Cumartesi Postası Bilinçaltına yolculuk

Bilinçaltına yolculuk

Paylaş
Bilinçaltına yolculuk

Ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan saldırılar, cinsel istismarlar, her türlü duygusal ve fiziksel şiddet!..

Son günlerde ne kadar arttı değil mi böylesi vakalar! Oysa aslında bunları önlemek o kadar kolay ki! Metot belli: Duygu tanımı eğitimi. Çocukluğunda bu eğitimden geçenler, yetişkinlikte uyumlu, dengeli, başarılı oluyor. Aynı eğitim yetişkinlerde de işe yarıyor. Eğitimi almayanlar ise... Bilinçaltına yolculuk uzmanı Selda Soytürk Akyılmaz anlatıyor...

Haberin Devamı

Röportaj: Elmas DERECİ

- Bilinçaltına yolculuk nasıl bir şey?

Olumsuz duygular, bağımlılıklar, yürümeyen ilişkiler, iş yaşamındaki başarısızlıklar, okul hayatındaki motivasyonsuzluk, akmayan bolluk-bereketin, bozulan sağlığın ve ufacık da olsa bizi rahatsız eden her şeyin altında, geçmişimiz var. Buna anne karnındaki süreç de dahil. Tüm bu yaşanmışlıklar insanın hücre hafızasına, yani bilinçaltına kodlanır. Kişi, bunun farkına varmadan hayatının her döneminde onu takip eder. Bu olumsuzlukları yok etmek için bilinçaltını temizlemek gerekir. Buna The Journey (bilinçaltına yolculuk) deniyor.

- Nasıl bir uygulama bu?

Önce kişinin üzerinde çalışmak istediği konuyu belirliyoruz. Sonra aynı kişinin, o konunun kaynağındaki olaya ya da duyguya ulaşmasını ve onunla yüzleşmesini sağlıyoruz. O anda kişi kendini travmayı geçirdiği yaşta ve duyguda hissediyor. Tüm olumsuz duygu, düşünce ve inanışları temizliyoruz. Kötü deneyimlere sebebiyet veren kişileri affetme çalışması yapıyoruz. Çünkü affetmek, kişiyi özgürleştirir. Son olarak da temizlenen olumsuzlukların yerine pozitif duygu, düşünce ve inanışları yüklüyoruz. Ardından, kişiye, gelecekte kendisini nasıl görmek istediğinin hayalini kurduruyoruz.

Haberin Devamı

- İnsanlar neden bilinçaltı ile ilgili çalışma yapmalı?

Mutsuz, sağlıksız, ilişkileri bozuk bir yaşamın içinde olmak istemeyen herkes bu çalışmayı yapmalı. Kim kendisini değersiz, sevgisiz, aciz ve çıkmazda hissetmekten hoşlanır ki! Bunları yaşayanın bilinçaltında temizlenmesi gereken önemli konu ve duyguları var demektir. The Journey seansları kişinin hayat kalitesini arttırır.

“TECAVÜZ KURBANLARINA DAHA ÇOK SEANS LAZIM”

- Bir insanın bilinçaltı temizliği en az/en fazla kaç seansta yapılabilir? Bir seans kaç saat sürüyor?

Buun kuralı yok; tek bir seansla bile birçok şey temizlenebilir. Ama ben yetişkinler için en az 3 seans öneriyorum. İlkinde kaba temizlik, ikincisinde detaylı temizlik, üçüncüsünde toz almak gibi... Kişinin geçmişinde şiddet, taciz ve tecavüz varsa seans sayısı artabilir. Her seans yaklaşık 2 saat sürüyor.

Haberin Devamı

- The Journey kaç yaşında yapılmalı?

7 yaş ve üstü ile çalışıyorum. Daha küçüklere, hatta bebeklere de ebeveynleri üzerinden seans yapılabilir, aynı olumlu sonuçlar alınır. Önerim; en geç 12-15 yaş aralığında bilinçaltı çalışmalarına başlamalı. Çocukken olumsuzluklardan arınanlar, büyüyünce her alanda başarılı ve sağlıklı olur.

- Duygu tanımı nedir? Neleri duygu olarak adlandırıyorsunuz?

Duygu tanımı, kişinin içinde bulunduğu psikolojiyi doğru şekilde ifade edebilmesidir. Yani ‘içinde bulunduğun durum sana ne hissettiriyor/hissettirdi’ sorusunun net cevabıdır. ‘Kötü hissettim ya da üzüldüm’ cevap değil, sonuçtur. ‘Sana kendini kötü hissettiren ya da üzülmene sebep olan duygu nedir?’ sorusunun cevabını aramalıyız.

- Duygu tanımı eğitimi kaç yaşında başlamalı?

