Ankara Eğitim Bir-Sen'den 'Kur'an Kursu' açıklaması

Eğitim Bir-Sen'den 'Kur'an Kursu' açıklaması

Paylaş
Eğitim Bir-Sen'den 'Kur'an Kursu' açıklaması

Eğitim Bir-Sen'den 'Kur'an Kursu' açıklaması

Gizem KARADAĞ/ANKARA, (DHA)- EĞİTİM Bir-Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, Eğitim-İş Sendikası'nın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği bir protokol çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülen 4-6 yaş grubu çocuklar için Kur'an Kursu eğitim programının yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay'a dava açmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Selvi, akademisyenlerin, pedagogların, Kur'an kursu öğreticileri ve okul öncesi öğretmenlerinin görüşleri alınarak çoklu katılım anlayışıyla programların hazırlandığı ve uygulanmakta olduğunu söyledi. Selvi, "Oysa iki kurum arasında imzalanan protokoller incelendiğinde, bu kursların temel amaçlarından birinin okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak olduğu, burada verilecek eğitimin okul öncesi eğitimi aksatmayacak şekilde, yani okul öncesi eğitimin muadili değil tamamlayıcısı olarak oluşturulmaya çalışıldığı görülecektir" dedi.
'BU İDDİALARIN BİLİNÇALTINI GÖRMEK OLDUKÇA KOLAYDIR'
İmzalanan protokollerde 4-6 yaş grubu çocukların manevi ve kültürel gelişimlerinin sağlanması hedefiyle, değerler eğitimi ve dinî eğitim çalışmaları yapılması velilerin yazılı talepleri ile gerçekleştirileceğini kaydeden Selvi, şöyle dedi:
"Bu protokollerde kurslarda verilecek eğitimin içeriğine ve eğitimcilerin niteliklerine dair kriterler de sarih bir biçimde yer almaktadır. Yani Millî Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gibi iki önemli kurumun iştirakiyle tamamen yasal, kontrollü olarak işletilen, toplumsal bir gereklilik ve talebin yansıması olan bu çalışmalarda MEB’in yetki devri gibi trajikomik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu iddiaların bilinçaltını görmek oldukça kolaydır. Bu yaklaşım, objektif bir bakıştan ziyade obsesif bir tavrın yansımasıdır. Sivil toplumun önemli aktörleri olan sendikaların, hele ki eğitim sendikalarının günümüzde hâlâ bu tür reflekslerle hareket etmelerini anlamak mümkün değildir. Eğitim sendikalarının ideolojik bariyerlere sıkışarak, kendi toplumsal değerlerine bu kadar yabancılaşarak ortaya koydukları bu yaklaşımların artık terk edilmesi ve ‘eğitimin her aşamasını nitel olarak nasıl daha iyi bir noktaya getirebiliriz’ sorusu etrafında toplanmamız gerektiğine inanıyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uyguladığı bu önemli çalışmalara karşı gösterilen bu ve türevi ideolojik jakoben tavırların maşeri vicdanda karşılık bulmadığı da ortadadır."

Haberin Devamı