Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bedelli askerlik açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bedelli askerlik açıklaması

Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bedelli askerlik açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mabeyn Köşkü'nde ATV, A Haber ve A News ortak yayınına katıldı. Erdoğan, milyonların merakla beklediği bedelli askerlik hakkında konuştu . Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin açıklamalarının sorulması üzerine, "Sayın Barzani, bizim bu konuda ne düşündüğümüzü gayet iyi biliyor. Yaptığı açıklama, bana göre hakikaten çok çok yanlış bir açıklama.

'HİÇ Mİ HİÇ DOĞRU BULMUYORUM'


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin açıklamalarının sorulması üzerine, "Sayın Barzani, bizim bu konuda ne düşündüğümüzü gayet iyi biliyor. Yaptığı açıklama, bana göre hakikaten çok çok yanlış bir açıklama. Çünkü bizim yıllardır Irak'ın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizi biliyor. Irak'ın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizi bildiği halde, bunun yanında Kerkük özellikli bir bölge, bunu da bildiği halde, kalkıp hala buralarda kendine göre bazı operasyonlar yapma gayretinin içerisine girmesini hiç mi hiç doğru bulmuyorum." dedi.

En zor anlarında oradaki Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin yanında olduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda bu atılan adımlar bizi ister istemez yeni bir karar sürecine itti. Biz bu ayın 27'sinde Milli Güvenlik Kurulu toplantısı yapacaktık. Şimdi Amerika dönüşü 22'sinde, içinde bu referandum olayını da gündeme aldığımız, ayın 22'sine Milli Güvenlik Kurulu toplantısını çektik ve Milli Güvenlik Kurulu toplantısını ayın 22'sinde saat 15.00'te yapacağız. Milli Güvenlik Kurulu toplantının arkasından Hükümet, Bakanlar Kurulu toplantısını yapacak ve bu konuyla ilgili nihai kararımızı da bizler teklif olarak, hükümet de Bakanlar Kurulu olarak ayın 22'sinde verecek. Demek ki bizim şeylerimizden bir şey anlamamış. 'Hala bir şey denmiyor, böyle bir şey söylenmedi, farklı teklifler yok.' Bizim kanaatimiz belli ama şimdi artık bizim bu konudaki hassasiyetimizin ne denli ileride olduğunu ayın 22'sindeki Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra kendisi çok daha net, açık görecektir."

'EVET DEMESİ MÜMKÜN DEĞİL'


Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın referandum kararıyla ilgili bir açıklamasında, bunu bir "akıl tutulması" olarak tanımladığının hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu:

"Ben bunu akıl tutulmasından öte bir şey olarak görüyorum, bu ciddi manada bir siyasi acemiliktir, böyle bir siyaset anlayışı olamaz. Bir defa Irak'ın kenarında 350 kilometre sınırı olan biziz. Burada bir tarafta İran, bir diğer tarafta Suriye. Suriye'nin zaten ne durumda olduğu belli. Burada bizim tavrımız nedir? Irak'ın toprak bütünlüğüdür. İran aynı şeyi paylaşıyor. Tüm bunlara rağmen eğer siz burada kendinize göre bağımsız bir devlet ilanına kalkarsanız, kusura bakmayın, buna herkes böyle 'Evet' demez. Burada Türkmenler var, güneyde, öbür tarafta Musul'da Araplar var. Siz bunları yok farz edemezsiniz ve bütün bunlar ortadayken, Irak'ın toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir adımın atılmasına da öyle kolay kolay herkes 'Evet' demez. Zaten şu anda kendi içinde bile bu işi halletmesi mümkün değil. Irak'ın merkezi yönetimi de buna 'Hayır' diyor, Irak'ın parlamentosunun da zaten böyle bir şeye 'Evet' demesi mümkün değil. Biz de MGK ve Hükümetimizin kararından sonra çok açık, net Türkiye de kararını açıklayacaktır, İran zaten bu konuyla ilgili kararını açıklamış durumda."

'ABD ZİYARETİ RESMİ BİR ZİYARETTİ'


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ziyareti sırasında yaşanan olaylar ve korumalarıyla ilgili verilen kararın hatırlatılması üzerine, bu konudaki tepkilerini çok açık ve net ortaya koyduklarını söyledi.

BM Genel Kurulu'nun, ABD'nin güvencesi altında düzenlendiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bizi BM Genel Kurul binasının içinde kendi elemanları korumaya alır ama dışarıda havalimanından BM Genel Kurulu'na veya kalacağımız otele kadar, burada ABD bizim güvencemizi sağlar. Bunun yanında da bizim kendi korumalarımız vardır. Bu olayda, 16 Mayıs'taki seyahatimiz, yine Sayın Trump'ın daveti üzerine yaptığımız, üstelik de bir resmi ziyaretti.


'OLAY YİNE FETÖ'YE DAYANIYOR'


Bu resmi ziyarette maalesef PKK terör örgütünün mensuplarıyla bunun yanında FETÖ mensuplarının dayanışmasıyla bizler Beyaz Saray'a gittiğimizde belli bir mesafe ki kısa bir mesafeydi, orada bunların birçok gösterileri oldu. Buna Amerikan güvenlik kurumlarının ne yazık ki ciddi bir müdahalesi olmadı. Daha sonra biz büyükelçilik binamıza geleceğimizde de orada meğerse bazı adımlar atıldı. Yine biz oraya geldik, baktık yaklaşık 100 metre veya 75 metre mesafede, orada yine aynı durumdalar.

Orada gösteriler, tüm bu gösteriler karşısında benim oradaki vatandaşlarım da eli bağlı duramazdı. Onlar müdahaleyi yapma yoluna gittiler. Herhalde benim korumalarım da eli bağlı duramazdı. Çünkü Amerikan polisi en ufak bir müdahale yapmıyor, onları oradan dağıtalım diye. Buna da tevessül etmediler. Geldikten sonra bir de baktık ki arkadan, bizim korumalarımızla ilgili ne yazık ki gözaltı kararları veya kendilerine göre eşimin iki tane hanım koruması, olayların olduğu yerde yok. Resmi olan, ismi olan korumaların içinde Amerika'ya hiç gelmemiş olanlar... Bunlarla ilgili böyle gözaltı kararı gibi bir şey çıkarıyorlar. Sonradan bakıyoruz ki olay geliyor yine FETÖ'ye dayanıyor. Orada da ne yazık ki bunlarla müşterek çalışıyorlar. Çünkü bu savcılar malum, bunlarla müşterek çalışan savcılar olduğu için burada da aynı uygulama yapılıyor.

Daha sonra Ekonomi Bakanımız Zafer (Çağlayan) Bey'le ilgili ve bunun yanında Halk Bankası'nın alt yöneticileriyle ilgili alınan kararın da yine nasıl bir organizasyonun neticesi olduğu ortaya çıkıyor. Bu, 17-25 Aralık sürecinde buradaki FETÖ ekibinin o soruşturmalarında geçen ifadeler neyse aynı şimdi burada geçiyor. Hiç mi hiç ilgisi alakası olmayan veya Bakanlık süreciyle Bakanlık sürecinin dışındaki dönemleri kapsayan garip ifadeler var orada. Konuya da hakim değiller. Bu şekilde, örneğin Zafer Bey'le ve diğerleriyle ilgili o hazırladıkları soruşturma beyanının içerisinde bunlar var."

'AYNI AĞZI KULLANIYORLAR'


Sezgin Tanrıkulu'nun SİHA'larla ilgili açıklamaları hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnlerine gireceğiz, inlerine. Benim şehitlerimin, on binlerce şehidimin hesabını soracağız. Sonuna kadar, üzerine üzerine gideceğiz. Biz Kılıçdaroğlu'nun hatırı için geri vitese takamayız. Öbürü zaten tam terörist ağzıyla konuşuyor. Sen Genel Başkan'san önce, bu adama diyeceksin 'Sen ne konuşuyorsun? Senin bu ağız, Kandil'dekilerin ağzı'. Zaten bunlar aynı ağzı kullanıyorlar. Biz insansız hava araçlarını elde edebilmek için yıllarca çalıştık." ifadelerini kullandı.

'BÖYLE BİR ŞEYİ KABULLENMEK BİZİM DİNİMİZDE YOK'


Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"Ben doğrusu bu süreci yakından takip ettim ve oraya gelen 20-25 kişilik grup, içlerinde alkollü olanların olduğunu da bana bakanım söyledi. Çok çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Her şeyden önce bizim dinimizde, bizim değerlerimizde siz kalkıp da yani defnedilen bir insanın mezarına yönelik, seversin sevmezsin, böyle bir müdahale tarzı yoktur. Böyle bir şeyi kabullenmek bizim dinimizde yok. Bunu yapamazsın, buna hakkın yok ama bunlar böyle bir yanlış yaptılar. Adli ve idari süreç de biliyorsunuz başlatılmış vaziyette. Gerek İçişleri gerek Adalet Bakanlığımız da bunun takibini yapıyor."

NATO VE S-400 KONUSU


"Stoltenberg, bu konuda NATO'nun aslında kuralını ortaya koydu. Şimdi; yıllar önce Yunanistan S-300 aldı. Herhangi bir uygulama yaptınız mı? Yapmadınız. Şimdi biz, aynı ülkeden S-400 ile ilgili anlaşma yaptık, rahatsız oldunuz." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Peki, siz verdiniz de biz almadık mı? NATO ülkelerinden bize böyle bir destek verildi mi, füze konusunda? Hayır, istedik, vermediler. Şimdi biz başımızın çaresine bakacağız. Bir başka yerden bulduk, oradan alacağız. İstediğim yerde bu anlaşmaları yapar, adımlarını da atarız. Daha bizim bu çeşitlendirmemiz çok daha farklı bir şekilde devam edecek. Buna müdahale yetkileri yok. NATO'nun kendi kuralları içerisinde de yok ve bu yapılan uygulama tamamen Türkiye'nin güçlenmesini engellemeye yönelik bunlar adımlardır." ifadelerini kullandı.

'TEOG'UN KALDIRILMASI LAZIM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG'un kaldırılması lazım. Biz TEOG'la mı geldik? Ne TEOG vardı, ne bir şey vardı. Okursun, sene içinde notların bellidir, bu notlarınla beraber yürürsün. Gelirsin üniversite sırasına, orada da girersin üniversite imtihanlarına. Üniversite imtihanında da sosyalde, sayısalda başarı durumun neyse bu başarıya göre girmen gereken yer nereyse girersin." dedi.

BEDELLİ ASKERLİK AÇIKLAMASI

"Bedelli askerlik konusunda, şu anda gündemimizde bu yok. Çünkü, şu anda ciddi manada asker kadrosunda eksilme var. Onun için biz, vatansever evlatlarımızı askere bekliyoruz. Hele hele üniversite bitirmiş, bedelli askerlik bekliyor. Zaten gelip yapacağın askerlik 6 ay. Bunun da yaklaşık bir 20 günü izin; 5 ay 10 gün. Gel askerliğini yap. Askerlik bir de sana bir çok kazanım sağlıyor." dedi.

YABANCI OYUNCU KONTENJANI

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"Bunu tabii aslında kulüplerimizle konuşarak bir yere vardırmamız lazım. Özellikle futbolda yabancı oyuncu sayısının aşırı oluşu bize bazı dezavantajlar getiriyor. En önemli dezavantajı Milli Takım'a yansıması.

Milli Takım'a yansımada oyun noktasındaki performansı az olduğu için yerli futbolcularımızın Milli Takım'a gidişte de bir defa o sayıyı, gücü yakalayamıyoruz. 'Şu anda kulüplerimiz hiç mi yabancı oynatmasın?' Hayır, oynatsın ama bu kadar fazla değil. Sayı 6'ya, 7'ye çıktığı zaman bu durumda hakikaten neredeyse sahada yerli futbolcu yok. Bunu doğru bulmuyorum. Belli bir sayıda tutulabilir, o da hem tribünlere farklı bir heyecan getirebilir hem de yerli futbolcularımız arasında rekabete vesile olabilir ama işi bitmiş futbolcuları almanın da doğru olduğuna inanmıyorum."


KANAL İSTANBUL PROJESİ


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi için de, "Son aşamalarda, ihalesi yapılacak. Şu anda zannediyorum hükümetimiz ihale hazırlıklarını yapıyor, ihaleye çıkılacak, adım atılacak." ifadelerini kullandı.

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ PROJESİ


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin 500 kişilik salona sahip olacak Atatürk Kültür Merkezi'ni 2018 yılının sonunda bitirmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bizim şu anda tek Ankara Beştepe'deki kongre merkezimiz ama bunun dışında böyle bir kongre merkezimiz yoktu. Ankara'da eskiden 150-200 kişilik opera binası vardı. Atatürk Kültür Merkezi tam opera binası diyebileceğimiz bir bina değildi, yarı opera binasıydı. Şimdi biz Millet Evi'nin yanındaki yerimizi tam opera binasına benzer şekilde yaptık.

Bunun için de mimarlarımıza dünyayı dolaşın, ona göre bunu yapalım dedik ve buna göre yapıldı. Taksim'deki ise tam bir opera merkezi oluyor inşallah. Burası 3 balkonu olan 2 bin 500 kişiyi aynı anda alabilecek, çok amaçlı hizmet verebilecek. Sadece o opera gösterilerinin olacağı günlerde açılan değil, yıl boyu birçok hizmet verebilecek, küçük salonlarında değişik toplantıların yapılabileceği bir yer olacak. Dış cephe giydirmeleri ise hayranlık uyandıracak muhteşem bir eser. Bunun da lansmanını 2 ay içinde Ankara'daki Millet Evi'nde yapacağım. Ondan sonra inşaatını başlatacağız. Hazırlıklarımız bu konuda kararlı bir şekilde devam ediyor. Ben beğeneceğinizi umut ediyorum."

AA