Çocukluk Ebeveyn çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma başarıyı artırıyor
Paylaş
Ebeveyn çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma başarıyı artırıyor

Ebeveyn çocuk ilişkisi, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini besleyen ilişkidir. Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk andan itibaren ihtiyacımız olan en temel duygu güven duygusudur. Yaşamın ilk iki yılında anne ile çocuk arasında kurulan bağ onun gelecek yıllarının sağlıklı olması için atılan en önemli temeldir. Peki, Çocuklarda güvenli bağlanma neden önemli? Güvenli Bağlanmayı Desteklemek için Neler Yapabilir? Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır ebeveyn çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma ile ilgili merak edilenleri anlattı

Ebeveynlik şimdiye kadar sahip olunan en zor ve en güzel anlardan biridir. Stresli ve hızlı yaşam ebeveyn çocuk arasındaki ilişkiyi etkileyen en büyük faktörlerden biri. Ebeveynler çocukları için en iyisini ister ve bunu sağlamanın yolu da güçlü bir ebeveyn çocuk ilişkisidir. Ebeveyn-Çocuk ilişkisi, çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimini besleyen ilişkidir. Bu ilişki çocuğun kişiliğinin, yaşam seçimlerinin ve genel davranışının temelini oluşturur. Ayrıca sosyal, fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarının gücünü de etkileyebilir. Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır ebeveyn çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma hakkında bilgi verdi.

Haberin Devamı

Bağlanma; bebek ve birincil bakım veren arasında gelişen, bir tarafın ya da iki tarafın da yakınlık aradığı, stres ve ayrılık durumlarında kendini daha çok gösteren duygusal bağdır.

Ebeveyn çocuk ilişkisinde güvenli bağlanma nedir?

Her anne-baba ve bebek arasında bir bağlanma oluştuğunu ifade eden Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, “Bebekler, daha çok vakit geçirdiği kişi ile değil, ihtiyaçlarını karşılayan kişi ile arasında sağlıklı bir bağ geliştirir. Bağlanma her ne kadar 0-2 yaşları arasında gerçekleşse de çocuğun hayatı boyunca etkileri sürer.” dedi.

Bir bebeğin en temel ihtiyacı 'Beslenme, Güvenlik ve Sevgi'

Bağlanma türü, anne-bebek bağlanması, bebeğin ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmaması ve nasıl karşılandığı ile ilgili değişebileceğine değinen Mine Ağır, şunları söyledi: “Bir bebeğin en temel ihtiyaçları beslenme, güvenlik ve sevgidir. Bağlanmanın en önemli unsuru, bebeğin ihtiyaçlarının bakım veren tarafından anlaşılması ve uygun şekilde karşılanmasıdır.

Haberin Devamı

Yeni doğan bir bebeğin sağlıklı bir gelişim göstermesi için fiziksel ve duygusal ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu ihtiyaçların karşılanması sağlıklı bir güvenli bağlanma oluşmasına katkı sağlar.

Bağlanma tipi ve anne-baba ile ilişki çocuğun diğer insanlarla olan ilişkilerini, sosyal yaşantısını, benlik algısını ve dünyaya bakışını şekillendirmede önemli rol oynar. Bebeğin kurduğu bağ ilerdeki sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimini destekler ve yetişkin bir birey olduğunda kuracağı ilişkileri, dünyayı güvenli bir yer veya güvensiz bir yer olarak görüşünü, benlik algısını ve kişiliğini etkiler.” şeklinde konuştu.

Güvenli bağlanma neden önemli?

Güvenli bağlanmanın önemi hakkında konuşan Psikolog Mine Ağır, “Anne-baba ile arasında güvenli bir bağlanma olan çocuklar, annenin-babanın her zaman yanında olduğunu ve ihtiyaçlarına cevap vereceğini, ulaşılabilir olduğunu bilir. Anne-baba yanındayken rahattır, etrafı rahatça keşfeder. Güvenli bir bağlanma olan çocuklar, annenin-babanın yokluğunda tepki gösterir fakat geri döndüğünde sakinleşirler.

Ebeveyninden ''ben buradayım, seni duyuyorum, seni anlıyorum, sana değer veriyorum'' mesajlarını alan, anlaşıldığını, değerli olduğunu, kabul edildiğini hisseden ve böylece güvenli bağlanan çocuğun hem kendine ve hem de çevresine güveni olumlu yönde desteklenecektir.

Haberin Devamı

Bu mesajları iletebilmenin en temel yolu dünyaya geldiği andan hatta anne karnındaki dönemden itibaren onun olumlu ve olumsuz tüm duygusal sinyallerini anlamak, duygularıyla bağlantı kurmak, ona anlaşıldığını hissettirmek, duygularını yargılamadan, küçümsemeden veya göz ardı etmeden olduğu gibi kabul ederek ihtiyacına yanıt vermekten geçer.

