Kılların da sürekli dışarı hareketle kirleri dışarı atmaya çalıştığını ifade eden Karaaslan, "Kulak temizliğinde bu bölgenin aşırı temizleme yaparak travmatize edilmemesi gerekiyor. Çünkü bu temizlik sırasında koruyucu yağlı salgı alındığı gibi, kirler kılsız bölgeye geçerek dışarı dönüşü zorlaşır. İçeride birikerek 'buşon' dediğimiz katı kulak kirine yol açar. Bizim dış kulak yolunda yaptığımız temizlik hareketleri esasında bu doğal süreci bozar. Dış kulak yolunun pH’ı değişeceği gibi, olması gereken bakteri ortamı da yani doğal florası da bozulacaktır. Dış kulak enfeksiyonları da genelde bu özelliklerin kaybolması sonrası ortaya çıkmaktadır. Büyükler ve çocuklar özellikle banyo, havuz ve deniz sonrası bu temizliği yaparken aşırıya kaçarlarsa, sonucunda dış kulak yolu girişi travmatize olur. Yarıkların içine bakteri girer ve dış kulak yolu enfeksiyonu dediğimiz ağrılı olay ortaya çıkar. Bunun haricinde kirli sular da (banyo, deniz, havuz) bu enfeksiyona sebep olabilir. Enfeksiyon dış kulak yolu girişinde kızarıklığa ve ileri derecede şişliğe sebep olabilir. Bu enfeksiyon başlangıcında kaşıntı, ağrı, kulakta dolgunluk hissi, sonrasında akıntı ve işitme kaybı tabloya eklenebilir. Alttaki kıkırdak da enfeksiyona katılırsa bu ağrı daha da artar" şeklinde konuştu.