Ebeveynlerin en doğal, en anlaşılabilir davranışlarından biri de çocuklarının mutlu olmaları için sürekli çabalamalarıdır. Bu nedenle onları üzgün, sıkkın, mutsuz, huzursuz görmeye pek tahammül edemezler. İsterler ki sorunları hiç olmasın, hadi oldu diyelim hemen çözülüversin. Çünkü hiçbir şey “o kadar üzülmeye” değer değildir. Uzman Klinik Psikolog Zeynep Yetkin konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Çocukları sorunlarını çözemiyorsa hemen müdahale etmek isterler. Onlarda işe yarayan yöntemleri sıralamak, harekete geçmek için onları motive etmeye çalışmak, onları avutmak ya da kafalarını dağıtmaya çalışmak en sık başvurulan seçenekler olur.
İŞLER BAZEN YOLUNDA GİTMEZ
Çocuklarını ne kadar iyi tanıdıklarını bildiklerinden onlara iyi gelecek önerileri sunmaları da oldukça beklenen bir sonuçtur. Yüksek oranla da önerileri işe yarar ve işler yoluna girer. Çünkü ebeveynler, tecrübelerinin çocuklarından fazla olması sebebiyle sorun çözme becerilerini de geliştirmiş yetişkinlerdir. Ancak bazen işler bu kadar kolay hallolmaz. İşte o zaman ebeveynlerin kafası çok karışır. Çünkü hiç beklemedikleri şekilde tepki almışlardır. Ne yapacaklarını bilemezler ve en yoğun duygu öfke olur. Kızmak, sorunu küçümsemek, görmezden gelmek gibi tepkiler ortaya koyabilir hatta küsüp gidebilirler. Bu tepkiler karşısında da zaten zorlandığı bir durumun içinde olan çocuklarına bir problem daha bırakmış olurlar. Oyuncakların konuşabilselerdi, neler söylerlerdi?
ONA EŞLİK EDİN
Çocuğunuz, ister okul öncesi dönemde olsun ister lise çağlarında, bir sorunla baş ettiğinde onun için yapacağınız ilk adım yanına gidip onu anlamaya çalışmak olursa, en büyük yardımı yapmış olursunuz. Çünkü çözemediğimiz bir durumun içindeyken kendimizi yalnız, çaresiz hissederiz ve korkarız. Bu olumsuz duygulara en iyi gelen panzehir güvende hissetmektir. Güvende hissetmesini sağlayacak en önemli kaynak ise ebeveynlerinin yanında olduğunu bilmesidir. Sadece yanına gidip oturmak, belki biraz sessizce beklemek ve sonrasında ona ne olduğunu merak ettiğinizi söylemek tahmin edebileceğinizden çok daha iyileştiricidir. Sonrasında sizin onun için ne yapabileceğinizi sorup, çözümü birlikte arayabilirsiniz. Böylece kendi sorunlarını çözebileceğine inanan bir yetişkin olması için önemli bir alan açmış olursunuz.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının