Aşkı camdan neyle anlatıyor...

EYLEM KESKİN

eylem.keskin@posta.com.tr

Çünkü ona göre camın şeffaflığı, transparanlığı aşkın ve sevginin saflığının temsili. Adını ‘sır’ koyduğu cam ney ona göre aşkın nefesini de temsil ediyor. Nagehan Hanım’ın cam neyleri bin dolardan satılıyor...

Nagehan Kılıçarslan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü mezunu. Okulu bitirdikten sonra eğitimine İtalya’da devam ediyor. 2 yıl süren yüksek lisans programından sonra Türkiye’ye dönüyor ve tasarımcı olarak çeşitli firmalarda çalışıyor. Sonra kendi markası Globo’yu yaratıyor. 2004’ten bu yana cam lavabo üretimi yapıyorlar. Cam lavabo tasarımları üzerine yoğunlaşan Nagehan Kılıçarslan başarılarıyla da adından söz ettiriyor ve Gabbiano isimli cam lavabo tasarımlarıya Endüstriyel Tasarımcılar Mesleki Kuruluşu tasarım ödülünü alıyor. Türkiye’de bu konuda tek olduklarını söyleyen Nagehan Hanım “Özgün cam lavabo tasarımları yapıyoruz. Bizim tasarımlarımız İtalya’da bile yok. Butik tasarım yapıyoruz. Ayrıca ayna tasarımları var, mimari projeye uygun işler de yapıyorlar. Ayna ve cam için her türlü çözümümüz var. 2 yıldır otel projelerinde de çalışıyoruz. Cam, fırınlara girdiğinde işlem gördüğünde tamamen başka bir şey oluyor, doğasını gösteriyor, yumuşuyor. Camın hayal dünyası çok geniş.” diyor...

Aşkın tılsımlı nefesi

Nagehan Kılıçarslan Seyrantepe’deki atölyesinde çalışırken aşk konulu bir sergiye katılma teklifi alınca başlıyor fikir üretmeye. O sıralarda tasavvufla da çok ilgili. ‘Özgün ne yaparım?’ diye düşünüyor ve bu felsefeyi anlatacak en iyi şeyin ney olduğuna karar veriyor. Camın şeffaflığı, transparanlığı aşkın ve sevginin saflığını temsil ediyor. Neyin boşluğu ise evrensel hiçliği. Nagehan Hanım “Ney anonim bir tasarım olarak var ama ben obje olarak düşündüm, sembolik değerleri anlatsın istedim” diyor ve ekliyor: Beni yaratıcılık yolculuğuna çıkaran tema aşktı. Esasında cam ney aşkın nefesini temsil ediyor. Ben neyin tılsımlı olduğuna da inanıyorum. İlk sergide cam neyin ismi ‘aşkın tılsımlı nefesi’ydi. Şimdiyse ‘sır’.

‘Tınıyı hücrelerimde hissettim’

Camdan neyle ilgili siz de aynı şeyi merak edeceksiniz muhakkak: Enstrüman olarak da kullanılabiliyor mu? Ses çıkıyor mu? Camdan neyi tasarlayan Nagehan Hanım ilk iş tasarımını göstermek üzere Sultanahmet’te Türk Musikisi ve Araştırma Vakfı’na gidip işin üstadlarından Yaşar Hoca’ya gidiyor. Yaşar Hoca da şaşırıyor cam neyi görünce ve alıp üflemeye başlıyor... Ve Yaşar Hoca’nın üflediği neyden ses yayılmaya başlıyor. Sesten çok etkilendiğini söyleyen Nagehan Kılıçarslan “Camdan çıkan tınıyı hücrelerimde hissettim, adeta büyülendim ‘Ben ne yapmışım?’ diye düşündüm. o aslında sadece camdan bir neydi, birden müzik aleti oluvermişti. Üstatlar da beğenince çok sevindim” diyor. Yüzyıllardır bambudan ve kamıştan üretilen neyin aslında 13 çeşidi var. Bunlardan biri de ‘kız neyi.’ Üflemeye başlayanların ilk kullandıkları ney. Nagehan Hanım bu yüzden cam neyi kız neyine uygun olarak yapmış. Sonra kendi içinde geliştirmiş, her gün yeni bir şeyler koymuş ve koymaya devam ediyor. Camdan neyi henüz müzik aleti olarak kullanan yok. Şimdilik ilginç bir obje olarak bin dolara satılıyor...

Kağıttan bir dünya

Paperie, kağıttan tasarımların satıldığı modern bir kırtasiye. Teşvikiye’deki Paperie bir hayal dükkanı. Ankaralı grafik tasarımcısı Zeynep Sümer Ayverdi çocukluk hayalinden yola çıkarak Paperie’yi kurmuş. Rengarenk kartpostallar, kağıtlar, zarflar, boya kalemleri arasında kayboluyorsunuz. Zeynep Ayverdi’nin tasarım kağıtlarına dokunmak, bazılarına uzun uzun bakmak ve çoğuna da sahip olmak istiyorsunuz. Aklınızdan ‘keşke ben de tasarım yapabilsem’ diye geçirdiğiniz anda Zeynep Ayverdi imdadınıza koşuyor. Düzenlediği kağıt atölyelerinde tasarımlarının inceliklerini öğrenebiliyorsunuz.

Reklamcıydı kağıtçı oldu

Zeynep Sümer Ayverdi’nin kağıtla ilişkisi eski yıllara dayanıyor. O gazeteci bir baba ile profesör bir annenin çocuğu, küçükken en çok babasıyla matbaaya gitmeyi severmiş. Kağıt dahil eline geçen her şeyi biriktirirmiş. Çöpe atmaya kıyamadıklarından yeni, özgün parçalar yaratırmış. TED Ankara Koleji’nin ardından, yaratıcılığını Bilkent Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde geliştirmiş. Yıllarca reklam sektöründe çalışmış. Kendi ajansında grafik tasarımcı, kreatif direktör olmuş. Kırtasiye sevdasından ise vazgeçememiş. Yurtdışına her çıktığında dünyanın en çılgın kırtasiyelerini dolaşmaya bayılırmış. Türkiye’de de yurtdışında benzerlerini gördüğü sıradışı bir kırtasiye açmayı kafasına koymuş ve Paperie’yi açmış.

Her türlü tasarım yapılıyor

Paperie bir kırtasiyeden, kağıtçıdan, sıradan bir davetiyeciden daha fazlası. Burada her türlü kağıt ürününü bulabiliyorsunuz. Bulmakla kalmıyor aklınıza gelmeyecek tasarımlarla karşılaşıyorsunuz. Çıkartma, tebrik kartı, davetiye, defter, not kağıtları, kartvizitler, aklınıza ne gelirse Paperie’de var. Yaratıcılıkta ise sınır yok. İsterseniz Zeynep Hanım sizin için size özel tasarımlar da yapıyor. Paperie’de hiçbir ürün fabrikasyon değil. Zeynep Ayverdi’nin yaptıklarına insan ister istemez özeniyor. ‘Acaba ben de yapabilir miyim?’ diyorsunuz. Eğer siz de yaratıcılığınızı kullanmak istiyorsanız, kendi tasarımınızı Paperie’de yapabiliyorsunuz. Zeynep Hanım bunun için atölyeler düzenliyor. Kağıt üzerinde tasarım yapmayı A’dan Z’ye kadar öğreniyorsunuz. Paperie’de sadece kağıt yok. Albüm, çerçeve, özel hediyelikler de var. Gidin, siz de keşfedin!

(10.06.2012 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)