Duyulmadığınızı hissettiğinizde kendinizi ifade etmenin 5 yolu

Duyulmadığınızı, anlaşılmadığınızı hissetmek inanılmaz derecede zor ve can sıkıcı bir durumdur. Ayrıca, nasıl hissettiğinizi açıklamak için elinizden gelen her şeyi denediğinizde ve eşiniz hala sizi duymadığında da oldukça yorucu bir süreç başlar. Duyulmadığınızı hissettiğinde denemeniz gereken 5 şey: Partnerinizin algısı tamamen farklı olduğu zamanlarda veya ifade ettiğiniz bilgilerle ne yapacaklarını bilmedikleri zaman büyük olasılıkla bağlantı kopukluğu ortaya çıkar. Bunu yapmak niyetinde olmayabiliriz, ancak kendimizi onaylanmış hissetmediğimiz zaman, genellikle partnerimizin algısını değiştirmeye çalışırız. Bu çatışmaya neden olur ve daha sonra bakış açımızın neden doğru olduğunu savunurken takılıp kalırız.Duyulmadığınızı hissettiğinizde kendinizi ifade etmenin farklı yollarına geçmeden önce ilişki yazarı Alysha Jeney 'in şu sözlerini hatırlatmakta fayda var.Partneriniz tetiklenmiş hissettiği zamanlarda içeride güvensiz bir çocuktur ve savaştıkları kendi şeytanları vardır. Geri bildiriminize veya savunmasızlığınıza tepki gösteriyorlarsa, kendi derinlerinde mücadele ettiği farklı anlamlar vardır. Eşinizin gereksiz yere korunaklı, savunmacı, saldıran veya suçlayıcı olduğunu algılarsanız, bunu kişiselleştirmeden nedenini anlamak için elimizden geleni yapmalısınız. Ne hissettiğini bilmek çok önemli! Yeterince basit görünüyor, ancak çoğu zaman ne hissettiğimizi gerçekten bilmiyoruz, sadece rahatsız olduğumuzu biliyoruz. Bu bizi bilinçaltında partnerimize yansıtmaya yönlendirir. Daha sonra bir beklenti yaratırız ve ihtiyaçlarımızı karşılamadıklarında hayal kırıklığına uğrarız. Kendi hassas duygularımızı anlamak, eşinizin de onları tam olarak anlaması için çok önemlidir. Bir yabancıya boş gözlerle baktıklarını düşündüğünüzde eşinize üzgün bir tepki vermeden önce, nasıl göründüğünüz konusunda kendinizi güvensiz hissettiğinizin farkında olmanız size ne kadar yardımcı olur? Kendimizi dışlanmış hissettiğimizde, öfkeye kapılmamak zordur. Öfke özel bir duygudur çünkü içsel korkularımızı “korur”. Gerçekten küçük hissedebileceğimiz anlarda kendimizi güçlü hissetmemize yardımcı olur. . Öfke, büyük olasılıkla her zaman eşinizin savunma mekanizmasını harekete geçirecek ve siz yine sesinizi duyurmuş hissetmeyeceksiniz. Partnerinizin sizi gerçekten anlamasını istiyorsanız, savunmaya geçmesini önlemelisiniz. Bu kendinizi nasıl ifade ettiğinizle çok yakından ilgilidir. Kendinizi ifade etmek yerines suçladığınız saniye (örneğin: “sen bunu yaptın” veya “Bunu her zaman yapıyorsun”) partnerinizin savunma anahtarını açtığı ve sizi dinlemeyi bıraktığı saniyedir. Algınızı suçlamadan ifade etmeye çalışmak önemlidir Bir ilişki de tevazu önemlidir. Aynaya bakmanızı ve belki haklı olmadığınızı ya da belki de savunmasız olmadığınızı kabul etmenizi gerektirir. Davranışlarımız duygularımızla uyumlu olmadığında davranışlarımızı sahiplenmemize yardımcı olur.Partnerinize alçakgönüllülükle karşı koymak önemlidir. Lütfen unutmayın ki ilişkilerde kimsenin suçu yoktur. Her iki insan da aktif olarak çatışmaya, sorun yaratmaya ve duyguları incitmeye katkıda bulunur. Belki çatışmalarla boğuşursunuz veya eşinizin ruh hallerine/tepkilerine karşı hassassınız. Kendinizi dışlanmış hissetme veya bir anlaşmazlık yaşama senaryosundan kaçınmak için elinizden geleni yaparsanız, zamanla duygularınızı bastırmaya başladığınızı bile fark etmeyebilirsiniz. Duygularını zamanında ve doğru şekilde ifade edememek, onların birikmesine yol açabilir. O an affediyorsanız, gerçekten affetmelisiniz. Öylemiş gibi yapmak ilişkinize katkı da bulunmayacaktır. Bu fırtına öncesi sessizlik gibi bir anda küçük bir olayla patlak verebilir. Sürekli olarak suçlamayı ve saldırganlığı üstlenirseniz asla gerçekten anlaşılamayabilirsiniz ancak sürekli sessiz kalmak da büyük felaketlere yol açacaktır.