Çocukluk Çocukları susturmayın, bırakın soru sorsunlar! (14 Mart Uluslararası Soru Sorma Günü)
Paylaş
Çocukları susturmayın, bırakın soru sorsunlar! (14 Mart Uluslararası Soru Sorma Günü)

Bugün soru sormanın günü! Bu tarihin seçilme sebebiyse ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın doğum günü olması. Einstein’in ünlü sözü “Önemli olan soru sormaktan vazgeçmemektir” sözü de günün anlam ve önemiyle ilgili bir slogan olarak kullanılıyor...

Felsefenin de, ilerlemenin de temeli doğru soru sormak. Peki biz soru sormayı biliyor muyuz? Soru soran çocuklarımızı susturuyor mu yoksa destekliyor muyuz? Soru sormak neden önemli?

Haberin Devamı

Bu soruların yanıtını Felsefe Bölümü Kurucusu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Betül Çotuksöken verdi. “Ne soru sormayı seviyoruz ne de olup bitenleri didikleyenleri” diyen Prof. Çotuksöken’in ailelere bir de uyarısı var: "Çocuklar tam bir doğallık içinde soru sorarlar. Araştırırlar, sorarlar, sorgularlar. Ancak yetişkinler bu sorma istemini zaman içinde törpüler, bastırır. Bırakın çocuklarınız soru sorsun”

“ÇOCUKLAR DOĞUŞTAN FİLOZOF”

Çotuksöken, çocukların doğal filozof olduklarını, çocuklarla yapılan felsefe çalışmalarında da asıl amacın, çocukların doğru soru sorma becerilerini geliştirmek olduğunu anlattı.

Çotuksöken, “Aileler çocukların çok soru sormasından bunalıyorlar. Çok iyi dinleyiciler olduğumuz da söylenemez… Oysa çocuklar soru sorma konusunda kışkırtılmalı, daha çok soru sormaları yönünde teşvik edilmeli.” dedi.

Haberin Devamı

Dedektif gibi yaşamız gerektiğini, soruların bizi zenginleştirdiğini belirten Çotuksöken, oysa “Çok sordun, yeter”, “Bu da soru mu”, “Boş soru sorma” gibi yerleşmiş kalıplara bakıldığında soru sorulmasından da pek hoşlanmadığımızın görüldüğünü ifade etti.

“ÇOCUKLAR EKRAN KARŞISINDA KENDİNDEN GEÇİYOR”

Çocuklarımızın aşırı teknolojiye ve ekrana maruz kaldığı bir çağda felsefe eğitimi ve soru sorma becerisinin daha da önem kazandığını anlatan Çotuksöken, aşırı teknolojinin hangi yaşta olursa olsun kişiyi sosyal çevresinden kopardığını söyleyerek, “En tehlikelisi de mekanikleştiriyor; aşırı teknoloji duyarlılıklarımızı azaltıyor. Hızlı akan ekran çok çekici. Çocuklar kendinden geçiyor, zamanı unutuyor. İçinde bulunduğu ortamdan tümüyle kopuyor.” dedi. Çocukların ekranın amaç değil, araç olduğu konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Çotuksöken, şu çağrıda bulundu:

“Daha çok soru soran, meraklı çocuklar için teknolojinin artılarını, eksilerini çocuklarla tartışmalıyız. Haydi çocuklar, gençler, yetişkinler, soru sormaya, dünyayı daha iyi anlamaya, dünyaya daha aydınlık gözlerle bakmaya var mısınız? “Soru soruyorum, öyleyse varım” demeye var mısınız?”

Haberin Devamı