Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "CHP’li ve BDP’li belediyelerin Alman Vakıfları üzerinden PKK’ya yardım ettikleri" iddiası davalık oluyor.

Genel Merkez tarafından ilçe ve büyükşehir belediyelerine gönderilen genelgede, "Tüm büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimizin, örnek dava dilekçesinin boş yerleri doldurarak 5 bin TL’lik manevi tazminat davasını ivedilikle açmasını rica ederiz" denildi.

Erdoğan’ın 'vakıflar' çıkışı sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ı iddialarını kanıtlamaya davet etmiş, aksi halde CHP’li belediyelerin hakkında tazminat davası açacağını açıklamıştı.

CHP Genel Merkezi, Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki iddialarını kanıtlayamadığını öne sürerek partili büyükşehir, il ve ilçe belediyelerine birer yazı göndererek 5’er bin TL’lik manevi tazminat davası açmaları yönünde talimat verdi. Belediyelere genelgenin yanında bir de örnek dava dilekçesi gönderildi.

2009 yerel seçim sonuçlarına göre CHP'nin 13 il, 170 ilçe belediye başkanı var.

ANTALYA DAVA AÇMAYACAK

Bu arada Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) kararına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında tazminat davası açmayacağını açıkladı.

Bazı CHP’li belediye başkanlarıyla bu konuyu görüştükleri bilgisini paylaşan Akaydın, "Partinin kendisi açarsa daha doğru olur. İstanbul’daki ilçe belediyeleri ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da aynı kanaatte" diye konuştu.

İŞTE O GENELGE

CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın ve Atila Emek imzalı genelgede şu ifadeler yeraldı:

"Bilindiği üzere Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın, ’CHP’li belediyelerin Alman Vakıflarıyla kredi sözleşmesi yaptıkları, sözleşme kapsamında iş verdikleri müteahhitler aracılığı ile PKK’ya para aktardıkları’ yolundaki iddiaları 2 Ekim 2011 tarihli gazetelerde geniş oranda yer bulmuştur. Aynı gün Genel Merkezimizde yapılan basın toplantısında, hiçbir CHP’li belediyenin Alman Vakıflarından kredi almadığı, dolayısıyla kredi alınıp terör örgütüne para aktarıldığı iddiasının iftira niteliğinde olduğu ifade edilmiş ve Başbakan iddialarını kanıtlanmaya davet edilmiştir. Genel Başkanımızdan da Başbakan’ın CHP’li belediyelerden özür dilememesi ya da iddiaları kanıtlayamaması durumunda, belediyelerimizin tazminat davaları açacağı kamuoyuna duyurulmuştur. Aradan geçen zaman diliminde ne özür dilenmiş ne de bir kanıt gösterilmiştir. Bu çerçevede konu ile ilgili olarak hazırlanan örnek dava dilekçesi ekte iletilmektedir. Yazımızın alınmasıyla birlikte tüm Büyükşehir, il ve ilçe belediyelerimizin, örnek dava dilekçesinin boş yerlerini doldurarak 5 bin TL’lik manevi tazminat davasını ivedilikle açması ve sonuçtan Genel Merkezimiz yerel yönetimler birimine haber vermelerini önemle rica ederiz."

Örnek dilekçe de gönderildi

CHP’li belediyelere örnek dava dilekçesi de gönderildi. "Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne" diye başlayan, davacı adının boş bırakıldığı dilekçede şöyle denildi:

"Davalı bu açıklamayı, devletin bütün bilgi, belge ve istihbarat bilgilerinin, faaliyetlerinin bağlı olduğu Başbakanlık görevini sürdürürken yapmıştır. Başbakanlık görevini yerine getiren bir kişinin bu görevinin gerektirdiği sorumluluk ve hassasiyet içinde davranarak, elinde bilgi ve belge olmaksızın ağır cezada yargılanmayı gerektirir bir suçla ilgili isnatta bulunmayacağı ulusal ve uluslararası kamuoyunun kabul ve beklentisidir. Bu kabul ve beklentinin sonucu olarak davalının yapmış olduğu açıklama ve suçlamanın gerçekliği konusunda ciddi intibaların oluşmasına neden olmuştur.

Davalı açıklamalarında "CHP’li belediye" tabirini kullanarak belediyenin CHP’li başkanlar tarafından yönetiliyor olmasına dikkat çekmiştir. Bu vurgusu ile belediyenin CHP’li kimliğini hedef almıştır. Davalının basına yaptığı açıklamalarda yer alan isnatlar maddi dayanaktan yoksun afaki, salt davacıyı ve aynı durumdaki sınırlı sayıdaki diğer belediye başkanlarını zan altında bırakmak ve kamuoyu nezdinde yıpratmak amacıyla ortaya konulmuş isnatlardır. Davacının açıklamalarında yer alan davaya konu isnatlar tümüyle haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetlidir. Basın yolu ile bütün toplumun önünde sarf edilen bu ağır isnatlar kesinlikle siyasi eleştiri ve düşünce açıklaması kapsamında değerlendirilemez.."

"...Davalının bu haksız isnat ve saldırısının, davacının manevi dünyasında yarattığı büyük olumsuz etkilerin tümüyle giderilmesi olanaksızdır. Ancak buna rağmen bir nebze bu etkilerin giderilmesi için 5 bin TL manevi tazminatın davalı yandan alınarak davacıya ödenmesini talep ediyoruz."

İZMİR - DHA