Gündem Binali Yıldırım: 12 Eylül'de askerdim, 15 Temmuz'da başbakan

Binali Yıldırım: 12 Eylül'de askerdim, 15 Temmuz'da başbakan

Paylaş
Binali Yıldırım: 12 Eylül'de askerdim, 15 Temmuz'da başbakan

İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nde gazete genel yayın yönetmenleriyle buluşan Başbakan Binali Yıldırım hayatının bilinmeyen bir ayrıntısını açıkladı: “12 Eylül 1980 darbesi sırasında Karamürsel’de askerdim. 15 Temmuz darbe girişiminde ise başbakandım. İşte böyle bir tezat.”

Başbakan Binali Yıldırım, hain darbe girişiminin 1‘inci yıldönümünde Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldiği medya temsilcilerine 15 Temmuz gecesini, öncesini ve sonrasını detayları ile şöyle anlattı:

■ Efendim, önce siz 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı o gece yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

● O gece ben İstanbul’daydım. İstanbul Dolmabahçe ofisinde çalışmalarımı tamamladım ve saat 9.30 civarında Tuzla’ya gitmek üzere hareket ettik. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden geçtik. Kozyatağı gişelerine 100-200 metre mesafe vardı ki; koruma müdürü bana “Köprüyü kapatmışlar” dedi. Biz daha geçeli 5 dakika olmuştu köprüden. “Kim kapatmış?” dedim. “Askerler” dedi.

● “Darbe oldu, herkes evine gitsin” filan diye duyuru yapmışlar. “Nedir bu kepazelik? Oyun mu oynuyorlar? Dönün geriye” dedim. Koruma, “Efendim bunu yapamayız. Yani orada ne oluyor, ne bitiyor bir anlayalım, bu çok büyük bir risk” dedi. O zaman eve doğru devam ettik.

● Evde önce İçişleri Bakanını aradım, sonra Genelkurmay Başkanını aradım, ikisinin telefonu da cevap vermiyor. Yani İçişleri Bakanına ulaşılamıyor. Genelkurmay Başkanının ki çalıyor cevap vermiyor. Daha sonra Hasan Doğan’ı ve Cumhurbaşkanımızı aradım. Cumhurbaşkanı ile görüştüm, Daha sonra MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı aradım. Onunla da görüştüm.


'DARBENİN KIRILMA NOKTASI, CUMHURBAŞKANI'NIN ÇAĞRISIDIR'


■ Saat kaç civarında efendim bu dediğiniz?

● Takriben 10’a 10 kala ile 11’e 10 kala arasındaki 1 saat içerisinde hepsi.

● Zannediyorum 10.30 -11.00 arasında. Cumhurbaşkanı ile daha önce görüştüm. İşin FETÖ’cülerin işi olduğu konusunda bir kanaat oluştu bizde.

■ MİT Müsteşarı bu bilgiyi vermiş miydi siz aradığınızda?

● Hayır yok.

■ O zamana kadar net değil de daha çok kanaat çerçevesinde herhalde?

Cumhurbaşkanımız ile görüştük ve onun da aynı kanaatte olduğunu gördük ve bir şeye karar verdik: “Ölmek var dönmek yok.”

● İşin adını koyduktan sonra biz 11’i 5 geçe bir açıklama yaptık. O gece boyunca şöyle ne yapmışız diye bakıyorum, 12 saatlik bir sürede 196 telefon görüşmesi yapmışım, bu da yaklaşık 10 saat sürmüş. Olayların takibi ve ne yapılması gerektiğine yönelik gerekli talimatlar çerçevesinde.

■ Darbenin kırılma noktası sizce neydi?

Cumhurbaşkanımızın milletin meydanlara inmesi yönünde bulunduğu çağrı, darbenin kırılma noktasıdır.

'EMİRLERİ UYGULAMAKTA AYAK DİRETTİLER'


■ O gece talimatlarınızı dinlemeyenler oldu mu?

Var tabi, çok oldu. Çok ayak direttiler. Bu uçaklar alçak uçuş yapıyor, Meclis’i, Özel Harekatı bombaladılar. Bu uçakların çekilmesi, bu bombaların, saldırıların durdulması için “Vurun” dedik, yazılı emir istediler. Biz de dedik ki, “Öyle mi? Bak bu söylediklerim hep yazılı emir, ya bunu yaparsınız ya da sabah ben size gösteririm. Hesabını siz vereceksiniz.”