Güvenli bağlanan çocuklar, zorluklar karşısında ''ben başa çıkabilirim'' inancına sahiptirler ve özgüvenleri daha yüksektir. Güvenli bağlanan çocuklar ayrıca sezgilerini kullanarak çevresini yönetmekte daha başarılı olurlar.” dedi.

Güvensiz bağlanma ruh sağlığını etkiliyor

Güvensiz bağlanan çocukların çevrelerine karşı çok daha az merak duyduklarını ve çekingen tavırlar sergileyebildiklerini belirten Ağır, “Pek çok çalışma, erken çocukluk dönemindeki güvenli bağlanan çocukların ileriki yıllarda sosyal ilişkilerinde daha yetkin olduklarını, güvenli bağlanan çocukların güvensiz bağlanan akranlarına göre daha kolay uyum sağladıklarını da göstermektedir.

Haberin Devamı

Araştırmalar güvenli bağlanan çocukların ilkokul yıllarında arkadaşları arasında daha çok kabul edildiklerini ve daha fazla arkadaşlarının olduğunu da ortaya koyar. Bu çocukların ders notlarının daha yüksek olduğu, hedef odaklı ve işbirlikçi olmaya daha yatkın oldukları tespit edilmiştir. Güvensiz bağlanan çocuklar, akademik süreçlerde daha çok zorlanmışlardır. Güvensiz bağlanım, olumsuz duyguların ve ruh sağlığı için de bir risk faktörüdür.” İfade etti.

Güvenli bağlanmayı desteklemek için neler yapabilir?

‘Güvenli bağlanma nasıl destelenir’ konusuna da değinen Ağır, yapılacakları şöyle sıraladı:

• Doğduğu andan itibaren bebek ile iletişim kurarken gözlerinin içine bakmak, bebek ile anne-baba arasındaki bağı kuvvetlendirir.

•Özellikle hayatın ilk dönemlerinde, bebeklerin hayatında sabit bakım veren kişiler, sabit figürler olmalıdır.

• Çocukların hayatlarındaki diğer bakım verenlerin (bakıcıların vb.) sık sık değişmesi güvenli bağlanma ilişkisini kurulmasını olumsuz yönde etkiler.

Haberin Devamı

• Bebekleri, küçük çocukları ayrılıklara hazırlamak önemlidir. Örneğin; işe giderken bebekle konuşup onu ayrılığa hazırlamak için ''Ben şimdi işe gidiyorum sana anneanne ben yokken çok iyi bakacak. Akşam olunca eve geleceğim yine buluşacağız.'' diyebilirsiniz.

Evden çıkarken çocuğa görünmeden çıkmak, kaçmak, çocuğun size olan güvenini zedeler, güvensizlik duygularını pekiştirir ve ayrılığa tepkilerini artırır. Bu sebeple mutlaka çocuğa veda edilmelidir.

Gideceğini bebeğe belli etmek, vedalaşıp tekrar geri geleceğini belirterek evden ayrılmak çocuğun kendini terk edilmiş hissetmesinin önüne geçer ve güvende hissetmesine yardımcı olur. Vedalaşmadan evden çıkmak baş edilmesi daha zor olumsuz sonuçlara yol açar.

• İlk bakım verenlerin anneler olmasına rağmen bebekler ilk dönemlerden itibaren babalarına karşı da bağlanma geliştirirler. Babaların, bebeğin hayatındaki rolü çok değerlidir. Ne kadar zaman geçirdikleri, oyun oynamaları etkileşimde bulunmaları değerlidir.

• Bebekle fiziksel temas kurmak, güvenli bağlanma için çok değerlidir. Bebek ile oynanan gıdıklama, “ceeee” oyunları, el-ayak masajları güvenli bağlanmayı güçlendirir.

• Bebeğin duygularına uygun şekilde karşılık vermeli ve bebek için ulaşılabilir olunmalıdır. Bebek korktuğunda, üzüldüğünde olduğu gibi, olumlu duygular yaşadığında da anne-babasının yanında olabileceğini bilmesi gerekir.

• Bebekle ya da erken dönemde olan çocukla işe giderken, dışarı çıkarken vs. bir süre ayrı kaldıktan sonra tekrar bir araya gelindiğinde bebeğin ne kadar süre anne-baba ile vakit geçirmeye ihtiyacı olduğunu iyi gözlemlemek, ne için dışarda olduğunu tekrar açıklayarak tamamlayıp döndüğünü söylemek, bebeğe ihtiyacı olan bu süreyi önce mutlaka vermek, verdikten sonra başka işler ile meşgul olmak, bebeğin ayrı kaldıktan sonra da anne-babaya ulaşabileceği ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilecek zamanın ona tanınacağını öğrenmesine ve kendini güvende hissetmesine yardımcı olur.