Siyaset Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu işi özürle geçiştiremezsiniz
Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu işi özürle geçiştiremezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de Tıp Bayramı Programına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de 14 Mart Tıp Bayramı Programı programına katıldı. Hollanda ile süren krize de dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kuru bir özürle paçayı kurtaracaklarını zannedenlere nasıl bir hataya düştüklerini mutlaka göstereceğiz" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Böylesine anlamlı günde bizleri biraraya getiren Sağlık Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Bugün aramızda ülkemizin farklı köşelerinde görev yapan arkadaşlarımız var. Rektörlerimiz, dekanlarımız, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, sağlık memurlarımız, teknisyenlerimiz ve teknikerlerimizle birlikte bugünü hep birlikte idrak ediyoruz. Şu gerçeğin hepimiz farkındayız. Sizler karagün dostu ifadesinin gerçekleştiği kutsal bir mesleği icra ediyorsunuz.

Değerli kardeşlerim 14 Mart her ne kadar tıp camiamızın gurur günü olsa da temsil ettiği anlamlar tüm milletimize aittir. 14 Mart bu ülkenin okumuş gençliğinin bir iftihar beraatıdır. İlk konuşmayı yapan değerli asistan kardeşimizi dinledik. Hamile eşini bırakıp telefonla kendisinin aranmasını istemeyecek kadar görev aşığı ve o gece adeta fedaican etmeye hazır genç arkadaşlarımız. Birileri hala 18-24 yaş arasındaki gençlerin parlamentoya girip girmemesini konuşuyor. Biz bu gençlerimizle iftihar ediyoruz. Bunlar girmeyecek de kimler girecek!

"15 TEMMUZ GECESİ SAĞLIK PERSONELİMİZİN..."


Vatan müdafası için bağımsızlığımız için 98 yıl önce şaha kalkan direniş ruhunun hamd olsun sağlık camiamızda bugün de devam ettiğini görüyorum. 15 Temmuz'da 112 sağlık personellerinin nasıl fedakarca çalıştığını hepimiz biliyoruz. Zaten o cefakar sağlık teşkilatımızın terör bölgesinde nasıl mücadele verdiğini de gayet iyi biliyorum. Yine o gece hastanelerde görev yapan görevli olmadığı halde evinden hemen kalkıp oraya gelen tüm personelimizi insan üstü bir gayretle gazilerimizin yaralarını sarmaya çalıştıklarını da biliyorum.

HOLLANDA'YA SERT ÇIKTI: CİBİLİYETSİZ, KARAKTERSİZLER!


Savaşmanın bile bir adabı vardır. Savaşta bile sağlık ekiplerine ateş açılmaz. He Hollandalı gibi olursa açar. Çünkü değerli kardeşlerim biz Hollandayı ve Hollandalıları Srebrenitsa katliamından tanırız. Onların cibiliyetinin, karakterinin ne kadar bozuk olduğunu 8 bin Boşnağı nasıl katlettiklerinden tanır, bunları iyi biliriz. Kimse bize medeniyet, medenilik dersi vermesin. Bu milletin alnı aktır. Ama onların kapkaradır.

"AKLINI HOCA KILIKLI BİR ŞARLATANA ZİMMETLEYENLERİN..."


Tarihe centilmenler savaşı olarak geçen Çanakkale Savaşı bunun sayısız örneğiyle doludur. Vatanını 1 dolara satacak birisinde namus, onur, haysiyet kalır mı? Allah aşkına kendi silah arkadaşlarını dahi katleden bir caniden ne beklersiniz? Hainin ne insanlığı ne arkadaşlığı olur. Aklını hoca kılıklı bir şarlatana zimmetleyenin ne ahlakı kalır, ne namusu.

SAĞLIK ALANINDAKİ GELİŞMELER


14 yılda en büyük başarıyı gösterdiğimiz alanlardan biri sağlıktır. Dostun da düşmanın da kabul edeceği bir gerçek varsa o da Türkiye'nin sağlıkta en büyük dönüşümünü gerçekleştirdiğidir. Farklı kurumlara bağlı olarak hizmet veren tüm kamu hastanelerini tek çatı altında topladık. 2002 yılında bin 156 olan sağlık tesisine 3 bin 480 yeni tesis ekledik. 2002 yılında 378 bin olan sağlık çalışanı sayısı yaklaşık 500 bin ilave ile çok daha güçlendi. Sağlık üniversiteleri kurmaya başladık. 2002 yılında 481 olan 112 acil istasyon sayısı 2 bin 401'e 618 olan ambulans sayısı 4 bin 815'e yükselmiştir. Türkiye'de ilk defa bizim dönemimizde helikopter ve uçak ambulansa sağlık dünyamız tanışmıştır.


"TÜRKİYE'NİN BÜYÜMESİ HOLLANDA VE ALMANYA'NIN KABUSU OLDU"


Bugüne kadar elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Neleri başardıysak, engelleme girişimlerine rağmen gerçekleştirdik. Attığımız her adımda paradan para kazanmaya alışmış, kandan beslenen asalakların direnişleriyle karşılaştık. Köken, mezhep, kimlik istismarı yapan terör örgütlerine karşı mücadele verdik. İnsanımıza tepeden bakan, makarnacı diyenlere rağmen buralara geldik. Türkiye'nin büyümesi birileri için nasıl umut olmuşsa bazı çevrelerin de kabusu oldu Hollanda gibi. Almanya gibi. Dayanamıyorlar. Türkiye güçleniyor. 'Olmaz nasıl olur' diyorlar. Olacak, olacak daha çok şey olacak.

ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ


18 Mart'ta temeli atıyoruz. Dünyanın bir numaralı köprüsü. Avrupa'dan gelen araçlar İstanbul'a gelmeden hemen Tekirdağ, Eceabat oradan Gelibolu, Lapseki geçecek ve yoluna devam edecek. Bunlar bize vakit, nakittir anlayışından hem zamandan hem kaza vs.'den çok şeyler kazandıracak. Biz güçlü bir milletiz bunu gösterecek.


EKONOMİK GELİŞMELER


Özgüveni artan güçlü bağımsız bir Türkiye. Yıllardır Batı'ya garnizonluk yapan IMF kapılarında görmeye alıştıkları ülke onları şaşırttı. 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz vardı. Adamlar para hesabı sormuyor. Ülkeyi nasıl yöneteceğimizi soruyor. Kendisine paranın hesabını sormasını söyledim. Türkiye'yi yönetmek bizim işimiz. Sen şuanda paranı alıyor musun? Ses yok. Bundan sonra da böyle, sen taksitlerini alacaksın ama bize siyasette akıl vermeye kalkma. 2013'te borcu sıfırladık, bitti. Ondan sonra bizden borç istemeye kalktılar. Aynı şekilde 27,5 milyar dolar Merkez Bankası'nda vardı. Şuanda 120 milyar dolar rezervimiz var. Bu güç onları ürkütüyor. Türkiye kaynaklarını çeşitlendirdi.

MERKEL'E SERT TEPKİ: AYNISINIZ!


Şu hususu açık ve net ifade etmek isterim. Bazı Avrupa ülkeleri ırkçı ve faşist partilerin oyuncağı haline dönüşmüştür. Avrupa'daki ırkçılığa dikkat çekiyor ve muhattaplarımıza iletiyorduk. Mültecilere yapılan muamelelerin orta ve uzun vadede en büyük zararı Avrupa ülkelerine vereceğini söyledik. Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılıklarını ortaya çıkardı. Cumartesi gece gösterilen saygısızlık sadece Türk milletine değil, uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır. Devletler arası münasebetleri düzenleyen tüm teamüller Hollanda yönetimi tarafından ayaklar altına alınmıştır. Avrupa'nın savunduğu demokrasi gibi değerler milyarlarca insanın gözünde silinmiştir.

Çıkmış Almanya'nın şansölyesi Hollanda'nın yanındayım diyor. Senin ondan farkının olmadığını zaten biliyoruz. Başka şey de beklemiyoruz zaten. O da atlarıyla itleriyle saldırıyor, sen de. Aynısınız! Trabzonlu Hüseyin Kurt'un üzerine köpeği salıyorsunuz. Kendisiyle görüştüm, acil şifalar diledim. Diğer 7 kardeşimiz toplamda 32 darp yiyen kardeşlerimiz var.

"KONSOLOSLUĞA GİRİŞ-ÇIKIŞI YASAKLADIK"


Hollanda ve Almanya'ya sesleniyorum. Türkiye'ye düşmanlık güdenlere oralardaki tüm yabancılara, Müslümanlara, Türklere diyorum ki gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin. Sakın ha! Her ne kadar buradan hayır kampanyası için oralara giden varsa da o tuzağa düşmeyin. Türkiye'ye, Türkiye'nin bakanına orada bu şekilde hareket edenler, bizim konsolosluğumuza müdahale edemezler. O zaman Türkiye'de Hollanda konsolosluğuna mütekabiliyetlikle giriş çıkışı yasakladık. Bu millet sıradan bir millet değil. Özürle falan bu iş geçiştirilemez. Yapılacak daha çok şeyler var.

"KURU BİR ÖZÜRLE PAÇAYI KURTARAMAZSINIZ"


Bundan sonra Hollanda başta olmazk üzere Neonazi'ye esir olan ülkelerin hiçbir inandırıcılığı olmayacaktır. Hollanda cumartesi gecesi sergilediği devlet terörüyle en büyük zararı Avrupa ve AB'ye vermiştir. AB artık kendisiyle işbirliği yapmak isteyenler için insan haklarının sembolü olmaktan çıkmıştır. Avrupa haydut devletlerin insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir kıtadır. Tüm dünyayı kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyorum. Kuru bir özürle paçayı kurtaracaklarını zannedenlere nasıl bir hataya düştüklerini mutlaka göstereceğiz.

SAĞLIKÇILARA MÜJDE!


Sizlere vermiş olduğum bir söz vardı. 5 yıla bir yıl yıpranma payı olarak bir sözüm vardı. Değerli kardeşlerim, 2 gün sonra parlamento kapanıyor. Burada bir yasal düzenleme yapılması gerektiği için inşaallah 16 Nisan'dan sonra bu yasal düzenlemeyi yapacağız. Bunu tekrar ifade edeyim, bizzat da işin takipçisi olacağım. İnşallah sizlerin gayretleriyle başarı hikayemizi sürdüreceğiz.

Haberin Devamı