Cumartesi Postası Burak Sergen: İki arkadaş arasında kalabilirsiniz, kedi köpek arasında kalabilirsiniz ama iki kadın arasında kalınmaz

Burak Sergen: İki arkadaş arasında kalabilirsiniz, kedi köpek arasında kalabilirsiniz ama iki kadın arasında kalınmaz

Paylaş
Burak Sergen: İki arkadaş arasında kalabilirsiniz, kedi köpek arasında kalabilirsiniz ama iki kadın arasında kalınmaz

Deneyimli oyuncu Burak Sergen’i hep çok ses getiren işlerde izliyoruz. Yine çok konuşulan, tartışılan bir diziyle ‘Sadakasiz’le ekranlarda. Dizide Haluk Güçlü rolünde izlediğimiz Burak Sergen ile hem diziyi hem de hayatı konuştuk. Diyor ki: İhanetin adını kimse çapkınlık diyerek geçiştiremez, bu bir kılıf. Birini aldatmak hainliktir, alçaklıktır. Röportaj: Alev Gürsoy Cimin

Nasılsınız? Her şey yolunda mı?

Haberin Devamı

Gayet iyi, her şey yolunda. Pandemi sürecinden çok ağır şekilde etkileniyor herkes. Tabii ki biz sanatçılar da öyle. Pandemi; iç dünyamızı, ruh durumumuzu ciddi ölçüde etkiledi. Şu anda setimizde her türlü önlem alınıyor ama sonuç olarak tedirginlik hep var. İç dünyamız iyi değil. Dilerim en kısa zamanda bu günleri atlatırız.

Doğmuşsanız muhakkak öleceksiniz. İkisi de kutlamadır fakat...

Sizi en çok kaygılandıran konular neler?

Hastalık ve ölümler. Doğmuşsanız muhakkak öleceksiniz, ikisi de bir kutlamadır fakat insanlardan uzak kalmak, sevdiklerinizi bir daha göremeyecek olmak acı veriyor. Ekmek parası kaygısı, çocuğunuza iyi bir eğitim sağlayıp sağlayamayacağınızın endişesi… Sonuç olarak hayat, sizi öyle kaygılı bir pozisyonda bırakıyor ki gelecek hakkında eliniz ayağınız birbirine dolanıyor. Ama yine de olumsuz düşüncelere teslim olmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

Kimin gözüyle bakarsanız bakın görünen fotoğraf iyi değil

Sanatçı gözüyle sizin perdenizden dünyaya baksak, nasıl bir fotoğraf çekerdiniz bize?

Sıradan bir insan, iş insanı, sanatçı fark etmez; kimin gözüyle bakarsanız bakın, görünen fotoğraf iyi değil. Doğanın giderek yok olduğu, hastalıkların belirdiği bir dünya var. Kaynaklarımızı kısıtlı kullanmamız gerekiyor. Benim gençliğimdeki dünya, daha yaşanılır, daha sade ve saygılıydı. Teknolojinin içimize girdiği zamanlardan itibaren her şey iyi ve kötü yönde çok değişti. Bence artık dünya, bu kadar nüfusu kaldırmıyor.

"Bu dünyaya çocuk getirilir mi?" diye ben de düşündüm

“Bu dünyaya çocuk getirilmez” diye düşünen çok insan var. Katılıyor musunuz? Siz de bir babasınız…

Çocuk dediğiniz zaman elim ayağım titriyor. Çünkü çok korumasızlar. Onun için böyle bir dünyaya çocuk getirirken elbette düşündüm fakat onun da bir şekilde bu dünyada yaşamak hakkı. Oğlumun geleceğine dair her türlü donanımı sağlamaya çalışıyorum. İnsanlar evler alır, arabalar alır ama benim yatırımım onun eğitimine. Ancak şu süreçte eğitimin de çok faydalı olmadığı kanaatindeyim.

Sizce nasıl bir babasınız?

İyi bir babayım. Çünkü benim ve annem babam ayrılmıştı. Annem, hem babam hem annemdi. Babasızlığın ne demek olduğunu iyi bilen babalardanım. Evet, biz de çocuğumun annesiyle ayrıldık fakat ben oğluma, babamın yokluğu nedeniyle yaşadığım travmaların hiçbirini yaşatmamaya çalışıyorum. Bunda da başarılı oluyorum çünkü benim tek ilacım sevgi. Çocuğumu çok seviyorum. Bence iyi baba olmanın birinci kuralı, çok sevgili olmak… Özellikle erkek çocuğu olan babalara sesleniyorum: Sevin ve sarın onları.

Haberin Devamı

40 yıldır bu işin içinde olunca bazı şeyler çok net anlaşılıyor

Hep nokta atışı yapıyorsunuz. Hep tutan, reytingi bol işlerdesiniz, bunu nasıl başarıyorsunuz?

