Rusya'da düzenlenen 2018 Dünya Kupası'nda ülkemizi temsil eden FIFA kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır, NTV'de yayınlanan Sporun Not Defteri programında Övünç Özdem'in sorularını yanıtladı.

İşte Cüneyt Çakır'ın açıklamaları:

İnsanın çalışmasının karşılığını alması ve bunu somut bir şekilde elde etmesi büyük bir gurur. Biz orada ülkemizi temsil ettik. 2. kez Dünya Kupası'na katıldık. Ne mutludur ki 2 Dünya Kupası ve iki yarı finalle de en iyi şekilde döndük.

Sonuçta Cüneyt Çakır ismi bir sembol. Biz orada yarı final maçına çıktığımız zaman Türk hakem olarak adlandırılıyoruz. İstikrar çok önemli. Biz bu işe başlarken istikrarı sağlamak istiyorduk. Bizim bir turnuvaya katılıp diğerine katılmamak başarı sayılmayacaktı. Asıl hedefimiz bu değil. Asıl hedef 40 yıl beklememek. Bizden sonra gelen arkadaşlarımız da bu tür turnuvalara gelsinler aday olsunlar yönetsinler. Önümüzdeki turnuvalara da aday olacağız.

Biz hedeflerimizi adım adım yaptık. Uzun ve kısa vadeli hedeflerimiz oldu. Dünya Kupası'ndan döndükten sonra ekip arkadaşlarımızla bir araya geldik. Kısa vadeli hedefler olarak 2 yıllık vadede 2020 Avrupa Şampiyonası olacak. Orada olmak istiyoruz, oraya katılmak için çok çalışacağız. Şu anda başladık zaten çalışmaya. Dünya Kupası'na gitmek istiyorsak ilk önce orada olmalıyız. Çok çalışıyoruz, inşallah orada olacağız.

Dünya Kupası'ndan döndükten sonra dinlenmek için çok vaktimiz olmadı. UEFA'nın elite ve first kategori hakemler semineri var. Buraya Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya ile birlikte katılacağız. Buraya katılan hakemler orada yapılacak yoyo testini geçmek zorunda... Eğer geçemezseniz Şampiyonlar Ligi'nde ve Avrupa Ligi'nde maç yönetemezsiniz. Şu an çalışma zamanı dinlenmek artık sonra olacak. Şu an o seminere konsantre durumdayım. 1 Ağustos'ta oraya giderek bu semineri başarılı bir şekilde geçeceğiz.

Dünya Kupası'nda mükemmel bir atmosfer vardı. Aile gibiydik orada. Bir önceki Dünya Kupası ile karşılaştırıyorum orada da iyi ortam vardı ama bu Dünya Kupası'nda yine aynı ekiple olduğumuz için biraz daha iyi atmosfer vardı. Bu Dünya Kupası'na katılabilmek için 7 seminer geçirdik biz. 7 seminer... Hepsinde koşu sınavları oldu, kural sınavları oldu. 1 haftalık periyotlarla düzenlenen bu seminerlerde hep birlikteydik biz. Omuz omuza mücadele ettik. O turnuvada da herkes takım gibiydi. Ben başarılı geçtiğini düşünüyorum hakemlik açısından. Burada da en büyük etken takım olmaktı.

Öncelikle Video Hakem Uygulaması'nın ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Yeni bir uygulama bu. Birçok şeyi olumlu yönden değiştireceğini düşünüyorum. Biz 2017 yılında GÜney Kore'de düzenlenen 20 yaş altı turnuvada bunu test etme imkanı yaşamıştık. Birkaç yerde daha denendi. Sonrasında Dünya Kupası'nda uygulandı. Bence mükemmel bir dönüş alındı. Herkes çok memnun. Video Hakem Sistemi hakemler için değil, futbol için getirilen bir sistem. Göreceksiniz çok büyük bir fayda sağlayacak.

Ne olabilir? Topun oyunda kalma süresi artacak. İtirazlar azalacak. Aldatmalardan kurtulacağız. Topsuz alanda yapılan şiddetli hareketlerden kurtulacağız. Güzel bir hale gelecek futbol. İnsanların daha da ilgisini çekecek. Bu yönden çok olumlu buluyorum. Hatalar bitecek mi tamamen? Hayır bitmeyecek. İnsanın olduğu yerde hatalar bitmez. Ama çok büyük ölçüde çok büyük hatalardan kurtulacağız.

Genel olarak Video Hakemliğin çok önemli bir özelliği bu: Sizi yolladığı zaman illa kararınızı değiştireceksiniz demek değil. Siz gidip pozisyonu izlersiniz ama kararınızda ısrarcı olabilirsiniz. Video Hakem sadece hakemi uyarır. O yüzden izleyiciler, oyuncular ve teknik adamların da bunu çok iyi bilmeleri lazım.

Burada aslında herkese görev düşüyor. Başta basına görev düşüyor. Yeni bir uygulama olduğu için ilk 5-6 hafta zorluklar çekebiliriz. Oyuncuların, teknik adamların, başkanların ve basının desteğiyle bu zorlukları aşacağız. Çünkü gerçekten çok büyük bir fayda sağlayacak. Burada en önemli şey bir müsabakanın adaletli bir şekilde bitmesi. Biz sahada bu yüzden varız. Video Hakemlik Sistemi ile bu sağlanacak. Çok büyük hatalardan kurtulacağız. Herkesin desteği ile kısa bir zaman içerisinde sistemin rayına oturacağını düşünüyorum.

Bu tarz üst düzey futbolcularla birçok kez Şampiyonlar Ligi arenasında karşılaşıyorsunuz zaten. Sadece Messi değil. Maçın son dakikalarında gösterilmiş bir sarı karttı.

Dünya Kupası'nda hepsi birbirinden zorlu müsabakalardı. Bazıları kağıt üzerinde zordur, bazıları sahaya çıkınca zorluğunu hissettirir. Bizim yönettiğimiz 3 maç da zordu. Duran toplardan özellikle çok gol oldu. Maçın hakimi olan takımlar her zaman kazandı. Fair Play ön plana çıktı. Bu Dünya Kupası'nda sarı kartların azlığından dolayı bir takım tur atlarken diğer takım elendi.