Avrupa'da kadınların 'askerliği' başlıyor! 'Trump oldukça memnun' Uzman isim: Türkiye en önemli kilit oyuncu

ABD’nin hamlelerinin ardından adeta diken üstünde hareket eden Avrupa’da pek çok ülke kadınlar dahil olmak üzere zorunlu askerlik uygulamasına geçerken Avrupa’nın ‘uyuyan devi’ Almanya, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yapmadığı bir şey yaparak yurt dışına kalıcı asker konuşlandırma kararı aldı. Yaşanan gelişmeleri Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel, Posta’ya yorumladı.
ÖMER FARUK EKİNCİ - POSTA.COM.TR | ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna ile Rusya arasında devam eden savaşa bakış açısı ve açıklanan yeni vergilerle birlikte Avrupa ülkeleri, adeta savaş hazırlıklarına başladı.
Avrupa’nın ekonomik olarak en önemli ülkesi olan Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kalıcı yabancı askeri konuşlandırmasını resmen başlattı. Almanya, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle NATO'nun doğu kanadını güçlendirme hamlesi kapsamında Litvanya'da 5 bin kişilik zırhlı bir tugay kurdu.
ZORUNLU ASKERLİK DEĞİŞİKLİKLERİ
Öte yandan Avrupa’da ülkelerin askerlik sürelerini de tekrar uzatmaya başlaması dikkat çekti. Rusya ile sınırı bulunan Letonya, 2006'da zorunlu askerliği kaldırmıştı ancak 2023'te erkekler için 11 aylık zorunlu askerlik başlattı.
Ukrayna, Litvanya, İsveç ve Letonya son yıllarda zorunlu askerliği geri getirdi. BBC'nin sorularını yanıtlayan İngiltere'nin eski savunma bakanı Tobias Ellwood "ABD'nin Avrupa'ya güvenlik garantilerinden çekilmekte olduğunu, Trump'ın da Ukrayna yerine, Rusya'yla ittifak kurduğunu görüyoruz" dedi ve ekledi:
Bu yüzden Avrupa'da daha büyük bir askeri çatışma riski var. Bu da nesilde bir görülen türden bir savunma değişimi gerektiriyor.
KADINLAR İÇİN ZORUNLU ASKERLİK OLAN ÜLKELER
İsveç ve Norveç'te askerlik kadınlar için de zorunlu. Bazı ülkelerde ise gönüllü olarak orduya katılabiliyorlar. İngiltere'de kadın askerler artık sıcak çatışmalarda görev alabilecek.
Ayrıca Danimarka'da 2026'dan itibaren, kadınların şu anda gönüllü olarak askere gidebildiği Letonya'da 2028'den itibaren askerliğin kadınlar için zorunlu olması planlanıyor.
“ALMANYA’NIN CAYDIRICILIĞI YOK”
Konu ile ilgili Posta.com.tr’ye konuşan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel, Almanya’nın Litvanya’ya asker yerleştirme hamlesini şu sözlerle yorumladı:
Esasen NATO kapsamında olsa da 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve son olarak Trump’ın tekrar ABD Başkanı olması, Almanya ile beraber Avrupalı devletleri askeri ve savunma anlamında yeni stratejik adımlar atmaya zorladı ve doktrin değişikliğine gitmeye başladılar
Almanya’nın Fransa ile birlikte AB’nin motor gücünü oluşturduğunu söyleyen Günyel, bir sanayi devi olmasına rağmen Almanya’nın güç kapasitesi ve caydırıcılık konularında oldukça geri kaldığının altını çizdi.
Donald Trump’ın ABD Başkanı olmasıyla birlikte Avrupalı müttefiklerini dışlayarak Rusya ile beraber Ukrayna’da barış masasını kurmasının Batı ittifakı içerisinde yeni krizlerin doğma potansiyelini beraberinde getirdiğini belirten Günyel, “Bunun sonucu olarak Almanya, Avrupa güvenlik mimarisinde yeni adımlar atmaya karar verdi ki Litvanya’da kalıcı olarak yerleşme süreci de bunlardan bir tanesi. Savunma bütçesini artırmaya karar veren Almanya yaşanan gelişmeler neticesinde geçmişinden de sıyrılarak Avrupa güvenliği için adımlar atmaya başlamış gözüküyor, açıkçası Litvanya’da kalıcı üs kurma ve asker konuşlandırmayı da Almanya’nın askeri güç kapasitesinde yeni adımlar olarak okumak gerekiyor” dedi.
Günyel, Almanya’nın bu hamlesi başta Rusya olmak üzere tüm Avrupalı ülkelere caydırıcılık konusunda gözdağı vermeyi amaçlasa da Almanya’nın girdiği bu yeni yolda önünde zorlu bir süreç bulunduğunun altını çizdi.
“EN BÜYÜK ENGEL KÜLTÜREL YAPI”
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yeni dünya düzeninde Avrupa’nın güvenliğinin NATO özelinde ABD’ye terk edildiğine dikkat çeken Günyel, Soğuk Savaş’ın ardından Avrupa’nın tehdit algılarında değişiklikler yaşandığını ve askeri kapasitelerin yaklaşık %38 düştüğünü belirtti.
Bu tehdit algısı Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği saldırı sonrası yeniden şekillenmeye başladı. Günyel, bu saldırı ile birlikte Avrupalı güçlerin savunma kapasiteleri, askeri personel eksikliğini bununla beraber askeri altyapıdaki eksikleri fark ettiğini söyledi.
