Ekonomi Doğal gaz keşfi ile 105 milyar dolar Türkiye'nin kasasında kalacak

Doğal gaz keşfi ile 105 milyar dolar Türkiye'nin kasasında kalacak

Paylaş
Doğal gaz keşfi ile 105 milyar dolar Türkiye'nin kasasında kalacak

Karadeniz'de bulunan ve Erdoğan'ın müjdelediği dev doğal gaz keşfi ile Türkiye büyük bir sevinç yaşadı. 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfiyle 105 milyar dolar Türkiye'nin kasasında kalacak. Bulunan gazın Türkiye'nin ihtiyacını 7 yıl karşılayacağı belirtiliyor.

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugün yayınlanan 'Yeni eksen Türkiye' başlıklı yazısında, Türkiye'nin Karadeniz'de doğal gaz keşfi ile sonuçlanan sürecin nasıl başladığını ve atılan önemli adımları kaleme aldı. Güngör, "Uygulanan milli politikayla, sondaj faaliyetlerinde maliyetler de azaldı. Geçmişte 'pahalı' olduğu gerekçesiyle yapılamayan ve uluslararası şirketlerin inisiyatifine bırakılan kuyuların açılma maliyeti TPAO'nun envanterine giren milli gemiler ve yerli ekipman sayesinde 15'te bir azaltıldı" dedi. Güngör'ün yazısı şöyle:

Haberin Devamı

Türkiye dün Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın müjdesini verdiği Karadeniz'de bulunan 320 milyar metreküp doğal gaz rezervinden sonra küresel enerji piyasasında yeni bir yola girdi. Başlangıç keşfinin devamı gelecek. Kartların yeniden dağıtılmasına neden olacak oyunda bundan böyle yeni eksen Türkiye… Esasında bu yolun stratejisi 2017'de çizildi. Tohumlar Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde 'Bağımsız Enerji, Güçlü Türkiye' vizyonuyla açıkladığı Milli Enerji ve Maden Politikası'yla atıldı.

Nisan 2017'de start verdi

Albayrak, Nisan 2017'de "Hedef milli ve bağımsız kaynaklarla enerjinin itici gücünü kullanıp Türkiye'yi bir üst lige çıkarmak" diyerek orta ve uzun vadeli stratejileri açıklayıp, uygulamaya koydu. Stratejinin amacı, Türkiye'yi enerji tüketiminde yüzde 80'lere varan orandaki dışa bağımlılıktan kurtarmaktı. Zira, toplam ithalatın yüzde 25'lerine varan enerji ithalatını düşürerek dışa bağımlılığı azaltmak sadece ekonomik bağımsızlık olarak değil, dış politika ve güvenlik açısından da birçok riski bertaraf edecekti.

Haberin Devamı

Üç sacayaklı strateji

Albayrak'ın açıkladığı strateji üç sacayağından oluşuyordu. Enerjide arz güvenliliğinin sağlanması için kaynak çeşitliliği, yerli kaynakların kullanıma alınması ve öngörülebilir piyasa ekseninde çalışmalar hızla başlatıldı. Kış aylarında sık sık gündeme gelen doğal gazda arz sıkıntılarının önüne geçmek için yüzer sıvılaştırılmış doğal gaz depolama ve yeniden gazlaştırma terminalleri (FSRU) devreye alınmaya başlandı. Tüm illere doğal gaz ulaştırıldı. 10 milyar metreküp doğal gaz ve 5 milyon ton petrol depolama kapasitesine ulaşmak için adımlar atıldı. "Ararsan bulursun" mottosuyla Akdeniz ve Karadeniz'de petrol ve doğal gaz aramalarına başlandı. Türkiye'nin yenilenebilir enerji üretimini artırmak için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projeleri devreye sokuldu. Nükleer enerji santralleri ete kemiğe büründü. Yeni gaz ve petrol boru hatları yatırımları yapıldı.

Milli kadrolar kuruldu

Albayrak'ın çizdiği vizyonla, petrol ve gaz arama faaliyetlerinde bir dönüm noktası başladı. Önce Adnan Menderes döneminde kurulan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nda (TPAO) kadrolar baştan sonra değiştirildi. Bakan Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde müsteşar yardımcısı olarak ekibine dahil ettiği Alparslan Bayraktar, değişimde görev alan önemli isimlerden biri oldu. Albayrak'ın vizyonunu titizlikle takip edip, şirketteki dönüşümü hayata geçirdi.

Haberin Devamı

TPAO'nun başına savunma sanayisinde uzun yıllar görev yapmış Melih Han Bilgin getirildi. 2018'de Berat Albayrak'tan görevi devralan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Bakan Yardımcılığı'na getirilen Alparslan Bayraktar, Milli Enerji ve Maden Politikası'nı kararlılıkla takip etti.

Her şey gemi alınmasıyla başladı

Bu süreçte en önemli mihenk taşlarından biri TPAO'nun dışarıdan platform kiralamaya son vermesi oldu. Albayrak, daha önce Exxon Mobil, Madison Oil, Chevron gibi birçok uluslararası şirketle ruhsatlandırılan bloklarda arama faaliyetleri yürüten TPAO'nun yola milli gemilerle devam etmesini sağladı. Türkiye, uluslararası piyasalarda ihalelere çıkılıp sıkı pazarlıklarla derin denizlerde arama yapacak milli gemilerine kavuştu. Barbaros Hayrettin Paşa, Fatih, Yavuz, Kanuni ve Oruç Reis gemileriyle aramalara başlandı.

Haberin Devamı

Önce Akdeniz sonra Karadeniz

Dün gaz rezervinin keşfini gerçekleştiren Fatih Sondaj Gemisi 2017'de TPAO envanterine kazandırıldı. Güney Kore menşeili geminin, sondaj ekipmanları, kuyu kontrol sistemleri, dinamik pozisyonlama sistemleri, gemi iticileri ve gemi jeneratörlerine varıncaya kadar gerekli tüm teknik aksamı yenilendi. Fatih, 29 Ekim 2018'de Akdeniz'de kuyu sondajına başladı. 4 derin deniz kuyusunu başarıyla tamamlayarak, 29 Mayıs 2020'de Karadeniz'e geçti.

6 Nisan 2017

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Enerji Bakanlığı döneminde açıkladığı Milli Enerji ve Maden Politikası'yla startı verdi. Alınacak arama sondaj gemileriyle Karadeniz'de yılda en az 2, Akdeniz'de 2 tane kuyu kazılacağını müjdeledi.

9 Haziran 2017

Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi'ni ziyaret eden Berat Albayrak, denizlerde kendi mühendislerimiz ve kendi gemilerimizle sismik çalışmalara başladıklarını duyurdu.

Haberin Devamı

12 Ekim 2017

TPAO Güney Kore yapımı DeepSea Metro 2 adlı derin deniz sondaj gemisini alarak yeniledi. Yıl sonunda envantere giren geminin 6 ayda hazırlık çalışmaları tamamlandı.

31 Mayıs 2018

Türkiye'nin ilk sondaj gemisi Akdeniz'e uğurlandı. Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 'vira bismillah' diyerek Türk petrol ve gaz arama sondajcılığında yeni bir çağ açacağını söyledi.

30 Ekim 2018

Milli sondaj gemisi Fatih, Akdeniz'de ilk derin deniz sondaja start verdi. Alanya-1 adlı kuyuda ilk sondajı yaptı. Ardından ikinci sondaj için Finike-1 alanına geçti. Akdeniz'de 4 kuyuda çalışmalar tamamlandı.

29 Mayıs 2020

Fatih'in, İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünde ise Türkiye'nin ilk milli sondaj gemisi Karadeniz'e uğurlandı.

21 Ağustos 2020

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kaderini değiştirecek Fatih Sondaj Gemisi'nin keşfettiği gaz rezerviyle ilgili açıklama yaptı.

2023'te şebekede

Uzmanlar, Karadeniz'de keşfedilen rezervin çıkarılmasının daha kolay olduğunu belirtiyor. Keşfedilen gaz zemine çok yakın. Üstelik, kuru gaz… Yani içinde ağır gazların olmadığı pure gaz. Bu da gazın çıkarılmasına ilişkin süreçte maliyetlerin tahminlerden çok daha düşük olacağını gösteriyor. Bulunan rezervin büyük bir potansiyeli var. İlk etapta 65 milyar dolardan fazla bir büyüklükten bahsediliyor. 3 yıl içinde gazın şebekeye verilmesi bekleniyor. Yani Cumhuriyet'in 100'üncü yılı olan 2023'te Türkiye yeni bir sayfa açmaya başlayacak.

Kritik zamanlama

Türkiye'nin keşfettiği doğal gazın çıkarılma tarihi kritik bir zamanlamayı da işaret ediyor. Zira, ülkenin 90'lı yıllarda 'al ya da öde' denilerek kullanmadığı gazın dahi parasını ödemeye mahkum bırakıldığı kontratların yüzde 30'u 2022'de sona eriyor. Nijerya (LNG), Cezayir (LNG), Rusya (Balkan Rotası) kontratları 2021'de tamamlanacak. Azerbaycan ile anlaşma da 2022'de bitecek. Yani boru hatlarına yönelik yapılan 20-25 yıllık sözleşmelerin bitiş tarihi keşfedilen doğal gazın çıkarıldığı tarihe denk gelecek. Böylece yüksek fiyatlardan geçmişte yapılan anlaşmalar için yeniden ülkelerle pazarlık masasına oturmaya gerek kalmayacak. Türkiye kendi kaynağını kendi üretiyor olacak.

Silbaştan röntgen çekildi

Milli sondaj gemilerinin sağladığı imkânlar ve Türk mühendislerinin hesapları doğrultusunda, Karadeniz'deki rezerv alanları yeniden tespit edildi. Sahada 1 yıl süren sismik araştırmaları değerlendiren TPAO mühendisleri elde edilen verilerle haritaları güncelledi. Geçmişte uluslararası enerji şirketlerinin gemileriyle aranan 7 bölgenin dışında silbaştan denizlerin röntgeni çekildi. Karadeniz'de sığ deniz arama faaliyetleri milli sondaj gemileriyle birlikte derin deniz aramalarına döndü. Barbaros sismik araştırma gemisinin yaptığı çalışmalarda Batı Karadeniz'de zengin rezerve sahip doğal gaz yatakları tespit edildi. Fatih gemisi de Karadeniz'deki ilk sondajına hain darbe girişiminin yıldönümü olan 15 Temmuz'da, Ereğli açıklarındaki Tuna-1 lokasyonunda başladı. Denizin derinliği yaklaşık 2 bin metre, sondaj derinliği 3.500-4.000 metrede arama faaliyetleri yürütüldü.

Romanya yıllardır çıkarıyor

Batı Karadeniz'de Romanya ve Bulgaristan yıllardır Tuna Bloğu'ndan doğalgaz çıkarıyor. Şu anda açıklanan rezerv miktarı 320 milyar metreküp. Yıllık 45-46 milyar metreküp tüketim düşünüldüğünde bu miktar, Türkiye'nin yaklaşık 7 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacak kapasite... Önümüzdeki günlerde blokta başka rezervlere de rastlanabileceği belirtiliyor.

Karadeniz'de anlaşmalar tamam

Karadeniz, Türkiye'nin zengin enerji kaynaklarına ulaşması bakımından daha kolay bir alan. Zira, Karadeniz'de kıyısı bulunan diğer ülkelerle deniz yetki alanları anlaşmaları bulunuyor. 1982 Türk Karasuları Kanunu'na göre Ege Denizi'ndeki kara sularımız 6 mil, Karadeniz ve Akdeniz'de ise 12 mil olarak belirlenmişti. Ankara, 1986'da Karadeniz'de Münhasır Ekonomik Bölge ilan etti. Münhasır Bölge, karasularının ölçülmeye başladığı esas hattan itibaren, 200 deniz milinin ötesine geçmeyecek şekilde ayarlanmış bir bölgeyi ifade ediyor. İlan edilmesi veya herhangi bir anlaşma ile ortaya çıkarılması gerekiyor. Türkiye 5 Aralık 1986'da Karadeniz'de Münhasır Ekonomik Bölge ilan etti. Karadeniz'deki bütün ülkelerin münhasır ekonomik bölge ilanları yapıldı. Dolayısıyla kıyıdaş ülkelerle Ege ve Akdeniz'deki gibi sorunlarla da karşılaşma imkânı da bulunmuyor.

Maliyetler 15'te bir azaltıldı

Uygulanan milli politikayla, sondaj faaliyetlerinde maliyetler de azaldı. Geçmişte 'pahalı' olduğu gerekçesiyle yapılamayan ve uluslararası şirketlerin inisiyatifine bırakılan kuyuların açılma maliyeti TPAO'nun envanterine giren milli gemiler ve yerli ekipman sayesinde 15'te bir azaltıldı.

Enerjide oyun kurucu ülke

Gelelim, doğal gaz keşfinin anlamına… İstikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için ülkelerin kendi enerji politikalarını geliştirmeleri ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmaları şart. Bağımsızlığın temel ilkesi ekonomik yeterliliğin sağlanması, ülkenin ihtiyacını karşılayacak enerjiye sahip olmasına bağlı. İşin dış politika ve güvenlik anlamında da faydası var. Kaynak keşfi bir taraftan enerji arz güvenliğinin sağlanmasını sağlarken diğer yandan Türkiye'yi küresel enerji arenasında oyuncu yapacak. Artık İran, Rusya, Nijerya gibi ülkelerin kapısında gaz almak için beklemek yerine enerji ticareti yapmaya başlayan bir ülke statüsüne çıkılacak. Bulunan gaz, başlangıç rezerviyle kalsa bile Türkiye'nin 7 yılda cebinde kalacak para 105 milyar dolar. Keşifle yılda en az 15 milyar doları bulan gaz ithalatı faturasının önüne geçilecek. Türkiye artık cari açık veren değil, cari fazla veren ülkeler arasında yer almaya başlayacak.