Sağlık Bel fıtığı olanlar dikkat!

Bel fıtığı olanlar dikkat!

Paylaş
Bel fıtığı olanlar dikkat!

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı  Dr. Kamran Aghayev uyarıyor: “Uzmanının yapmadığı bel fıtığı ameliyatı kalıcı sakatlığa neden olabilir.”

Gelişen teknoloji ve büyüyen şehirler insanoğlunun sırtındaki yükü biraz daha ağırlaştırıyor. Yeni hayatla birlikte en çok karşımıza çıkan hastalıklardan biri de bel fıtığı. Hayatı kabusa çeviren bel fıtığı ile ilgili pek çok uzman(!) şifa dağıtıyor. Her köşe başında yazan bir cep numarası her meydanda dağıtılan broşürlerle bu hastalığa çare bulunuyor. Peki gerçek öyle mi? Tabiiki değil.

Biruni Üniversite Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Kamran Aghayev bel fıtığyla ilgili bilinen yanlışları ve yapılması gerektiğini anlattı: Omurga rahatsızlıkları günümüzde oldukça yaygın olup bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Yaşlı kesimin önümüzdeki yıllarda artacak olması omurga sorunlarının toplumda daha da fazla artacağına işaret ediyor. Bel ve boyun fıtıkları, dar kanal, sinir sıkışmaları yaşlanan omurgada eklemlerin yıpranmasına bağlı olan hastalıklardır.

Temelde, ana hastalık disk dejenerasyonu diye bilinmektedir. Bu durumda omurga kemikleri arasında bulunan ve yastık görevi yapan yumuşak kıkırdak dokusu dejenerasyonu gerçekleşmektedir. Kıkırdak dokusunun kaybına ve parçalanmasına bağlı bir takım hastalıklar ortaya çıkabilir. Bel fıtığı, dar kanal, sinir sıkışması, mekanik bel ağrısı, faset hipertrofisi gibi durumlar ortaya çıkabilir.

Bu durumlarda cerrahi müdahale yapılırsa hastanın şikayetlerini uzun vade de geçirecek operasyon hedeflenmelidir. Fakat bazı durumlarda yapılan cerrahi müdahaleye rağmen hastaların şikayetleri geçmez veya kötüleşme olabilir. Bu durumlara “Başarısız Omurga Cerrahisi” denir. Aslında bu tek bir hastalık değil birkaç tane durumu içermektedir. Genelde başarısız omurga cerrahisinin sebeplerini birkaç kategoriye ayırmak mümkündür.

Ameliyat öncesi yanlış tanı: Bel ve boyun fıtıklarını taklit eden birçok hastalık vardır. Sakroileit, piriformis sendromu, psoas sendromu, siyatik sinir bozuklukları kolayca bel fıtığı hastalığıyla karışabilir. Boyun fıtıklarında en sık karışan hastalık torasik outlet sendromudur (TOS). Bu durumda omurga cerrahisi hastanın şikayetlerini geçirmekte başarısız olur.

Yetersiz müdahale: Ameliyat sırasında omurilik ve sinirlerin üzerinden tam bası kalkmazsa ameliyat sonrası dönemde şikayetler devam edecektir. Ayrıca bel ameliyatlarında sonra yeterli cerrahiye rağmen bel ağrıları devam edebilir. Bu durumun nedeni altta yatan dejeneratif ekleme müdahale edilmemesidir.

Omurga kemiklerinde birleşmeme: Omurga cerrahisinde günümüzde sık olarak stabilizasyon uygulanmaktadır. Bu durumda cerrah omurga kemiklerini birbirine birleştirmek için plak, vida, rod, cage gibi malzemeler kullanılabilir. Bu işlemin asıl maksadı uzun vade de omurga kemiklerini birbirine kaynaması ve bir daha da problemin tekrarlanmaması. Fakat cerrahi teknik yetersiz ise veya hastadan kaynaklanan sebep varsa kemik birleşmesi gerçekleşmeyebilir. Bu durum şikayetlerin tekrarlanmasına, yeni şikayetlerin çıkmasına, yerleştirilmiş implantların kırılmasına neden olabilir.

Günümüzde görüntüleme teknikleri hastanın durumun ortaya koymakta oldukça başarılıdır. Fakat maalesef ağrının tam olarak nerden kaynaklandığını gösteremez. Ağrı sübjektif yani kişinin hissettiği bir duygudur, başka bir kişiye ve cihaza aktarılamaz. O yüzden ağrının sebebini ortaya koymak için bir miktar araştırma yapılması gerekir. Görüntüleme (MRG, BT, Röntgen ve s.) bu araştırmanın bir parçasıdır ve hiçbir zaman muayeneden alınan verilerin yerini tutamaz. Fakat günümüzde alışkanlıklardan dolayı bazen hasta değil “film” tedavi edilmektedir. Bu durum da muhakkak hasta memnuniyetsizliğine neden olmaktadır.

Her hangi şekilde cerrahi sonucuna ulaşamadığı sürece hastanın hayat kalitesi etkilenir, mesleki, sosyal, ailesel görevlerini tam şekilde yapamaz hale gelir. Kronik ağrı, gündüz boyunca hastanın işini etkiler, gece boyunca uykusunu engeller. Bu hastalarda depresyon ve buna bağlı ilaç kullanımı normale göre daha yüksek. Bunların üzerine hastanın bacaklarında güç ve duyu kaybı varsa durum daha da kötü olur. Bazı hastalar evden çıkamaz, yataktan kalkamaz hale gelebilirler. Hayatlarını ağrıyla nasıl başedeceklerini düşünerek geçirirler.

Başarısız omurga cerrahisinin toplumda yarattığı olumsuz etkiden dolayı toplumsal olarak cerrahi tedaviye güven oldukça düşük düzeydedir. Hatta bel ve boyun fıtıklarında “ameliyat çare değil” gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Oysa doğru şekilde yapılırsa omurga cerrahisi oldukça yüz güldürücüdür. İlk ameliyat hedefine ulaşmadığı hallerde bile problemin doğru tespit edilmesi ve gereken müdahalenin yapılması tam iyileşmeyi sağlamaktadır.

Başarısız omurga cerrahisinde tedavi normal omurga cerrahisinden daha zordur ve bu durumun birkaç nedeni vardır. Ameliyat olmuş omurgaya ikinci veya üçüncü ameliyatı yapmak oldukça zor olabilir. Normal anatomi bozulduktan sonra cerrahi müdahalenin zorluk derecesi artar. Ayrıca herhangi bir ameliyattan sonra gelişen yapışıklıklar cerrahın işini daha da zorlaştırır. Dolayısıyla başarısız omurga cerrahisi tecrübeli merkez de yapılmalıdır. İlk önce hastanın ilk ameliyattan önceki şikâyetlerine ve filmlerine bakılır. Geri dönüşümlü olarak doğru tanı konulur. Daha sonra yapılmış cerrahi müdahalenin getirdiği zararlar tespit edilir. Her iki durumu da tedavi edebilecek yeni bir müdahale tasarlanır ve ekipçe uygulanır.

Haberin Devamı