Gündem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: El Bab an meselesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: El Bab an meselesi

Paylaş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: El Bab an meselesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar’a ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada “Merkeze girilmesi hasebiyle artık DEAŞ güçleri tamamiyle El Bab’ı terk etme süreci içerisine girdi. Öyle zannediyorum ki artık bundan sonrası an meselesidir” şeklinde konuştu

Hürriyet'in haberine göre; El Bab gerek bizim tarafımızdan, gerekse Özgür Suriye Ordusu tarafından dört bir yandan kuşatılmış vaziyette. Güçlerimiz Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte merkeze inmiş vaziyette. En önemli nokta olan ‘Hastane’ kısmı zaten birkaç gün önce tamamen alınmıştı. Orası hâkim bir noktaydı. Bu hâkim noktayı bizler ele geçirdikten sonra süreç çok daha hızla lehte gelişmeye başladı. Şu anda merkeze girilmiş vaziyette. Merkeze girilmesi hasebiyle artık DEAŞ güçleri tamamiyle El Bab’ı terk etme süreci içerisine girdi. Öyle zannediyorum ki artık bundan sonrası an meselesidir. Biz de arkadaşlarımızdan bu bilgileri gerek arazide, gerek buradan karargâhtan yapılan takiple alıyoruz. Planlanan istikamette gelişmeler devam ediyor.

HEDEF GÜVENLİ BÖLGE


Bizim buradaki hedeflerimizi biliyorsunuz. Ben bu hedefi tekrar açıklıyorum. Orada terörden arındırılmış bir güvenli bölge için biz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın en doğu ayağında Cerablus vardır. En batı ayağında El Rai vardır. Güneye doğru ilk etapta Dabık halloldu, ondan sonra El Bab hallolmak üzere. Bundan sonraki süreçte doğuya yönelik Mümbiç ve Rakka olayı vardır. Bu konuyla ilgili olarak da şu anda ABD yeni yönetimiyle, CIA ile düşüncelerimizi paylaştık.

Hedef nedir? Hedef burada 4-5 bin kilometrekarelik terörden arındırılmış güvenli bölgedir. Bu güvenli bölgenin halliyle birlikte hem Suriye’den göçü, ilticayı önlemek, onlara orada yerleşim alanlarını temin etmek. Hem de bizim kamplarımızdaki insanları kendi topraklarına döndürmek.

Tabi bunları yapabilmek için de onlara adeta orada yeni şehirler kurmak gibi bir gayretimiz var. Bu düşüncelerimi Sayın Trump’la da paylaştım. Koalisyon Güçleri ile başta Almanya olmak üzere paylaştım.

İkinci bir adım da burada uçuşa yasak bölge konusu. Terörden arındırılmış bölgeyi eğer uçuşa yasak bölge ilan etmediğiniz sürece orada güvenlik tabii ki olamayacaktır. Onu da uçuşa yasak bölge ilan edip ki bunu ABD ile de Rusya ile de paylaştık, görüştük. O zaman orada güvenlik olacağı gibi, bir de kendi içinde onlar bir milli ordusunu oluşturmak suretiyle onlar kendilerini güvende hissedecektir.


EĞİT- DONAT ÖNEMLİ


En önemlisi tabii, bir eğit - donat olayıdır. Bu eğit - donatı da en başından beri bizler yürütüyoruz. Özgür Suriye Ordusu bu eğit-donat kapsamında yetiştirilmiş bir ordudur. Onlar da orada yerli halk olması hasebiyle can siperhane bu mücadelenin içinde olmaları hasebiyle şu ana kadar çok çok faydalı olmuşlardır. Çok da şehit vermişlerdir. Ama bu mücadelede ortaya koydukları performans inkar edilemez.

3 BİN DEAŞ’LI ETKİSİZ


Benim başından itibaren teklif ettiğim 3 başlık var. Bu üç başlık, bir eğit donat. İki uçuşa yasak bölge, üç terörden arındırılmış güvenli bölge. Sayın Guterres’le (Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres) bu başlıklar konusunda mutabıkız. Yeter ki burada BM Güvenlik Konseyi böyle bir kararı versin. El Bab’dan sonra durmak. Böyle bir şey de yok. El Bab nihai hedefimiz değildir. Bizim nihai hedefimiz DEAŞ’tan bu bölgenin temizlenmesidir. Kaldı ki biz şu anda 3 bini aşkın DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdik. Fakat DEAŞ’ın asıl merkezi El Bab değil. Asıl merkezi Rakka. Rakka temizlendiği andan itibaren özellikle bu bölge terörden arındırılmış bir bölge haline gelmiş olacak. Buradaki nihai hedef de 5 bin kilometrelik bir alanı temizlemektir.


EL BABLI YERLEŞECEK


Bizim Türkiye olarak burada kalmak gibi bir hedefimiz yok. Nasıl Cerablus temizlendi. DEAŞ oradan def edildi. Oraya Cerablus’un kendi insanı yerleşti. El Rai temizlendi, oraya kendi halkı yerleşti. Bab oradan DEAŞ gittiği zaman bitti değil. Oraya da gelecek El Bablı yerleşecek. Mümbiç’in aslında halkı yüzde 90 Arap’tır. Ama şu anda oraya kendi halkı yerleşememiştir. Niye? PYD, YPG orayı şu anda işgal etmiş vaziyette. Bize verilen söz orayı onların boşaltacağıdır. Daha boşaltmadılar. İşte şimdi DEAŞ’ı, YPG’yi ve PYD’di buralardan boşalttıktan sonra, Rakka’dan da DEAŞ’ı boşalttıktan sonra oradan def ettiğimiz anda oraya Araplar gelip, kendi halkı gelip yerleşecektir.

16 NİSAN 15 TEMMUZ’UN CEVABIDIR


Şu anda ben halkımızın henüz ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni tam olarak anlama konumuna geldiğine ihtimal vermiyorum. Kandil’de olanlarla beraber hareket edenler, onların uzantılarıyla beraber hareket edenler ne diyor, hepsi beraber ‘Hayır’ diyor. Öyleyse benim milletim o Kandil’dekilerle beraber, benim 248 şehidimi, şahadete gönderenlerle beraber, 2193 gazimi gazi yapan ordumun uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, modern silahlarıyla öldürenler, yaralayanlar var. Onlarla beraber hareket etmeyecektir. Onlara 16 Nisan’da ‘Evet’ demek suretiyle gereken cevabı verecektir. 16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz’un bir cevabı olacaktır. Ve ‘hayır’ diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz’un bir yerde de yanında yer almaktır. Kimse sağa sola çekmesin.


GÖRÜŞMEMİZ ÖNEMLİ


(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin askerlerimizin Rus uçağı tarafından vurulmasıyla ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine) Yapmış olduğum açıklama tamamiyle silahlı kuvvetlerimizin, gerekse Milli İstihbarat Teşkilatımızın bana verdiği bilgiler çerçevesindedir. Gerek Genelkurmay Başkanlarımızın karşılıklı yaptığı açıklama, gerekse Cumhurbaşkanları olarak bizim yaptığımız açıklamalar bu işin gerçek boyutudur. Bunun dışındaki açıklamalar herhalde itibar edilecek açıklamalar değildir. Şunu da kararlılıkla ifade etmem gerekir ki, bu süreç içerisinde bizlerin işleri çok daha hassas, çok daha dikkatli götürme gayretlerimiz var. Zira CIA Başkanı’nın gelişiyle, bu arada ABD Başkanı ile yaptığımız görüşme ve bu arzu edilmeyen olay sonrası Sayın Putin’le yaptığımız görüşme, Genelkurmay Başkanlarımızın birbirleriyle yaptığı görüşmeler hepsi bu hassasiyetin nereden nereye varmakta olduğunu göstermesi bakımından çok çok önemli.