Atarlı Abla Deniz Ülker, Cumartesi Postası'nda yazdı... Metin Hara ve etrafında gelişen olaylar o kadar sinirimi bozdu ki atarlanacak takatim kalmadı. Meğer herkes ne kadar görgülüymüş! Çocuğa boşuna ‘modern çağ dervişi’ demiyorlar. Biraz görgüsüz ve bolca saçmalıyor ama o kadar kusur ortaçağ dervişlerinde de vardı. Mevsim normallerine bile çemkiren bir milletiz. Temmuz ayında sağanağı görünce nereye saldıracağımızı şaşırdık. Neyse ki meteoroloji uzmanı Hüseyin Öztel devreye girip bizi neşelendirdi. “Boyu 1.60’tan kısa olanlar evden çıkmasın” dedi. Hepimiz sulu sulu “Ne komik adam” diye güldük meğer espri yapmamış... Deniz Akkaya’nın pozu olay olmuş. Mayosunun nerede bitip bacaklarının nerede başladığını kimseler anlayamamış. Deniz Akkaya da yorumlara alınıp aynı fotoğrafın farklı versiyonunu paylaştı! Deniz Hanımcığım, bize bakış açısı kazandıracağınıza ilk fotoğrafı kaldırsaydınız ya... Sorun açıda değil, mayoda. O bacak da orada olmamış, kopartıp yanınıza koymuşsunuz gibi duruyor. Üç aydır kuaföre uğramıyordum. Baktım, ninem kadar ak saçlı ve dayım kadar tek kaşlıyım, mecburen gittim. “Kaç aydır neredeydiniz” diye azarlanarak karşılandım. Bakım onarım sürecim boyunca da laf işittim. Sonunda patladım. Ama hakkını yemeyeyim. Kendisi, “Bu haldeysem sebebi sensin, böyle yapacağını bildiğim için korkumdan gelemiyorum!” diye bağırabildiğim tek erkek. Cem Yılmaz ve Ozan Güven eleştirilerden bunalıp Twitter hesaplarını kapatmışlar. Anacım, sosyal medya hesabını ‘bi tıkla’ kapatmak kolay. Size milyonlarca takipçi kazandıran oyunculuğu bırakmayı deneyin bir de... Organik tarım işine girin, kaportacı açın mesela... O zaman kimse sizi eleştirmez, başka dertleriniz olur. Düğün mevsimi geldi çattı. Şu acayip sinir olduğum, “Çocuklara iyi uykular” dileyen düğün davetiyeleri de piyasaya çıktı. Çocuğun kaçta yatacağı sana mı kaldı gelin ablası? “Yavrunuzu bırakacak yer bulamıyorsanız gelmeyin” yazsanıza şuraya damat abisi...