Siyaset 'Başbuğ'a terör örgütü mensubu diyenleri tarih affetmez'
Paylaş
'Başbuğ'a terör örgütü mensubu diyenleri tarih affetmez'

Başbakan Erdoğan canlı yayında yaptığı açıklamada İlker Başbuğ'un tutukluluğunu 'terör örgütü mensubu' diyenleri tarih affetmez" dedi

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tutuklu bulunan askerle ile ilgili olarak, "Biz bu süreç içerisinde başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere diğer generallerimiz hiçbirisine, İlker Başbuğ’a kalkıp da alışılmış anlamda bir ’terör örgütü mensubu’ demek çok ciddi bir yanlıştır. Bu affedilemez. Şu anda bulundukları makam itibari ile kendilerini sağlamda görseler bile tarih onları affetmez. Türk Silahlı Kuvvetleri bir örgüttür. Ama terör örgütü değildir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sağlık alanında ki yatırımlara dikkat çekerek şunları kaydetti: "Bu dönemde gerek devlet gerekse vakıf üniversitelerinde kalite artıyor. Şimdi bizim tıptaki açığımızı inşallah kısa zamanda kapatacağız. Bizim tıpta beyin gücümüz iyi. Artık göç vermiyoruz. Şimdi artık dönüş başladı. Teknolojiyi devlet olarak biz de alıyoruz özel sektörde transfer ediyoruz.

Bu tabii bize bir başka güzellik getirdi. Benim her vatandaşım istediği her hastaneye gidiyor. Bunların çoğu SGK’yla anlaşmalı olarak iş yapıyor. Artık MR için 7-8 ay beklemek bitti. Devletin sağlık maliyeti 4 kat arttı, ama benim insanımın sağlığı için herşey feda olsun. Biz yolsuzluğu kestik. İlaçlarda olan yolsuzluklar vardı. Bunların hepsi gitti.

İlaç firmalarına diyoruz ki, ’Çok kazanma arkadaş az kazan.’ Biz hala şehir hastanelerine başlayamadık. Maalesef yargıda çok lüzumsuz şekilde kafaya takarak bizim bu sürecimiz engelledi. İstanbul, Ankara, Gaziantep, Adana başlamadı. 29 büyükşehir hedefimizdi. Bunlar Türkiye’de bambaşka bir heyecan meydana getirecek. Kenar köşe bir ilimiz kalkıp da Ankara’ya, İstanbul’a gelmeyecek. Oralar üst düzey doktorlarımız için aynı zamanda mesailerini verdikleri ve eğitim aldıkları yer olacak."

BU BİR DEVİR TESLİM SÜRECİ

’Sağlık Bakanı’nı neden görevden aldınız?’ sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, "Sağlık Bakanım’dan bir şikayetim yok. Bu bir devir teslim süreci" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim bir taraftan insan yetiştirmemiz lazım. Bir taraftanda meslek körlüğü başlar. Birde bizim önümüzdeki süreci şimdiden hazırlamamız lazım. Gerek bakanlık olarak olsun gerek yeni yetişecek arkadaşlarımız açısında olsun. Aynı yerde sürekli olarak kalmak... Recep Bey’in 3’ncü dönemi. Onunda parlementoda olduğu bir dönem içerisinde bir yeni arkadaşımızın görevi teslim alması farklı. Birbirilerine olan iltifatları, ödüllendirmeliri çok güzel. Yeni bakanımız onun deneyimlerinden istifade edecek. Burada ters bakma, olumsuz birşey söz konusu değil."

İdris Naim Şahin’in de bakanlıktan alınması ile ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, "İdris Bey benim çok eski arkadaşım. İmam Hatip’ten arkadaşım. Diplomaya doymayan bir arkadaşımız. Bu süreç içerisinde biz tek yönüyle olay bakmıyoruz. Değerlendirmele içerisinde de bu süreç içerisinde böyle dediğimin... terör süreci bizim için çok çok önemli bir süreç. İdris kardeşim gözü kara bir kardeşimdir. Bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Böyle bir değişimin olması ihtiyacı yaptığımız bir takım araştırmalar neticesinde doğdu. Bu adımı atalım dedik" şeklinde konuştu.

MECBUR MUYDUK AVRUPA’DA ÖLENLERİN DİYARBAKIR’DA CENAZE TÖRENİNİ DÜZENLETMEYE

’Güneydoğu’da ne zaman silahların patlamadığı noktada olur?’ şeklinde ki soruya Başbakan Erdoğan, şöyle yanıt verdi: "Bir zaman vermek mümkün değil. Biz her an olması için çalışıyoruz. Biz üzerinde çalışıyoruz. Biz siyasi uzantısı olan parlementoda ki gruba da bazı şeyleri söylüyoruz, ’Siz bölücü terör örgütün siyasi uzantısısınız. Bunu artık siz zaten kendiniz kabul ettiniz.

Fakat eğer barış istiyorsanız bu cesaret işidir. İradenizi ortaya koymanız gerekiyor. Cesur olun ki bu barışa bir an önce ulaşalım.’ Parlamentonun içi barışın olması için mücadelenin verilmesi gereken yerdir. Silahlarla bir yere varılmaz. Silahlar barışın güvencesi değildir, Silahlar barışın en büyük düşmanıdır. Adaya gönderildiler, geldiler, geldiklerinde çok konuşmasınlar iş yapsınlar dedik.

Biz mecbur muyduk Avrupa’da ölenlerin Diyarbakır’da cenaze törenini düzenletmeye. Değildik. Ancak onların ricalar vs. üzerine peki dedik. Çünkü bir sürece girdik. Bir şeyin sonuna geliyorsun, ondan sonra da cenazede, ’Başbakan Kürtleri kardeşlerimizi bombalatıyor’ diyorsun. Bunu dediğin zaman kimse kusura bakmasın benim kan beynime fırlar. Çünkü benim Kürt kardeşimle problemim yok. Benim teröristle problemim var. Kürt sorunu diye birşeyi kabul etmiyorum. Türkiye’de terör sorunu var. Buraya gelirken, terörün ve terörizm söylemi bırakacaksın. Parlemento içindeki bir parlementer diliyle, ağzıyla konuşacaksın."

DHA

Haberin Devamı