Yaşam Burası Türkiye'nin çıkılmayıp, inilen yaylası

Burası Türkiye'nin çıkılmayıp, inilen yaylası

Paylaş
Burası Türkiye'nin çıkılmayıp, inilen yaylası

Muğla’nın Karabağlar Yaylası, Türkiye’deki hiçbir yaylaya benzemiyor. Alışılmışın dışında olan yaylaya, çıkılmıyor aksine iniliyor. Şehre 10 dakika uzaklıktaki yemyeşil yaylaya belediye otobüsleriyle de ulaşım imkanı sağlanıyor

Muğla’nın, Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesi’nde bahsettiği Karabağlar Yaylası, bir doğa harikası. Rakım olarak Muğla şehir merkezinden daha aşağıda yer alan ve yolunun dar olması nedeniyle iki aracın karşılıklı geçemediği yaylada, korna sesi duymaktan ziyade sürücüler birbirlerine yol vererek trafikte hoşgörü örneği gösteriyor.

Yaylada yaklaşık dokuz kahve var ve her kahvenin de mescidi bulunuyor. Şehrin merkezine göre sıcaklığın birkaç derece daha düşük olduğu yaylaya, mesai bitiminin ardından vatandaşlar akın ediyor. Alışılmışın dışında dağlarda değil de ovada bulunan; ama hava akımı sebebiyle yaz ortasında bile insana hırka giydirten Karabağlar Yaylası şehirle neredeyse iç içe bulunuyor.


"NE MALATYA'NIN ASPUZU'SU, NE KONYA'NIN MERAMI"


CHP’li Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, yaylanın Muğla’nın ekonomik ve kültürel yapısı içinde önemli bir yeri olduğunu söyledi. Gümüş, "Türklerin Anadolu’ya girmelerini izleyen yıllarda kuraklık nedeniyle hayvanları için otlak aramaya başlamışlar ve Karabağlar’ın kuzeyindeki Düzey denilen tepeye gelip yerleşmişler. 1671 yılında Muğla’ya gelen Evliya Çelebi Karabağlar Yaylası’nı görmüş ve yaylanın 11 bin bağdan oluştuğunu, yaz günleri sekiz ay boyunca Muğla ve Ula şehri halkının burada kaldığını belirtmiştir. Evliya Çelebi’ye göre burasının Osmanlı ülkesinde bir benzeri yoktur. Ne Malatya’nın Aspuzu’su ne de Konya’nın Meram’ı ile karşılaştırılabilir" dedi.


"KÜLTÜREL VE EKONOMİK HAREKETLİLİĞİN MERKEZİ"


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Ali Abbas Çınar, Karabağlar Yaylası’nda eskiden ağalar ve beylerin toplanarak yağlı güreşler ve yarışmalar düzenlendiğini belirterek, "Geçmişten günümüze gelen 3.5-5 dönümlük araziler içine Muğla mimarisine uygun bağ evleri yapılmış. Bu evlere ’yurtta’ diyorlar. Tarımsal hareketlilik, hayvan besleyiciliği, sebze ve meyve yetiştiriciliği, yazlık ve kışlık ihtiyaçların karşılandığı bir yer dinlence ve eğlence mekanı. Kültürel ve ekonomik hareketliliğin merkezi olma özellikleriyle Muğla’da öne çıkmış bir bölgedir. Karabağlar yayla kahveleri ise, bakkalı, mescidi, lokantası, fırını, kasabı, demircisi, berberi, tandırı, su kuyusu unsurlarıyla bilindik kahve algılayışının aksine birer kültür, eğitim ve ticaret merkezi olarak yer almış yapılar. Bu kahvelerin geneli sözü edilen eklentilerin yanı sıra konuklarını ağırlayacak açık ve kapalı alanlara sahiptir. Açık alanlar kavak, dut ve ceviz ağaçlarıyla çevrelenmiştir. Bu kahveler kentliyi, göçebeyi, köylüyü buluşturmuş, farklı tabakada yer alan insanların birbirini tanıma zemini olmuştur. Dolayısıyla da toplumsal ve kültürel ilişkilerin şekillenmesinde etkili olmuştur" diye konuştu.

Haberin Devamı