Nokta atışı değil ama titizim ve seçiciyim bu konuda. 1984 yılında konservatuardan mezun olduğumdan beri, çalışacağım dizi film, tiyatro her ne olursa olsun, titizlikle seçiyorum. O da bana mesafe kat ettirdi.

‘Sadakatsiz’ dizisinde, mutlu gibi görünen çekirdek ailenin bir ihanetle sarsılışı ele alınıyor. Senaryo elinize geldiğinde ne düşündünüz?

Senaryo zaten ‘Doctor Foster’ isimli yabancı diziden uyarlama. Bütün dünyada bayağı ses getirmiş ve bizim senaristlerimiz de bunu çok iyi işliyor. Cast çok iyi. Çok iyi bir yönetmen ve iyi bir şirketle çalışıyoruz. Böyle olunca başarı geliyor. Tabii biraz da şans meselesi. İlk okuduğumda zaten tutacağını hissetmiştim. 40 yıldır bu işin içinde olunca, birtakım şeyler çok net anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Gerçek hayatta da bunlar yaşanıyor ama bunun bir dizi olduğunu unutmayalım

Diziyi, kimileri çok klişe buluyor, kimileri çok etkili… Kimileri ise Türk aile geleneğine, kültürüne aykırı olduğunu söylüyor…

Nasıl baktığınıza bağlı. Neticede bu bir dizi. İhanet de hayatın bir gerçeği. Asla onaylamıyorum ama buna benzer olaylar çevremizde fazlasıyla var. Ayrıca bunu izlerken lütfen kendinizle empati yaparak değil, bir dizi olarak izleyin. Halkımız hemen o oyuncuların yerine kendini koyup, “Benim başıma böyle bir şey gelse ne yapardım?’ diye sorguluyor ama bu bir kurgu, bunu unutmayalım.

Canlandırdığınız Haluk Güçlü ile aranız nasıl?

Gayet iyi. Eski Tekirdağ Belediye Başkanı, bürokrat ve disiplinli, bir insan. Hayatta böyle tipler vardır. Para ve güce tapınır. Ama gerçek hayattaki bana hiçbir yanıyla benzemiyor. Çünkü para benim için sadece bir araç, amaç değil.

Para için neyi yapar, neleri asla yapmazsınız?

Ben, her zaman dürüstlükten yanayım. Çalmayla çırpmayla, haram para ile işim olmaz. Alın terini hiçbir şeye değişmem. Vicdanım, ruhum çok rahat. Yaptığım işi en iyi şekilde yapıp paramı kazanırım.

Haberin Devamı

Sadakatsiz, ifade olarak bile ürkütücü. Siz hiç sadakatsizliğe uğradınız mı?

Ürkütücü ve kabul edilemez bir şey. Sadakat, aslında çok güzel bir kelime ama sonuna ‘siz’ eklenince bambaşka bir şey oluyor. Sadakatsizliği sadece ilişkilerde değil her yerde yaşıyoruz. Bin bir çeşidi var. Nankörlük, yalancılık… İhanet anlamında olmasa da ben de elbette bir sürü sadakatsizlik yaşamışımdır.

Ne eşimi aldattım ne dostlarımı

Kimse bunu kendine kondurmaz ama siz hiç sadakatsiz oldunuz mu?

İnsanın doğasında sadakatsizlik var ama ben ne eşimi aldattım ne arkadaşlarımı ne de dostlarımı… Kimsenin canını bu şekilde yakmadım. Zaten ben buna biraz şöyle bakıyorum. Yapıyorsanız karşılığını alırsınız, karşılığını alırsanız siz de yaparsınız.

Aldatan da acı çekiyor aldatırken. Aldatan kocanın karısına karşı tutumu da çok enteresan, böyle bir şeyin içinde kalsanız ne yapardınız?

Okurken, oynarken bile bunun vicdanını çekiyorum. Bir kere kalleşçe bir şey ihanet, aldatmak… Bir insanın asla yaşamaması ve karşısındakine yaşatmaması gereken şeyler. Yalan söylemek, nankörlük yapmak, sadakatsiz olmak, insanları kazıklamak asla kabul edilemez. İğrenç şeyler.

Hepimiz bir şeyleri başka şeylere değiştik ama usulüne göre

Gerçekten hiç kimseye ihanet etmediniz mi?

Etmedim. ‘İhanet’ kelimesi, bir şeyi başka bir şeye değiştiniz mi gibi… Hepimiz hayatımızda bir şeyleri bir şeylere değiştik ama bunu, yoluna yordamına göre yaptık. Yani kimseyi aldatmadım, bu çok kalleşçe.