Günyel, “Şu an hem Almanya hem de diğer Avrupalı güçlerin belki de önlerindeki en büyük engel kültürel yapısında bulunuyor ki bunu Almanya Genel Kurmay Başkanı Carsten Breuer’de itiraf etmiştir. Kültürel toplumsal algılarda askerlik, savaş ya da ülke savunması oldukça geri planda kalmakta ve Avrupalı toplumlar bu konuda oldukça karşıt duruş sergiliyorlar” şeklinde konuştu.
“SAVAŞACAK NÜFUS %30’U GEÇMİYOR”
Avrupa’da yapılan anketlerde ülkeleri için savaşmayı göze alan kişilerin çoğu yerde %30’u bile geçmediği sonuçlarının ortaya çıktığını söyleyen Günyel, “Avrupalı güçler, caydırıcılık anlamında insan gücünün hala geçerliliğini yitirmediği askeri kapasitelerini artırması en büyük zorluk olarak ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
AB’nin baş aktörleri dışında Rusya sınırında bulunan Litvanya, Letonya ve Estonya başta olmak üzere Ukrayna sınırındaki Polonya gibi ülkeler de Sovyetler dönemine atıfla tekrar Rus işgali yaşama tehdidine karşı harekete geçti.
Bütçeler ve savunma doktrinlerinin yanı sıra kültürel olarak halkların da savaşa hazırlanmasının Avrupa özelinde oldukça önemli olduğunun altını çizen Günyel, zorunlu askerlik ve kadınların askere alınması gibi hamlelerinin bu kültürel hazırlık çerçevesinde olabileceğini belirtti.
Günyel, şöyle devam etti:
Şu an itibariyle Rusya’ya coğrafi olarak daha yakın olan ülkeler daha hızlı adımlar atma noktasında fakat ülke büyüklükleri, nüfus ve güç kapasiteleri Rusya ile baş edebilecek noktada değil burada Avrupalı ülkeler hem NATO hem AB kapsamında ortak savunma ve güvenlik adımlarını beraber atmak zorundalar. Atılan Adımlar bize Avrupa güvenlik ve savunma mimarisinin Trump dönemiyle beraber bir değişim sürecine girdiğini Avrupalı ülkelerin de bu doğrultuda zamanla yarışır şekilde adımlar atma zorunluluğunu göstermekte.
“ABD VE TRUMP YAŞANANLARDAN MEMNUN”
NATO’nun en büyük ordusuna sahip ABD’nin ve Başkan Trump’ın yaşanan gelişmelerden oldukça memnun olması gerektiğini söyleyen Günyel, Trump’ın ilk döneminde de NATO üyesi Avrupa ülkelerinin GSYİH’nin yüzde 2’sini savunma bütçesine ayrılmasına uymadıklarını sürekli dile getirdiğini belirtti.
İkinci dönemine daha güçlü bir şekilde başlayan Trump’ın Çin ile mücadeleye odaklanmış durumda olduğunu ve Avrupa Güvenliğini ikinci plana iten bir küresel siyaseti hayata geçirdiğini belirten Günyel, Trump’ın Avrupa savunmasına ‘askeri personel ve bütçe açısından bir yük’ olarak gördüğünü söyledi.
“TÜRKİYE EN ÖNEMLİ KİLİT OYUNCU”
Öte yandan NATO’nun en büyük ikinci ordusu olan ve Avrupa ülkeleri arasında belki de en çok askere sahip olan ülkemiz Türkiye’nin de büyük bir aktör olduğunu belirten Günyel, “Uluslararası sistemde bugün yaşan gelişmeleri çok önceden okuyan devlet aklına sahip olan Türkiye, milli ve yerli savunma sanayisini geliştirmiş, küresel bir aktör olma yolunda ilerken bağımsız ve özerk politikaları hayata geçirmiştir. Geçmişi çok güçlü devlet ve ordu geleneğine sahip olan Türkiye, terörle mücadele alanındaki savunma ve güvenlik yaklaşımlarıyla da günümüz hibrit savaş tehditleriyle oldukça başarıyla mücadele etmekte buna paralel olarak teknoloji ile beraber değişen savaşın ruhuna da ayak uydurmada örnek alınan bir devlet konumundadır. Bugün NATO’nun üst düzey yetkililerinin de vurguladığı gibi Türkiye Avrupa güvenlik mimarisinin olmazsa olmasıdır” dedi.
Günyel, Türkiye’nin yalnızca caydırıcılık değil; yumuşak güç, proaktif diplomasi ile de uluslararası sistemdeki tüm aktörlerle ilişki kurabildiğinin altını çizerek, “Ukrayna savaşında İstanbul’da Rusya ve Ukrayna’yı bir araya getiren yine 2023 yılı tahıl koridoru anlaşmasının mimarı Türkiye olmuştur. Türkiye özellikle Avrupa güvenlik mimarisini etkileyen Ukrayna-Rusya savaşında her iki ülkeyle ilişki geliştirmiş ve bu iki ülkenin güvendiği ve saygı duyduğu bir pozisyondadır. Bugün yaşanan gerilimde Türkiye aslında rahat bir pozisyonda yer almaktadır. Rusya ile ilişkileri, caydırıcı güç olma özelliği Türkiye’nin önemli avantajı olarak öne çıkmaktadır. Türkiye Avrupa güvenlik mimarisi açısından değil, Kafkasya-Ortadoğu-Kuzey Afrika-Doğu Akdeniz stratejisinde önemli kilit oyuncu olarak adımlar atmakta, küresel sistemde yaşanan gelişmeleri önceden okuyarak adımlarını atan devlet aklıyla gerilimlerin bir parçası olmak yerine gerilim ve sorunları çözen konumdadır” ifadelerini kullandı.