Sağlık Bağırsak sistemi sağlıklı olan bebekler daha mutlu

Bağırsak sistemi sağlıklı olan bebekler daha mutlu

Paylaş
Bağırsak sistemi sağlıklı olan bebekler daha mutlu

Vücuttaki mutluluk hormonunun yüzde 95’inin ikinci beyin olarak bilinen bağırsaklarda bulunduğuna dikkat çeken uzmanlar bağırsak sistemi düzenli olan bebeklerin mutlu bebekler olduğunu belirtiyor ve ekliyor: "Eğer annenin sütü yetersizse fermantasyon yöntemiyle üretilmiş devam sütleri tercih edilmeli"

Bebelac Gold Çocuk Devam Sütü’nün katkılarıyla bir araya gelen Pedagog Tansu Oskay ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben, bebeklerde sindirim sisteminin önemini ve gelişimini değerlendirdikleri toplantıda, bağırsak sağlığı ve bebek mutluluğu arasındaki ilişkiye dair önemli açıklamalarda bulundu.

Bebeklerdeki sindirim sistemi gelişiminin, fizyolojik olduğu kadar psikolojik açıdan da büyük önem taşıdığına dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben konu ile ilgili şöyle konuştu:

“Sindirim sistemi,daha anne karnındayken gelişim adımlarını atar ancak bağırsak florası doğumdan sonra oluşarak anne sütü ve çevreyle olan etkileşime göre şekillenir.Bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmeli. Bebeğin sindirim sistemindeki en büyük değişim, 6. aydan sonra ana öğün anne sütü olacak şekilde ara öğünlerde ek besinlere adım adım geçişle görülür ve 18-36 ay arası bebeğin sindirim sistemi yetişkinlere benzemeye başlar.”

'BAĞIRSAK SİSTEMİ SAĞLIKLIYSA BEBEK MUTLU OLUR'

Sindirim sisteminin besinlerin işlenmesini, emilimini, sindirilmesini ve atılımını sağladığını ifade eden Dr. Demet Matben, arka planda çok daha organize olmuş bir sistem çalıştığına vurgu yaparak “Bağırsaklar, 100 milyon sinir hücresi ile omuriliğin 10 katı sinir hücresi içerir. Bunun için bağırsak ikinci beyindir. Bağırsaklar, duygudurumu ve doygunluğu düzenleyen hormonlar salgılarlar. Vücuttaki mutluluk hormonunun (serotonin) yüzde 5’i beyinden salgılanırken yüzde 95’i bağırsaklarda bulunur.İnsan vücudunda bulunan mutluluk hormonunun büyük bir kısmının bağırsakta bulunması duygu durumunu da etkiler. Dolayısıyla sağlıklı bağırsak florası olan bebek mutlu bir bebektir .Sindirim sistemi düzenli çalışan, sindirim problemi yaşamayan bebekler, duygu durum bozuklukları da yaşamadan büyürler. Bu durum bebeğin ve annenin yaşam kalitesini artırır” dedi.

'FERMANTASYONLA ÜRETİLEN BESİNLER SİNDİRİMİ DÜZENLİYOR'

Dr. Demet Matben, sindirim sisteminin ideal şekilde gelişmemesinin karın ağrısı, şişkinlik, duygu durum bozuklukları hatta ileriki dönemlerde obezite ve diyabet gibi sıkıntılar da yaşanmasına neden olabileceğini ifade ederek bebeklerin sindirim sistemi için en sağlıklı ve bebeğin sindirim sistemine en uyumlu besinin anne sütü olduğunu söyledi. Dr. Demet Matben, şu açıklamalarda bulundu:



“Bebeklerde özellikle sindirim sistemi sağlığı için 1 yaşa kadar temel besin anne sütüdür; keçi ve inek sütü hiçbir şekilde önerilmez. Ancak eğer annenin sütü yetersizse fermantasyon yöntemiyle üretilmiş devam sütleri tercih edilebilir. Fermantasyon yöntemi ile üretilmiş besinler sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olur. Fermente ürünler, içeriğindeki prebiyotik bileşenler ile bağırsaklardaki faydalı bakterileri koruyarak sindirim sistemini düzenler. Fermantasyon yöntemi ile üretilen besinler daha kolay sindirilip vitamin ve minerallerin bağırsaklarda daha iyi emilmesine yardımcı olur. Bebeklerde şişkinlik ve gaz sancısına bağlı ağlamalar da azalma sağlar ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olur.”

'HEM ANNENİN HEM DE BEBEĞİN YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLİYOR'

Sağlıklı bir sindirim sistemine sahip bebeklerde, optimum büyüme ve gelişme sağlandığına ve güçlü bir anne-bebek ilişkisi kurulduğuna dikkat çeken Pedagog Tansu Oskay “Sindirim sistemi sadece fiziksel değil duygusal olarak da çok önemli bir yere sahip. Sağlıklı bir sindirim sistemi hem bebeğin hem de annenin yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler. Sindirim sistemi gelişimindeki sorunlar giderilince farklı aktivitelere, kaliteli zaman harcamaya daha çok vakit kalır. Sindirim sistemi iyi olan bebek mutlu olur. Sindirim sorunlarıyla uğraşmadığı için iletişime daha açık olur. Daha iyi sosyalleşir, daha az ağlar ve yaşam kalitesi artar” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı