Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ey Baro Başkanı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ey Baro Başkanı

Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ey Baro Başkanı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara Beştepe'de muhtarlara seslendi. Çağlayan'daki Adliye baskını ve Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesiyle ilgili medyaya ve barolara yönelik sert eleştiriler yöneten Erdoğan, konuşmasının son bölümünde 'Bu sistem sürekli krize giriyor. Yeni bir sistem şart' diyerek başkanlık sistemine işaret etti

İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Haberin Devamı

Bir kısım basın kuruluşlarının insanlığa hakka sığmayacak şekilde bu haberi verdikerlini ifade etmek zorundayım. Bu basın yayın kuruluşunu şiddetli kınıyorum. Sayfalarına bu terör örgütünün propogandasını açanlar savcımızın şehit edilmesine ortak olmuşlardır. Bu savcımız eyleme konu olan failleri yakalamaya çalışan ve önemli mesafe kaydeden bir kişidir.

Teröristlerin propoganda organı olarka hareket eden basın yayın kuruluşları da aynı amaca hizmet ediyorlar. Batı ülkelerinde böyle bir duruma asla şahit olamazsınız. Batıda hukuk eliyle bu basın kurumlarının kapısına kilit vurulur.

startFlvPlayer_PostaV2("divFlvPlayer29346","29346","201504","29346-286221.jpg","1", "0","Erdoğan avukatlara çattı");

HERKES ARANACAK ARANMALIDIR

Olayın olduğu gün Romanya'dan geldim. Dedim ki Adalet Sarayı'na giren tüm insanlar aranmalıdır dedim. Vakanın olduğu günde örgüt ve onlarla dayanışma içinde olanlar Adalet Sarayı'na bindirerek hareket ettiler. Bağlı oldukları baro da asla biz buna müsaade etmeyiz dediler. Bu yargının susturulması dediler.

Çok açık ve net söylüyorum, herkes ararnack, aranmalıdır.

EY BARO BAŞKANI...

Danıştay saldırısı olduğunda MİT'çi dediler. Bakın sonra yine onlar çıktı işin içinde. Sahte bir cübbe koltuğunun altında bir diğerinin elinde şemsiye. Düşünebilyior musunuz, 6 kat yukarı çıkıp bu fili işliyorlar. Ey baro başkanı sen de telefonla görüştün bu teröristlerle hangi neticeyi aldın? Senin sözün çok dinleniyordu ya niye almadın? Bu terörist terörist, bunu bileceksin bileceksin. Sen de tüm avukatları temsil etmiyorsun bunu bil, yargı olayının da sen de üçte birinin temsilcisisin. Adeta yargı adına konuşuyorum havasına da girme.

SAVCIMIZI ŞEHİT EDENLER VE GEZİ'DEKİLER

Biz en başından itibaren Gezi, 17-25 Aralık'ın perde arkasındaki güçleri anlatmak için mücadele ediyoruz. Bu olaylar sokakları terörize ederek hükümete siyasete yönelik ideolojik bir darbe girişimidir. Savcımızı şehit edenlerle Gezi'de eylem yapanlar aynı güruhlardır. Meşru siyaset yoluyla iktidara gelemeyeceğini görenler de kaos ortamında kendilerine bir iktidar yolu çıkarmak için onlara destek vermişlerdir.

Milletimiz tezgahı bozmuştuır, burası çok önemli.

17-25 Aralık darbe girişimini demokrasi hak ve özgürlük gibi argümanların arkasına saklanıyorlar. Bir terör örgütünün organizsyonuyla kesintisiz olarak sürdürülmek istenen herkes şehit savcımızın katledilmesine de ortak olacaktırlar.

HAİNDİRLER, ALÇAKTIRLAR

Teröriste terörist diyemeyene, teröristin ortağıdır. Kimi CHP ve HDP'li vekillere bakıyorsunuz, savcımızı katledenler masum, güvenlik güçlerimizi suçluyorlar. Ben güvenlik güçlerimizi tebrik ediyorum. Ne kadar onurlu bir savcıdır ki onların elinden bir bardak suyu dahi içmedi. Elinde silah olanları destekleyenler onlar gibi teröristtir. Bu kan ellerine bulaşmış alçaklardır, hainlerdir. Maalesef şehit olan savcımızın ailesine baş sağlığına gitmeyenlerin koşa koşa teröristlerin ailesine koşarak gitmişlerdir.

Bu terörist eylemi kınamak yerine sürekli ama diyenleri, milli duruş sergileyemeyenleri ibretle takip ettik. Bir milli duruş sergilemek için siyasi partilerin genel başkanlarının Eyüp Sultan Camii'nde birlikte saf tutmaları gerekmez miydi?

Bir yanda savcının ailesinin tevekkülü vardı bir tarafta da bunlar vardı. Milletimiz bunları görüyor. Ama artık şu neder bu ne der kompleksini bir kenera bırakarak yargının da üzerine düşeni yapması gerektiğine inanıyorum.

YENİ ANAYASA İLE BİRLİKTE MİLLET BAŞKANLIK DİYOR

Türkiye'nin yeni bir sisteme ihtiyacı olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. bu tarih itibariyle yeni anayasa bir tercih olmaktan çıkmış bir zorunluluk halini almıştır. Tabii ki yeni anayasa ile birlikte millet başkanlık sistemi diyor. Mevcut Parlamenter sistemimizde hükümet, meclis, yargı arasındaki ilişkiler zaten sorunluydu. Sistem sık sık krize girdiği için darbe heveslilerine uygun ortamlar yaratıyordu. 16 ayda bir hükümet değişti. Bu ülkede istikrar olur mu güven olur mu kalkınma olur mu? Tek partili bir iktidar yakaladık, düşünebiliyor musunuz 240 milyon dolardan 840 milyon dolara çıktık. Şimdi burada bir patinaj var. Bunu aşabilir miyiz aşabiliriz, neyle başkanlık sistemiyle.

BU SİSTEMLE BURAYA KADAR

Biz başkanlık deyince tüyleri diken diken oluyor. Bunları görenler de Türkiye mükkemmel bir parlamenter bir sistem işliyor. Şu anda G-20 ülkesinin yarısı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bunlar akıllarını mı yitirdi? Şöyle 70 yılın icmalien bakıyoruz 40 yıllık bir kaybı var. Geçtiğimiz 12 yılda gerçekleştirdiğimiz atılım olmasaydık dünyada nerede yer alacağımızı görmek lazımdı. Mevcut sistemle buraya kadar. Daha ileriye gitmek için sistemi değiştirmemiz gerek. Hatta gerilemeye başlarız Allah göstermesin.

KENDİMİZE BU GÜVENSİZLİK NİYE?

Türkiye'ye mahsus başkanlık sistemi olmazmış. Kendimize bu güvnesizlik niye? Nihayetinde hesabı millete vermeyecek miyiz? Başkanlık sistemine karşı çıkanlar milli iradeyle yüzleşmekten korkuyorlar. Milletten alamayacakları destekleri kanatları altına aldıkları vesayet odaklarından artık alamayacakları için korkuyorlar. Artık Türkiye tüm enerjisini 2023 hedefleri için seferber edecek.

Bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne teşriflerinizden ötürü teşekkür ediyorum. Mahallenizdeki köyünüzdeki vatandaşlarıma selamlarımı iletiyorum.