Siyaset 'Eğer tazminat ödüyorsanız suçüstü yakalanmışsınız'
Paylaş
'Eğer tazminat ödüyorsanız suçüstü yakalanmışsınız'

Şırnak'ın Uludere İlçesi'nde yaşamını yitiren 34 kişinin yakınlarını ziyaret eden Mardin Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, hükümete seslenerek, "Eğer suç yoksa neden tazminat ödüyorsunuz. Eğer tazminat ödemeyi esas alıyorsanız demek ki suçlusunuz, suçüstü yakalanmışsınız" dedi

Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ve Yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, KADEP, EMEP yetkilileri, 3 barış annesi ve Diyarbakır’dan bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu bir grup, Irak sınırındaki hava operasyonunda ölen 34 kişinin yakınlarını Gülyazı ve Ortasu Köyü’nde ziyaret etti. Ziyaret sırasında yakınlarını kaybedenlerin okudukları şiirler heyet üyeleri arasında duygulu anların yaşanmasına neden oldu.

DEVLETİN TAZMİNATINI TAŞA BENZETTİ


Gülyazı Köyü’ndeki taziye çadırı önünde, heyeti hava operasyonunda hayatını kaybedenlerin fotoğrafını taşıyan kadınlar tarafından karşılandı. Olayda oğlunu kaybeden Zahide Encü, bir elinde çoğunun fotoğrafı, diğer eline de bir taş alarak; "Ben bu taşları nasıl yiyim. Nasıl yedireceksiniz? Tazminat istemiyoruz" dedi.

’HALKIMIZ BU KATLİAMIN BENZERİNİ DAHA ÖNCE YAŞADI’

Taziye çadırına geçen Ahmet Türk, aradan 2 ay geçmesine rağmen yüreklerdeki acıların geçmediğini, anaların acıyı ilk günde olduğu gibi yaşadığını söyledi. Ölümlerin unutulmaması gereken katliam olduğunu söyleyen Türk, "Kürt halkı ve ezilen herkes bu katliamdan büyük dersler çıkarmalıdır. Devletin geçmişten bugüne kadar Kürt halkını sindirmeye, susturmaya, ölümle, katliamla, terbiye etmeye yönelik politikalarının halen değişmediğini görmekteyiz. Bu politikalar belki Roboski’de (Ortasu’da) doruğa çıktı. Ama bu katliamın benzerlerini halkımız yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Oysaki bu halk barış istiyor. Oysaki bu halk özgürlük istiyor. Oysaki bu halk kardeşçe, sevgi ile kucaklaşmayı istiyor. Ama annelerimizin yüreğindeki fırtınayı anlamayan, kardeşlerimizin, gençlerimizin, yaşlılarımızın o özgürlük özlemlerini kavramayanlar sonuçta halkı susturmaya yönelik politikayı esas alırlar" dedi.

’EĞER SUÇ YOKSA NEDEN TAZMİNAT ÖDÜYORSUNUZ?’


Türkiye’de bir çok şeyin değişmesine rağmen Kürtleri sindirmeye, terbiye etmeye yönelik politikaların değişmediğini ifade eden Türk, devletin katliam ile ilgili açıklama yapmadığını hatırlatarak, şöyle konuştu: "Şimdi devlet hiçbir açıklama yapmazken, bu katliamın faillerini ortaya çıkarmak için hiçbir çabanın içinde olmazken, hatta ve hatta yaşanan bu büyük acıyı, bu katliamı unutturmaya çalışan bir mantıkla yaklaştığını görüyoruz. Ciddiyetsiz, tutarsız açıklamalarla, bu katliamın üstünü örtmeye çalışıyor. Burada bir tek söyledikleri şudur; ’tazminat ödemeye hazırız.’ Biz de diyoruz ki; eğer suç yoksa neden tazminat ödüyorsunuz? Eğer tazminat ödemeyi esas alıyorsanız demek ki suçlusunuz, suçüstü yakalanmışsınız. Halkımız tazminatın peşinde değil. Katillerin ortaya çıkarılması konusunda ısrarlıdır. Bugün annelerimiz gerçekten de yüreklerimizi yaktı. Bugün bir annenin daha ilkokul öğrencisi çocuğunun resmini ellerinde öperken, diğer elinde koskoca taş parçaları vardı; ’Ben bu taşları nasıl yiyim? Bu taşları bana nasıl yedireceksiniz?’ Tazminatı, yutulması mümkün olmayan bir taş olarak gören bir anneyi lütfen anlayın diyoruz."

DTK’DAN İLK EYLEM

DTK olarak Ortasu ve Gülyazı’yı unutturmamak için bir takım eylemleri gerçekleştireceklerini anlatan Türk, "Biz bu gece saat 20.00’da ışıkları yakıp söndürerek Roboski katliamı açığa çıksın diye ilk eylemimizi başlatıyoruz. Ve diyoruz ki ışıklar yanıp sönsün, Roboski katliamı açığa çıksın. Biz halkımızı bütün demokratları, bütün aydınları, zulme karşı olan herkesi bu eylemleri sürdürmeye davet ediyoruz. Sesimizi duygularımızı bir çığlık olarak bütün dünyaya taşımak istiyoruz. Tabii ki bu kardeşlerimizin hakkını, hukukunu arayacağız. Biz iç hukuku başlatıp biraz önce bir kardeşimizin ifade ettiği gibi başvuru bir tazminat için değil, iç hukuk yollarını tüketmeye yöneliktir. Biz bunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağız" diye konuştu.
Aileler adına açıklamada bulunan Ferhat Encü ise ölümlerin meydana geldiği 28 Aralık 2011 günü savaş uçaklarıyla 34 kişinin öldürüldüğünü, 12 saat boyunca da medyaya ambargo uygulandığını ileri sürdü. Sonraki süreçte de olayın manipüle edilmeye çalışıldığını ileri süren Encü, "Hassasiyetinden dolayı TSK’ya teşekkür edip, yetkililerin kim olduğuna yönelik hiçbir soruyu cevaplandırmayıp, aslında olaya daha bir isim bile konulmaması, bizim acımızı arttıran devlet, bir anlamda bizimle dalga geçiyor. Şimdi de daha ismi bile koymadığı bu olay için bize tazminat vermek istiyor. Yani bizimle yine dalga geçiliyor. Daha baştan biz bu tazminatı değil, faillerin ortaya çıkmasını istediğimizi kamuoyuna açıklamıştık. Fakat devletin bazı hukuk mevzuatları gereği 60 gün içerisinde tazminat için başvuru yapmamızı istedi. Adaletin yerini bulmaması halinde olayı AİHM’e taşıma istediğimizi de göz önünde bulundurulduğunda tazminatları almak için bu başvuruyu yapmamız gerekiyordu. Aksi takdirde iç hukuktan oluşan bir problem orada bizim aleyhimize bir sonucun doğmasına sebep olacaktı. Bu sebeple 27 Şubat 2012 tarihinde başvuru dilekçesini vermek zorunda bırakıldık" dedi.

Ercan KALAY/ŞIRNAK, (DHA)

Haberin Devamı