Advertorial Dünyanın kaderi insanlığın elinde
Sponsorlu

Dünyanın kaderi insanlığın elinde


Paylaş
Dünyanın kaderi insanlığın elinde

Kuzey Kutbu ve onu çevreleyen Arktik Okyanusu üzerinde hiçbir ülke tek başına hak iddia edemiyor. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre, ülkeler kıyılarından 200 deniz mili mesafeye kadar olan bölgede her türlü kaynağı kullanma hakkına sahip. Fakat Arktik Okyanusu’nda belirgin olarak paylaşılamayan ve ‘uluslararası sular’ olarak adlandırabileceğimiz alanlar var.

Bölgede iş birliği sağlamak için 1996’da Arktik Konseyi kuruldu. Konseyin daimi üyeleri ise ABD, Kanada, Danimarka, Norveç ve Rusya’nın yanı sıra İsveç, Finlandiya ve İzlanda. Başka hiçbir ülkeye daimi üyelik statüsü verilmiyor.

Tabii Rusya yapacağını yapmış ve 2007 yılında iki denizaltı ile Kuzey Kutbu’nda tarihte ilk defa deniz yatağına ulaşarak buraya titanyum alaşımlı bir Rus bayrağı dikmiş. Bu da Arktik’teki muazzam kaynaklarını kontrol etme yolunda bir yarış başlatmış. Şunu da söylemek lazım ki Arktik Okyanusu kıyılarının yarısından fazlası Rusya’ya ait ve bu bölgede bulunan enerji kaynaklarının büyük bir kısmı da Rusya’nın sahip olduğu bölümde yer alıyor. Havası buradan geliyor yani.

90 MİLYAR VARİL PETROL!

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi’nin verilerine göre Kuzey Kutup Dairesi içinde teknik olarak ulaşılabilir 90 milyar varil petrol var. Bu kaynakların yüzde 84’ü okyanus yatağında bulunuyor. Bölgedeki petrol rezervleri bu kadar fazla olduğundan bu kaynaklara hakimiyet savaşları da tahmin edersiniz ki kaçınılmaz oluyor.

Güçlü ülkelerin bu para hırsı bir kenarda dursun Arktik bölgede Eskimo, Sami, Yakut gibi birçok halk yaşıyor. Bu sevimli insanların çoğu göçebe ve avcı-toplayıcı. Yaşamları ilkel ve konfordan uzak gelebilir ama birçok Rus, Amerikalı ya da Avrupalı’dan daha mutlu ve günlük dertlerinin daha gerçek olduğuna eminim. Yaşamak gibi…

KRİZDEN FIRSAT YARATMANIN NİRVANASI

Koca koca ülkeler Kuzey Kutbu’nun üzerinde tepinirken küresel iklim değişikliğinin en yoğun bu bölgede hissedildiğine dair ses çıkaran pek yok. Aksine bu krizi çözmek yerine fırsatlarından yararlanıyorlar. Şundan bahsediyorum; deniz buzunun erimesiyle Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan deniz ticareti için kullanılan yollar kısaldı. Batı Avrupa’dan Doğu Asya’ya ulaşmak için kullanılan Süveyş Kanalı üzerinden geçmek yerine Arktik bölgesindeki kuzey hattı tercih edilirse yol binlerce kilometre kısalıyor. Krizden fırsat yaratmanın nirnavası yaşanıyor. Bu binlerce kilometre kısalan yol eriyen deniz buzunu, nesli tükenen hayvanları, küresel iklim değişikliğini geri plana atmalarına sebep oluyor. Kısacası doğal kaynak kapışmasına bir de deniz yolu rekabeti eklendi. Dünyanın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi.

KISA KISA KUZEY KUTBU…

-Arktik’te hava sıcaklığı +13°C ile -43°C arasında değişir.

-Kuzey Kutup noktası, en yakın kara parçasına 700 kilometre uzaklıkta.

-Arktik Okyanusu’nun ortalama derinliği 1000 metre civarında, en derin noktası ise 5450 metredir.

- Kuzey kutbunun tam ortasın gösteren bir işaret yok.

-En yakın kara parçası 730 kilometre uzaktaki Grönland’ın kıyısı.

-Her yıl 5 ay gündüz, 5 ay gece, toplamda 2 ay alacakaranlık yaşanıyor.

-Arktik bölge mineraller açısından çok zengin. Özellikle ilaç endüstrisinde hayati olan pek çok mineral buradan çıkarılıyor.

-Petrol ve doğalgaza ek olarak kayda değer oranda altın, elmas, gümüş gibi değerli metaller bulunuyor.

-Yüksek besin değeri taşıyan somon olmak üzere pek çok balık türü Arktik Okyanusu’nda yer alıyor

-Burası kutup tilkisi, ren geyiği, misk öküzü, kutup ayısı, kar baykuşu ve nesli tehlike altında olan deniz gergedanı gibi özel hayvanların yuvası.