● Ondan sonra ‘Uçağımız yok, uçaklar yüklü değil’ gibi şeyler söylediler. Sonra Erzurum’dan 3 uçak geldi, işin seyrini değiştiren o uçaklardı.

'HİÇ UMUTSUZ OLMADIM'


■ Hiç darbe başarılı olacakmış gibi bir duyguya kapıldınız mı?

O gece zerre kadar umutsuzluğum olmadı.

'DARBEYİ ENGELLEYEN EN BÜYÜK GÜÇLERDEN BİRİ MEDYAYDI'

15 Temmuz darbesini önleyen belki çok iyi fark edilmeyen en büyük güçlerden biri medyadır. Medya o gün olaylara çok hızlı intikal etti ve ülkesinden, milletten yana, demokrasiden yana taraf oldu. Medyanın o gecenin seyrini değiştirmede çok büyük katkısı var. Özellikle görsel medyanın.

'SÜMÜĞÜ AKAN ADAMIN TEK YAPACAĞI İŞ DEĞİL'


Hedefleri büyük bunların. 50 yıl sonra kendindeki özgüveni hissediyor ve şah çekiyor. Ne zaman çekiyor? İlk 2010 referandumuyla başlıyor. 2010 referandumu olduktan sonra orada bir ittifak yapıldı. Niye yapıldı? O ittifakın da sebebi var daha önce bir yargı darbe girişimi var. Anayasa değişikliği sürecinden sonra da HSYK (Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu) seçiminde hatırlayın o kampanyada FETÖ’nün “Ölüler bile mezarından kalksın oy kullansın” diye beyanatı var. Ondan sonra MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması olayı var. Sonra hatırlarsanız, biz kanun değişikliği yapmak zorunda kaldık 2012’de. Yargıtay ve Danıştay üyelerinin sayılarını arttırdık ki, yeni gelenlerle bir denge oluşturalım diye. Ve ondan sonra tabi 7 Şubat 2012 MİT meselesi. Daha sonra 2013 Gezi, 17-25 Aralık süreci ve dershanelerin kapatılması. 2012’de dershanelerin kapatılacağı yönünde Cumhurbaşkanımızın çok kararlı duruşu bardağı taşıran son damlalardan biridir. Şiddetle karşı çıktılar, aracı gönderdiler. Tehditler falan oldu. Ve 2010’dan sonraki bütün seçimlerde biz bunları ayıkladık.

'EN BÜYÜK TASFİYE HSYK'DA OLDU'


■ Darbeyi 17-25 Aralık mı tetikledi?

17-25 de elbette bir anlamda darbeydi. O zaman siyasi partiler bize destek verselerdi belki bugün 15 Temmuz’u yaşamayacaktık.

■ YAŞ’ta tasfiye edileceklerini öğrendikleri için mi acaba darbeye kalkıştılar?

Ağustos 2016 YAŞ’ının çok çetin geçeceğini biliyorduk. Ondan öncede biliyorsunuz HSYK’yla ilgili de yasa değişikliği oldu darbeden tam bir hafta önce bütün Danıştay’ın, Yargıtay ’ın hakim sayısı, savcı sayısı yarıdan fazla indirildi. Orada da ses soluk çıkmadı aslında en büyük tasfiye oydu. YAŞ’ta ciddi bir çalışma vardı. Belki bu durumu gördüler onun için erkene almış olabilirler.

'FETÖ GİTTİ APO GELDİ'


■ Sayın Cumhurbaşkanı’nın da üst akıl açıklamaları olmuştu o dönemde...

İncirlik Üssü’nden biliyorsunuz ikmal uçakları, uyarı uçakları, bunların hepsi kalktı. Orada, İncirlik’te sorumlu bir tuğgeneralin bu işin içinde olduğu anlaşılıyor. Yani bunu hiçbir zaman Amerikan Hükümeti doğrulamaz. 1999’da FETÖ elebaşısı Amerika’ya gidiyor, Apo Türkiye’ye geliyor. Pensilvanya’da oturan, böyle sümüğü akan, ağlayan-sızlayan bir adamın tek başına kurgulayacağı bir iş olmadığını da vasat bir insan bilir. Bir yol haritası mutlaka oldu.

■ Risk ihtimali ne kadar? Tehlike geçmedi diye hep söyleniyor dışarılarda?

Böyle bir durum söz konusu değil. Benim özellikle vatandaşlarımdan talebim; söylentilere kulak asmasınlar, konforlarını bozmasınlar, normal yaşamlarına devam etsinler. Bu örgütün bir daha kafa kaldıramayacak şekilde yok olması lazım.



