i tamamen ortadan kaldıracaksınız)" diye konuştu.

Haberin Devamı

-"Paul Auster, Atatürk’e müthiş benziyor"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, yazar Paul Auster’la ilgili sözlerine ilişkin soru üzerine Arınç, "Bir başkası olsa girmeyebilir, başkası olsa girebilir, bir başka türlü söyleyebilir. Sayın Tayyip Erdoğan da bir lider, bir genel başkan..." dedi. Arınç, bunu söylediğinden dolayı Başbakan Erdoğan’ı suçlamanın doğru olmadığını ifade etti.

Auster’ın Türkiye’ye davet edildiğine dikkati çeken Arınç, yazarın Türkiye’ye gelmesini ve ülkenin içinde bulunduğu şartları görmesini umduğunu dile getirdi.

Arınç, Paul Auster’ın fiziki olarak Atatürk’e çok benzediği ifade ederek, "Ben onda daha başka bir kabiliyet keşfettim... Atatürk’e müthiş benziyor. Yani Türkiye’ye zaman zaman Atatürk ile ilgili film çevirmek için birilerini getirirler, ’o benzedi, bu benzemedi’ derler. İnanınız bundan daha fazla benzeyenini görmedim. Dün görebildiğim kadarıyla ekranlarda. Hazır Türkiye’ye gelmişken o yönünü de keşfedip belki bir film senaryosu üzerinde onu aktör olarak da düşünebilirler" diye konuştu.

"Ama ben olsam böyle demezdim diyor musunuz başbakana?" sorusuna Arınç, "Der miyim canım. Sayın Başbakanın sözünün üstüne söz koyarmıyım ben" karşılığını verdi.

Bülent Arınç, Auster’ın Atatürk’e benzerliğine ilişkin bir başka soru üzerine de "Ben yüzüne bakarak söyledim bunu. Yoksa Atatürk’e benzemek mümkün mü. Atatürk bir kişi, çok özel. Ama filmini çevirmek için, ben küçüklüğümden beri hatırlarım. ’Filan geldi’ derler, yedirirler, içirirler, biraz gezdirirler Türkiye’de. Ondan sonra da ’ben bu ağırlığı taşıyamıyorum’ diyerek, yedikten, içtikten sonra Türkiye’den gider. Bu, hazır gelmişken bir de o gözle baksınlar Paul Auster’a" dedi.

Haberin Devamı

-"Ragıp Zarakolu Nobel kazanırsa..."-

KCK soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Ragıp Zarakolu’ya Nobel Barış Ödülü verilmesi konusunda İsveç’te girişimde bulunulduğuna işaret edilerek, görüşünün sorulması üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Bundan mutlu oluruz, keşke böyle bir şey yapsalar. Çünkü Nobel Edebiyat Ödülü kazanan bir Türk olduğu zaman ayrıca, sevinmiştik. Zarakolu, benim bildiğim bir yayıncıdır, bazı kitaplarını okudum, biliyorum. Ben suçlandığı konularla ilgili görüş beyan edecek durumda değilim. Bütün amacım, niyetim, çok tutuklu kalmadan bir an önce davaların bitmesi ve aklanmalarıdır. Bunu bütün sanıklar için söylüyorum. Kaldı ki bu gazeteci kimlikli kişiler içerisinde milletvekili arkadaşlarımız var. Ama bunlara yargı karar verecek."

Arınç, şöyle konuştu:
"Bakın yanlış anlaşılmasın. (Tutuklu gazetecilerle ilgili isimler) sayıyı artırdınız ama 10’u bulamadık daha. Şöyle bir iddia var ki yüzlerce gazeteci, belki bin gazeteci cezaevinde. Herkesin rivayeti muhtelif. 10 değil, bir tane bile olsa biz bundan üzülürüz. Bir gazeteci, gazetecilik mesleğini veya basınla ilişkili işini yaparken eğer bir ceza tehdidiyle karşı karşıya kalırsa bu, bizim ayıbımız olur. Yani bu, özgürlüğün olmadığı Türkiye demektir. Ama bugün bu arkadaşlarımız dahil doğru veya yanlış, bunların hepsi yargılama sonucu ortaya çıkacak."