Corona virüsün başrolde olduğu ilk uzun metraj film çekildi

Bugünler geçtiğinde, süper marketlerde tedirginlik içinde gezdiğimiz günler sona erdiğinde ve sevdiklerimizde istediğimiz gibi sarılabildiğimizde günler geldiğinde corona virüs temalı yüzlerce döküman okuyup film izleyeceğiz. Onlardan ilki çekildi bile. Corona virüsün başrolde olduğu ilk uzun metrajlı film, Corona hakkında bilmeniz gerekenler. // Neslihan Arslan 'Corona virüs temalı bir film çekilecek, nerede geçmeli?' diye sorulsa, muhtemelen ilk cevabım asansör ya da süper market olurdu. İnsanların 'tıkılı' kalma ihtimalinin yüksek olduğu bir yer. Filmin Kanadalı yönetmeni Mostafa Keshvari de bu fikirden çok uzaklaşmadan çekmiş filmini. Film, bir apartmanın 7 sakininin kilitli kaldığı bir asansörde geçiyor. Keshvari, inandırıcılığın had safhada olması için filmi tek seferde çekmesinin yanı sıra oyuncuları doğaçlama konusunda da özgür bırakmış. Film Kanada'nın Vancouver şehrinde bir stüdyoda çekilmiş. Türü ise, tahmin etmenin hiç zor olmayacağı şekilde, korku. Fikir, asansördeyken bir Çinli turiste yapılan saldırıyla ilgili haberi okurken geldi diyen Keshvari, ilk Çin'de ortaya çıkan corona virüs salgınını komşular arasında korkunun ve ırkçılığın sembolü olarak kullanmış. Tahmini çok zor değil, 7 komşudan biri Covid-19 pozitif ve o kişi Çinli bir kadın. Keshvari Hollywood Reporter'a yaptığı açıklamada, Karakterlerin sadeliğini görüyorsun. Birbirleriyle konuşuyorlar ve korku gerçek hale geliyor. Gerilim seviyesini yüksek tutmak için elbette karakterler önemli. Virüs taşıyıcısı Çinli bir kadın yetmezmiş gibi bir de tekerlekli sandalye ile yaşayan beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı bir Nazi var. Buna ek olarak bir siyah asansör tamircisi, mülk sahibi ve borçlu bir kiracı da cabası. Kanadalı yönetmen Keshvari, daha çok corona virüsün yarattığı ırkçılığı odaklanarak Çin virüsü olarak biliniyor ama artık herkeste var. Yani bir ırkın sorunu değil. İnsan ırkı virüsün üstesinden gelebilmek için bir araya geldi. Virüs ayrımcılık yapmıyor, biz neden yapalım?