Cumartesi Postası Arp ile şifa dağıtıyor

Arp ile şifa dağıtıyor

Paylaş
Arp ile şifa dağıtıyor

Arp, genelde Klasik Batı Müziği'nde kullanılan telli bir müzik aleti... Tellerine ustalıkla dokunan bir sanatçının elinde arp; dinlendiriyor, huzur veriyor...

ÖMER GÖREN

Haberin Devamı

ogoren.aktuel@gmail.com

Arp, genelde Klasik Batı Müziği’nde kullanılan telli bir müzik aleti... Tellerine ustalıkla dokunan bir sanatçının elinde arp; dinlendiriyor, huzur veriyor... Arpist (arp sanatçısı) İpek Görgün’ün (22) de yaptığı tam olarak bu. Bir hastanenin lobisinde ve yoğun bakım servisinde enstrümanını çalan İpek Görgün, hastaları öyle motive ediyor ki çoğu kişi onun çalışma gün ve saatine göre doktordan randevu alıyor.

Önce sizi tanıyalım.

22 Şubat 1980’de Kocaeli’nde doğdum. Babam emekli deniz astsubayı, annem ev hanımı! Bir erkek bir kız, iki kardeşiz. İstanbul Üniversitesi’nde konservatuvar eğitimi aldım. İki akrabam keman ve fagot çalıyorlar. Çocukluğumdan beri onları dinleyerek müziğe kulak aşinalığım oluştu. İlkokul son sınıfta ailemden org istemiştim. Konservatuarda önce üç yıl viyola eğitimi aldım. Parmaklarım uzun diye hocalar, arp çalmama karar verdiler. Aslında ben viyolaya devam etmek istiyordum ama boyum uzun, viyola küçüktü.

Haberin Devamı

Böylece arp ile tanıştınız...

Okulda yeterli sayıda arp yoktu, arkadaşlarımla dönüşümlü çalıyorduk. Evde çalışabilmem için arp almam şarttı. İkinci yıl bu enstrümanı çalanlarda oluşan bilek kisti yüzünden müziğe iki ay ara vermek zorunda kaldım. Arp almam iyice elzem olmuştu artık. Ama 20.000 euro da bizde yoktu.

‘Fransa’dan getirttik’

Ne zaman alabildiniz?

Babam emekli olup özel gemilerde çalışmaya başlamış, elimiz rahatlamıştı. Ne var ki Türkiye’de arp satılmıyordu. Fransa, Amerika ve İtalya’da yapıldığını öğrendik. Fransa’dan arp getirttik.

Hastaneden teklif nasıl geldi?

Zaten çeşitli yerlerde arp çalarak küçük paralar kazanıyordum. 2007 yılında Memorial Hastanesi pazartesi, salı ve perşembe günleri lobide çalmam için bana teklifte bulundu. Yadırgamadım, kabul ettim. Bir süre sonra fizik tedavi bölümündeki hastalara, arada da yoğun bakımda yatanlara çaldım. Ama arpi evden işe, işten eve taşımakta zorluk çekiyordum. Daha küçüğünü aldım.

Nasıl?

Annem, dedemden gelen emekli maaşını bankaya teminat göstererek tüketici kredisi aldı. İkinci alet, 3.500 euroya yine Fransa’dan geldi.

Haberin Devamı

YA BOZULURSA!..

Enstrüman bozulduğunda ne yapıyorsunuz?

Sonuçta burada kimse bu aletten anlamaz. Türkiye’de tamirci yok gerçekten de. Ufak tefek tamirleri yapabiliyorum, daha büyüklerini Fransa’daki imalatçı firmaya bildiriyor, cevaba göre hareket ediyorum.

Bunca yıl uğraşmışsınız, emeğinizin karşılığını alabiliyor musunuz bari?

Branşımı düşünürsek; diğer müzisyenlerle kıyaslandığında gayet iyi. Ayrıca hastanedeki görevim, başka yerlerde çalışmamı etkilemediği için de kazanabiliyorum.

Hiç yurt dışında çalmayı düşündünüz mü?

İngiltere ya da Fransa’ya gitmeyi çok istiyorum. Yaptığım müziği geniş kitlelere yaymak derdindeyim. Bu enstrümanla her tarz müziğin çalınabileceğini, yelpazesinin çok geniş olduğunu, tellerinin tınısıyla özellikle hastaların nasıl iyileşebileceğini göstermek istiyorum.

Hastalardan ne gibi tepkiler geliyor?

Çok olumlu. Bazen “Neden çalıyorsunuz?” diyen de oluyor ama müziğimi dinledikten sonra rahatladıklarını, huzur bulduklarını söylüyorlar. Çoğu zaman talepte bulunuyor, Bach’ın, Mozart’ın konçertolarından eserler istiyor, huşu içinde dinliyorlar. Randevularını, benim hastanede olduğum gün ve saate alanlar bile var. Bu da beni çok mutlu ediyor. İyi ki bu mesleği seçmişim. Hastaların o halinin bende yarattığı mutluluk, enstrümanımın tellerine yansıyor ve beni müthiş motive ediyor.

Haberin Devamı

Arp gizemli bir ses çıkarıyor gerçekten de.

Ne kadar sıkıntılı, stresli, mutsuz olsanız da arpin sesi hepsini siliyor, sizi başka diyarlara, hayallere götürüyor. Arp, iç dünyamı gösteren, kendimi en iyi ifade edebildiğim enstrüman. Viyoladan, piyanodan daha samimi bence. Arpin üstüne müzik aleti tanımam. Ama arp olmasa, piyano çalmak isterdim.

Hastanede daha çok kimler hoşlanıyor bu müzikten?

Kadınlar ve çocuklar. Bir haftalık bebek gelmişti hastaneye, etini koparıyorlar gibi devamlı ağlıyordu. Çalmaya başladım, bebek sustu. Durdum, tekrar ağlamaya başladı. Birkaç kez ben çaldıkça sustu, durdukça ağladı. Bu, bilimsel olarak kabul edilen bir durum. “Anne karnındaki bebeklere klasik müzik dinletin” denmesi de bu yüzden. Bazen de hasta ve hasta yakınları yanıma geliyor, bunun eğitimini nasıl alacaklarını, enstrümanı nereden bulacaklarını soruyorlar. Ben de notaya ilgisinin ne derece olduğunu sorarak onları yönlendiriyorum.

Haberin Devamı

(26.05.2012 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)