Ayrılık vaktinin geldiğini gösteren 7 işaret

Bir ilişkinin temelinde maalesef sadece sevgi ve aşk yok. Alışkanlıklar, çoğu zaman sevginin de aşkın da önüne geçiyor. Maalesef. Rahat hissettiğimiz bir alan, artık kendimizi anlatmaya çalışmaktan yorulmak... Bir ilişkinin içine sıkışıp kalmakla sonuçlanıyor. Daha da kötüsü, bu birileri tarafından 'gözümüze gözümüze sokulmadan' fark edemiyoruz. Ayrılık gibi bir seçeneğin olduğu aklımızdan uçup gidiyor. Her ilişkinin elbette kendi dinamikleri var fakat hepsi temelde aynı. Giriş, gelişme ve sonuç, aynı süreçten geçiyor. Bazen ayrılık sinyalleri çok açık bir şekilde gelir ama kulaklarımız tıkalı, gözümüz kapalıdır. İşte, artık o insanı 'salman' gerektiğine, ayrılmaya cesaret etmen gerektiğini gösteren 7 can yakıcı işaret. Bunun romantik bir ilişki olmasına gerek yok, herhangi bir insan ilişkisinde ilk beklenti ciddiye alınmaktır. En azından şaka yapmıyorsan... Bir rahatsızlığını ya da beklentini sen açık yüreklilikle açarken karşı taraf seni ciddiye almıyorsa orada problem var demektir. Hele hele kıskançlıklar ya da tepkilerin karşısında 'Sen abartıyorsun, hastasın, delirşmişsin' gibi laflar arttıysa daha da tehlikeli. Böyle bir durumda sevdiğin insanın yanında olmasını istersin değil mi? Kurduğunuz tüm diyalog artık eleştiri ve suçlamalar üzerine mi? Seninle sadece bir şey isteyeceği insan, suçlayacağı ya da eleştiri yapacağı zaten iletişime geçiyorsa önümüzdeki zamanlardaki bağlantılarınızı iyice gözlemle. Eskiden seni güldürmek için arıyordu, başından geçen bir şeyi anlatmak için mesaj atıyordu, sadece ne yaptığını merak ettiği için yanına geliyordu. Şimdi ise suçlamalar ve eleştiriler yarışı önde götürüyorsa başını iki elin arasına al ve bir düşün. İlişkinin başlarını düşün. Her fırsatta birbirinize dokunduğunuzu, insanlar kafasını çevirdiği anda öpüştüğünüzü, birbirinize sokaklarda dokunduğunuz için birbirinizi uyardığınızı. Şimdi ise dünyanın en usturuplu çifti mi oldunuz? Cinsellik azaldıysa ilişkinin en önemli elementi elinizden yitip gidiyor demektir. Bu, seni ayrılığa adım adım yaklaştırmalı. İki seçeneğin var, cumartesi gecesini ya onunla geçireceksin ya da arkadaşlarınla... Hangisi daha ağır basar. Eğer onunla diyorsan, bir soru daha. Sırf sevgilin olduğu için mi 'O' dedin, yoksa gerçekten onunla vakit geçirmek istediğin için mi? Son zamanlarda arkadaşlarınla mı daha çok eğlendin yoksa onunla mı? Bunu anlamanın en kolay yollarından biri, Instagram'da komik bir şey gördüğünde ona mı yolluyorsun yoksa arkadaşlarına mı? Eğer yeni keşfettiğin bir şarkıy ondan önce başkalarına dinletiyorsan sence bu üzücü bir işaret değil mi? Başka insanlar kolayca aklını karıştırabiliyorsa artık ona 'kafadaki sadakatini' yitirmişsindir. Sadakat sadece bedenle olacak iş değildir. Kendini bir başkasıyla el ele yürürken hayal edebiliyorsan, öpüşürken keşke bir başkası olsaydı diyorsan, bırak artık be! Her ilişkinin, başından sonuna kadar çözülemeyen büyük sorunları olabilir. Ama küçücük konularda bile tartışıp tartışıp en sonunda bir yere varamayıp konuyu kapatıyorsanız tehlike çanları çalıyor. Hasıraltı edilen her konu, o hasır kalktığında size Selam, ben hala burdayım diyerek gülümser. O tartışmalar hiçbir yere varmıyorsa, ayrılık seçeneğini bir gözden geçirebilirsiniz. Son zamanlarda hangi konuları sağlıklı bir şekilde tartışıp çözüme ulaştırdınız ve o konunun dosyasını sakin bir şekilde arşive koydunuz bir düşün. Zaten varlığı yokluğu aynı olan bir insanın yokluğundan neden korkacaksın ki? Onsuz bir hayat seni korkutmuyorsa, yalnızken daha iyi olacağını düşünüyorsan, bir yere davet ederken içinden 'keşke gelmese' diyorsan aslında ayrılığa hazırsın demektir. Ayrılık fikrine yavaş yavaş yaklaşabilirsin. Planlarını yalnız yapmaya başla.