FARKLI KONUŞMAM

BDP’nin ayrı bayrak istediği şu günlerde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cuma günü Diyarbakır’da yapacağı mitingte Kürtçe eğitime destek vereceği öne sürülmüştü. Erdoğan dün Kral FM’in canlı yayınına konuk oldu.

Erdoğan “Diyarbakır’da neler söyleyeceksiniz? sorusuna şu yanıtı verdi: Ankara’da ne konuştuysam Diyarbakır’da da aynısını konuşurum. Tunceli’de genel aftan bahset (CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu kastediyor), İstanbul’a gelince ‘Ben onu demek istememiştim’ de, manevra yap. Bizim kitabımızda manevra yok. Resmi dilimiz tek ve Türkçe. Yoksa herkes ana dilini istediği gibi konuşur. Türkçe dışında resmi dil için vaatte bulunmadık.

‘OYUNU BOZALIM’

Erdoğan şöyle devam etti: Bölgesel milliyetçiliğe karşıyız. Türkiye’de en ciddi hizmeti alan illerden biri Tunceli’dir. Tunceli Üniversitesi’ni de kurduk. Herhangi bir ayrım yapmadık. BDP’yi hiçbir zaman Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olarak görmüyorum. Birileri bizi parçalamak istiyor, bu oyunu hep beraber bozmak lazım.

‘ÖYLE BİR SÖZ VERMEDİM’

Erdoğan CHP’nin sıkça dile getirdiği “Dokunulmazlığı söz vermesine rağmen kaldırmadı” eleştirisine de “Ben hiçbir zaman milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırılsın diye söz vermedim. Kılıçdaroğlu doğru konuşmuyor. Biz kendimizi kurtarmanın peşinde olmadık” karşılığını verdi.

‘YARGI CHP’NİN ARKA BAHÇESİ’

Başbakan Erdoğan, muhalefetin “Anayasa değişikliği ile yandaş yargı oluşturacaklar” eleştirisini de “Yargı CHP’nin arka bahçesidir. Şu anda Anayasa Mahkemesi’ne veya HSYK’ya atanabilecek olanların en az 15 yıl hakim veya savcı olması lazım. Biz 7.5 yıldır iktidardayız. Oraya bir kişinin atanması söz konusu değil. Yargıçlar devletinden kesinlikle kurtulmamız lazım. Ona giden yola asla fırsat vermememiz lazım” diye yanıtladı.

‘FATURAYI YARGI ÖDEMİYOR’

Erdoğan şöyle konuştu: 1991-92’de borcumuz 22 milyar dolar. Telekom özelleştirmesi yapılıyor. 25 milyar dolar fiyat veriyorlar. O zaman Telekom satılsa artı haneye 3 milyar dolar yazılacak. Danıştay ve Anayasa Mahkemesi engelledi. İETT garajını Büyükşehir Belediyesi satışa çıkardı, 1 milyar dolar fiyat verdiler. İş uzayınca Dubaili firma ihaleden çekildi. Şimdi gidin 500’e satamazsınız. Bu farkı Danıştay üyeleri ödeyecek mi? Siyasi faturayı yargı ödemiyor ki!