Kurallar üç adımda öğretilir
Çocukla bir kriz yaşandığında düzenin sağlanması için kuralları öğretmenin üç adımı olduğunu belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Seyhan Türkmen Yalım, ilk adımı aynalama yani ebeveynin o olaya çocuğun zihninden bakması aşaması olarak açıklıyor.
Neden dediğinizi yapmayı reddediyor, niçin yapmak istemiyor, neden bu tepkiyi veriyor gibi soruların çocuğun gözünden cevaplanması gerektiğini hatırlatan Psk. Yalım, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Cevapları tahminen bulduğunuzda çocuğunuza onu yargılamadan anladığınızı, onun dilinden ifade edin. Yargılanmadan anlaşıldığını hisseden her birey iletişim kapılarını açar.
Burada çocuğa asla “Neden? Niçin?” gibi sorular sormayın. Aynalama aşamasında çocuğunuzu anladığınızı, kabul ettiğinizi hissettirseniz de ikinci aşama olan sınır koymayı da ihmal etmeyin. Kendinden emin ve kararlı bir ebeveyn olarak en fazla bir cümlelik olması gereken kuralı da net bir ifadeyle belirtin. 3. adımda ise ona seçim yaptırın.
Çocuğa ‘sen’ dili kullanarak negatif ya da pozitif seçim hakkı verilerek yaptığı seçimin sorumluluğunu deneyimlemesine imkan sağlayın. Şunu unutmayın ki ebeveyn çocuk arasında demokratik bir ilişki yoktur. Hayatta doğru ya da yanlış mekanizması henüz belli bir olgunlaşmaya gelmemiş bir çocuğun’ ben sadece çikolata yiyeceğim’ demesi üzerine ebeveynin onu tercihlerine izin vermesi gibi bir demokrasi beklenemez.”
Çocuğunuza seçim hakkı sunun
Psk. Seyhan Türkmen Yalım, bu üç adımı şöyle bir örnekle açıklıyor: “Yemekte ıspanak yaptınız ama çocuğunuz ıspanak yerine makarna yemek istiyor. Bu durumda önce onun penceresinden bakın.
Örneğin ıspanak gözüne kötü görünüyor, kokusunu da sevmediğin için yemek istemiyorsun diyerek onu gerçeğini kabul edin. Ardından sınır koyarak Bu ıspanaktan iki kaşık yemelisin” diyebilirsiniz. Seçim yaptırma aşamasından ise “Ya ıspanaktan iki kaşık yer ve arkasından makarnayı yiyebilirsin. Ya da ıspanak yemez ve bu akşam sevdiğin şeyleri yemekten vazgeçersin. Hangisini seçiyorsun?” diyerek çocuğa yaptığı seçimin sorumluluğunu almayı deneyimletmelisiniz.
Çocuklara anlaşıldığı hissettirilerek, kabul edilerek sınırlar konmalı ve seçimler sunulmalıdır. Eğer çocuk yaptığı negatif seçim hakkını kullanıyorsa bunun da sorumluluğu çocuğa verilmelidir. Kötü anne babalık yoktur ama kötü ebeveynlik vardır. Çocuklarımıza tamamen iyi niyetle yaptığımız doğru bildiğimiz davranışlar onlara uzun vadede zarar verebilir. Çocuklara sınır koymak ama bu sınırı olması gerektiği gibi koymak gerekir.”