Sadakatsiz insan iyi insanlar değil

Dizide oyuncular, duygu çatışmalarını iyi yansıtıyor. Özellikle bir sahne çok tartışıldı. “İnsan, iki kişiyi aynı anda nasıl sever? Ya da gerçekten sevebilir mi?” Aldatan adam Volkan, hem eşi Asya’yı hem de diğer kadın Derin’i sevdiğini, ikisinden de vazgeçmeyeceğini söylüyordu. Sizce bu mümkün mü?

Aşk anlamında hayır. Ailede iki çocuğun vardır, onları eşit sevgiyle seversin, ikisinden de vazgeçemezsin ama iki kadını aynı anda sevmek mümkün değil. Amcanızı, teyzenizi, halanızı eşit şekilde sevebilirsiniz. Ama iki kadın aynı anda sevilemez. Örf ve adetlerimize, yaşadığımız modern topluma ters. İnsan, iki kişiyi aşkla sevemez, olmaz böyle bir şey.

Duygusal olarak iki kişi arasında kaldığınız, tercih yapmak durumunda hissettiğiniz oldu mu hiç?

İki arkadaş arasında kalabilirsiniz, kedi köpek arasında kalabilirsiniz, hepsi okey! Ama iki kadın arasında kalınmaz. İkisine de ayıp, muhakkak birini sevmek zorundasınız. Sadakatsiz insanlar iyi insanlar değil.

Volkan, eşi Asya’yı, iş ortağının yani sizin kızınızla aldatıyor… Bir baba için çok zor bir imtihan olsa gerek. Gerçekte böyle bir durumla karşılaşsanız tepkiniz ne olurdu?

Çoğu baba, kalpten gider bu durumda. Kimse yaşasın istemem. Bu, kabul edilebilir bir şey değil. Ama evlat neticede. Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Korkunç bir trajedi. Asla yaşamak istemezdim. Bazı ülkelerde bu tarz şeylerin cezası çok ağır oluyor, neresinden bakarsanız bakın sadakatsiz olmak, düzeni tamamen bozan bir durum.

Peki, sizce insan birini neden aldatır?

Bunun cevabı yok ki… İnsan aldatacağı kişiyi niye seçer ki? Aldatmak, birlikteliğin düşmanı. Aldatacaksanız birlikte olmayın, birlikte olacaksanız aldatmayın. İlla kazık atarak gitmeyin. İlla bir kedi alacaksanız, evinizdeki köpeği sokağa atmak zorunda değilsiniz, ona çok uygun bir yer sağladıktan sonra kediyi almanız gerekiyor.

Sadece kadının değil aldatılan erkeğin öfkesi de cehennem ateşinden beterdir

“Aldatılan kadının öfkesi cehennem ateşinden beterdir” diyordu fragmanda. Buna katılıyor musunuz?

Bence aldatılan erkeğin öfkesi de cehennem ateşinden beterdir. Bunun kadını erkeği yok. Her canlı için ağır. Aldatılan taraf, kim olursa olsun, bunun cezasını kendisi vermek istiyor.

Aldatmak 'Çapkınlık' diye geçiştirilmez

Neden ülkemizde erkek aldatınca adı ‘çapkın’ oluyor, kadın aldatınca işin sonu cinayete kadar gidebiliyor?

Aldatmak dünyanın en haince işi. Bunu kimse çapkınlıkla geçiştiremez. Kadın ya da erkek diye ayrılamaz. Bu ahlaki değerlerin uygulanmaması, hiçe sayılmasıyla alakalı bir şey ve çok tehlikeli. Kimse aldatmaya ‘çapkınlık’ diyerek kılıf uyduramaz.

Aldatılmayı affetmek için çok geniş olmak lazım. Ben geniş değilim

Sadakatsizliğe uğrasanız affedebilir misiniz?

Asla! Hiç kolay bir şey değil. Çok geniş olmak lazım. Ben öyle değilim. Ahlaka ve yaşadığımız toplum kurallarına aykırı bir kere. Biri, size bunu yapıyorsa her şeyi yapar. Hayatınızı değmeyen bir varlığa heba etmeyin. Bu çok kötü ya!

Aşk her yerde

Şu an nasıl bir hayatınız var, neler yapıyorsunuz?

Dizi dışında tiyatro ile iç içeyim. Şahane bir nişanlım (Nihan Ünsal) ve şahane bir oğlum (Cansın) var. Onlarla vakit geçiriyorum. Bol bol kitap okuyorum, yemek yapıyorum. Onun dışında sürekli çalışıyorum zaten.

Aşk sizin için nerede?

Her yerde. Aşksız olmuyor. Hele güzel bir aşıksanız, çok zevkli bir şey. Ben de şu an oradayım.