POSTA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERE HAK VERİLİYOR


■ İnceleme Komisyonu ne durumda?

17 Temmuz’da göreve başlıyor. Komisyonda 7 yargıç var. 200 uzman olacak. Tek tek dosyaları inceleyecekler. Diyelim karar şöyle: İşe iade. İdare 15 gün içinde bunu uygulayacak. Veya tersi: Pozisyonuna göre ya idare mahkemesine gidecek, üst düzey yönetici ise Danıştay’a gidecek ve hakkını arayacak. 60 gün içerisinde de bu müracaatlar bitmiş olacak. Tutuklu ve hükümlülere de bu hak veriliyor.

'ERGENEKON, BALYOZ YALAN DEĞİL'


■ Çok asker tasfiye oldu...

Ama şunu söyleyeyim arkadaşlar: Ergenekon, Balyoz yalan değil, bu oldu. Ama bunları çok abarttılar, gerçek olanı sanki olmamışa dönüştürdüler. Yani onların bu yaptıkları, sulandırmaları Ergenekon-Balyoz darbe girişimini ortadan kaldırmaz. O da hükümete karşı bir işti, bunu biz net biliyoruz. O bakımdan yani, bunları FETÖ’cüler yaptı, böyle bir şey yok, yalan-dolan diye bugün savunanlar var, görüyorum. Onu kabul etmemiz mümkün değil.

'BAHÇELİ ÇOK OLGUNDU AMA KILIÇDAROĞLU'NU YADIRGADIM'


■ O gece liderlerden kimlerle görüştünüz?

Bahçeli, Kılıçdaroğlu, Perinçek beni aramış ulaşamamış. Ben sonra döndüm hepsine. Sayın Bahçeli, “Biz sizin yanınızdayız sonuna kadar, destekliyoruz” dedi. Ben “Artık parti taraftarlarınızı filan da meydanlara çağırıyoruz, bu bir artık parti meselesi olmaktan çıkmıştır, memleket meselesi haline gelmiştir” dedim. Olgunlukla karşıladı.

● Kılıçdaroğlu da aynı şeyi söyledi. “Biz yanınızdayız, demokrasiden yanayız” dedi. Ona da ‘Meydanlara inelim’ filan dedim. Verdiği cevap tabi ilginç: Dedi ki; “Tamam, insanları çağıralım da, onların güvenliğini kim sağlayacak?” Dedim ki; “Sayın Genel Başkan, bu güvenlik meselesi mi? Memleketin güvenliği, milletin geleceğini konuşuyoruz.”

■ İkna olmadı mı Kemal Bey?

Bir yorum yapmadı, Ama tabi ben yadırgadım. Oradaki bakış bence çok doğru değildi.

'FARKLI ŞEYLER ÇIKABİLİR'


■ O gece Kemal Bey’in de görüntüleri yeni çıktı ortaya. 1 yıl sonra konuşuyoruz onu.

● Tabii bu tip işlerle ilgili yeni şeyler her zaman çıkabilir.Yargılama süreçleri devam ediyor, bu süreç içerisinde farklı şeyler çıkabilir, yeni diyebileceğimiz gelişmeler de olabilir.

■ Bunu bir şeye dayanarak mı söylüyorsunuz?

● Yani işin tabiatı icabı bu ihtimali göz ardı etmememiz lazım. Yani olayın büyüklüğü, örgütün saydam olmayan yapısı, karmaşık ilişkileri, bütün bunları bir arada düşündüğümüzde hepimizi şaşırtan farklı gelişmeler yaşanabilir.

'ERBAKAN'A KADAR HERKESLE İYİ'


■ Muhalefet size niye darbe öncesi önlemler alınmadı diye eleştiride bulunuyor. Ne diyeceksiniz?

● Bunların terör örgütü olduğu gerçeğini ortaya ilk çıkaran AK Partidir. Erbakan’a gelinceye kadar siyasi liderler ile bir problemleri yok. Hepsiyle iyi geçiniyorlar. Demirel’le, Ecevit’le, Özal’la... İlk karşısına çıkan Erbakan. Erbakan’ın iktidardan gitmesi için de çok ciddi desteği olmuş. Efendim, AK Parti bunlarla mücadele etmedi! Şimdi bakarsanız eğer geçmişe Erbakan Hoca bunlara tavır alıyor. En uzun ve kararlı mücadeleyi yapan AK Parti iktidarı, lideri Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşlarıdır!