Başka bir teori ise, majör depresyonun bir bağışıklık yanıtı olması yönünde. Emory Üniversitesi MD'sinden Andrew Miller ve Arizona Üniversitesi'nden meslektaşı Charles Raison'a göre, enfeksiyonla savaşmak için bağışıklık sistemimizi güçlendiren bu genler de depresyon riskimizi artırıyor. Yorgunluk, bir zamanlar zevkli aktivitelere katılma arzusu eksikliği ve sosyal geri çekilme gibi depresyonla ilişkilendirilen belirtiler.
Bunlar, bulaşıcı hastalığın bulaşmasına yardımcı olarak, sosyal gruba bulaştırma riskini uzak tutardı. Kişi bu süreçte ayrıca bir bağışıklık tepkisine yardımcı olmak için kullanılabilen enerjiyi korur.
Tıp bilimi ve halk sağlığı alanındaki gelişmeler bu reaksiyonu geçersiz kılabilir. Ama atalarımız için enfeksiyon en kötü katildi.
NPY olarak bilinen bir gen mutasyonu, artmış bir enflamatuarla (Enflamasyon, inflamasyon, yangı veya iltihaplanma, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel ya da dışsal doku hasarına verdiği hücresel, sıvısal ve vasküler bir seri yanıt) ilişkilendiriliyor. Bu enfeksiyonla mücadelede yardımcı olsa da, aynı zamanda depresyonla da ilişkili. Bu gen, strese dayanma yeteneğimizi artırmaya yardımcı olan Neuropeptide Y adlı bir nörotransmitteri kontrol eder. Mutasyona uğramış NPY geni olanlar, Michigan Üniversitesi'ne göre daha güçlü bir bağışıklık tepkisi gördü.
Ancak bugün, sadece depresyon geliştirme olasılığının artmasına neden oluyor. Bu mutasyona sahip olanlar, bir duman dedektörü gibi reaksiyona giren bir bağışıklık sistemine sahip olabilir.
Enfeksiyon gibi stresli bir olay meydana geldiğinde, tıpkı yangın dedektörünün dumanı algılaması ve alarmı devreye sokması gibi bu bağışıklık tepkisi tetiklenir,