Çocuk anlamaya ve kendini rahatlıkla ifade etmeye başladığı yaş itibariyle (3-4) duygu tanımlamayı öğrenebilir. Önemli olan, ebeveynlerin duygu tanımlamayla ilgili bilgi ve tecrübelerinin olması. Yetişkinler bile duygularını doğru kelimelerle ifade edemiyor çünkü. Duygu tanımı eğitimi, hem çocuklar hem de yetişkinler için yapılıyor.

Haberin Devamı

- Duygularını doğru tanımlayabilen ve tanımlayamayan çocukları nasıl bir gelecek bekliyor? Çocuk duygusunu doğru şekilde tanımlarsa:

- Yaşadığı olayı kabullenmesi daha kolay olur.

- Kendisini çok daha iyi ifade edebildiği için rahatlar ve o duyguyla nasıl baş edebileceğini daha kolay öğrenir.

- Aynı duyguyu yaşatan başka olaylar olduğunda daha kolay çözer. Soruna sebep olan kişilere daha anlayışlı davranır.

- Özgüveni ve başarısı artar. Çocuk duygusunu yeterince tanımlayamazsa:

- Tepkisini de doğru şekilde veremez.

- Strese girer, bu yüzden ya geri adım atar ya da gereksiz yere saldırganlaşır.

- İkili ilişkileri zayıflar, kişiler anlamak yerine suçlar.

- Okul başarısı düşük olur.

ANA DUYGUYA ULAŞMAK GEREK

- Anne-baba çocuğa duygularını tanımlamayı öğretebilir mi?

Evet. En güzel başlangıç da bu. Diyelim ki çocuk okuldan geldi, arkadaşının ona yaptığı olumsuzlukları anlatıyor. Onu dinledikten sonra çocuğumuza “Arkadaşının böyle davranması sana ne hissettirdi?” diye soralım. Aldığımız cevaplara göre aşağıdaki soruları nazikçe ona yöneltelim. Amaç, ana duyguya ulaşmasına yardımcı olmak. Çocuk: Arkadaşım bugün gizlice silgimi aldı. Ebeveyn: Arkadaşının böyle davranması sana ne hissettirdi? Çocuk: Bana kötü davranmış oldu. Ebeveyn: Onun sana istemediğin şekilde davranması sana ne hissettirdi? Çocuk: Onun kötü biri olduğunu. Ebeveyn: Evet ama onun kötü biri olması onunla ilgili bir şey. Sana kötü davranınca ne hissettin? Çocuk: Ona kızdım (kızmak bir duygu değildir, bir duygu sonucunda ortaya çıkan tepkidir). Ebeveyn: Tam olarak neden kızdın sence? Çocuk: Kendimi değersiz hissettirdi. İşte duygu budur. ‘Değersizlik, sevgisizlik, yalnızlık, dışlanmışlık hissetmek... Bu çalışmayı çocuğa oyun şeklinde yaptırmak gerek. Yoksa, çocuk sıkılır ve bir süre sonra yaşadıklarını paylaşmamaya başlar. Bir diğer önemli konu da çocuk birini suçladığında ‘suçlamak ayıptır, sus’ tarzı yaklaşımlar. Bunu yapmayın, çocuğun duygularını sonuna kadar ifade etmesine izin verin. Ancak bu sayede duygusunu öğrenebilir, olumsuz algıyı temizleyebilir, suçlamaya gerek olmadığını öğretebiliriz.

Haberin Devamı

“Eski kayıtlar temizlenince şiddet ve öfke de biter”

- Çocuktaki şiddet ve öfkenin önüne geçilmezse ilerleyen yaşlarda ne gibi sonuçlar doğurur?

Çocuk tepkilerini şiddet ve öfke şeklinde ifade etmeye başlamışsa ailesinin durumuna bakmalı. Çünkü çocuğun bu davranışları kendi kendine geliştirmesi mümkün değil. Çevresinden edindiği duygu ve inanışlar çocuğun bilinçaltında yer eder ve her ihtiyaç duyduğunda kullanılmak üzere harekete geçer. Yani çocuğun bilinçaltında onu bu şekilde davranmaya iten bazı kayıtlar var demektir. Ancak bu kayıtlar silindiğinde çocuk normal davranışlar sergileyebilir. Şiddet ve öfkeyi büyüdüğünde de sürdürenler, iletişim sorunu yaşamaya başlar, dışlanır. Böylece yalnızlık, değersizlik ve sevgisizlik başlar. Bu yüzden başkalarına ciddi zarar verebilir. Bu davranışlar son günlerde sıkça tanık olduğumuz ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan saldırıları, cinsel istismarları, her türlü duygusal-fiziksel şiddeti tetikler.

(24 MAYIS 2014 TARİHLİ CUMARTESİ POSTASI EKİNDEN ALINMIŞTIR.)