Ekim ayında keşfetmeye doyamayacağınız yerler

Serinleyen havalar, sararan yapraklar, dışarıda çiseleyen yağmur… Sonbaharın gelişinin habercisi ekim ayı, eylül gibi öyle yumuşak bir geçiş değil; tam aksine sonbahar tam da şimdi geldi diyebileceğiniz bir zaman. Bu yeni mevsimin gelişiyle birlikte oldukça romantik bir atmosfere bürünen doğa, özellikle bazı bölgelerde görenleri kendine hayran bırakıyor. #öncetürkyeyikeşfet diyerek ekim ayında evlerinize kapanmak yerine şahit olmanız gereken güzellikleri sıralayan Neredekal.com Keşif Rehberi editörleri, keşfetmeye doyamayacağınız 8 Ekim rotasını sizler için yazdı. Deniz, kum, güneş kombininden yavaş yavaş uzaklaştığımız aylarda mutlaka görmeniz gereken bir yer Samandağ. Her ne kadar yaz aylarında sahilleri ve koyları ile bütün ilgiyi üstüne toplasa da kültürel bir yolculuğa çıkmak isteyenlerin de uğrak noktası olmaktan geri kalmıyor. Seleukeia Antik Kenti, St Pierre Kilisesi ve Vakıflı Köyü Samandağ’ın doğal ve tarihi güzelliklerini ortaya koyar nitelikte yerler. Yılın her zamanı muhteşem manzaralar sunan Kapadokya, özellikle sonbaharın gelişini iyiden iyiye hissettiğimiz ekim ayında unutulmayacak gün batımı manzaralarıyla adeta görsel bir şölen sunuyor ziyaretçilerine. ATV safariden, trekking turlarına kadar yapabileceğiniz bolca aktivite bulunuyor bu masallar bölgesinde. Yeraltı şehirleri ve müzeleri de gezinizin içine katarak hem kültürel hem de bol hareketli bir tatil geçirebilirsiniz. İç Anadolu’nun kalbinde bulunan bir doğa harikası, Nallıhan. Ankara’ya 159 km uzaklıkta bulunan Nallıhan Kuş Cenneti, toprağında bulunan minerallerden dolayı yeşilden turuncuya bir renk cümbüşü sunuyor doğaseverlere. Bahar aylarında aldığı yağışlar sulak bir alan oluşmasına neden oluyor. 168’den fazla kuş türünün de dikkatini çeken bu doğal güzellik yine bu dönemlerde bir kuş cennetine dönüşüyor. Güneydoğu Anadolu’nun en güzel rotalarından birisi olan Nemrut’un tarihi M.Ö. 62 yıllarına kadar dayanıyor. Deniz seviyesinden oldukça yüksekte bulunan bu tepede Komagene Kralı Antiochos’a adanmış olan dev tümülüs ve heykellerden oluşan tarihi kalıntılar ve gün batımı manzarası tadına doyum olmayan manzaralar yaratıyor adeta. Batı Karadeniz’in bütün güzelliklerini yansıtan Bartın’a bağlı olan Amasra; yazın sakin plajlarıyla dikkat çekerken, bu zamanlarda doğanın değişimine tanık olabileceğiniz rotalardan biri oluyor. Lezzetli mutfağı ile hem midenize hem de gözlerinize bir şenlik havası yaşatan Amasra’da ekim ayları bir başka oluyor bizden söylemesi. Botanik meraklılarına açık bir laboratuvar ortamı sunma amacıyla kurulan İstanbul’un içinde saklı kalmış cennetlerden Atatürk Arboretumu. Sarıyer’de oldukça geniş bir alana sahip. Şehirden uzaklaşacak vakti bulamayan İstanbulluların hafta sonu planlarına dahil etmesi gereken bu dev bahçe bahar aylarında güzelliğine güzellik katıyor. Macahel, Artvin’in Borçka ilçesine bağlı olan bakir bir köy. Doğu Karadeniz’in cömert doğası ve uçsuz bucaksız ormanları ile huzura erebileceğiniz bir rota aynı zamanda. Binlerce yıllık ağaçlara ve kendine özgü mimaride evlere kucak açmış bu köyü ziyaret etmeniz için son fırsatınız ekim ayı olabilir zira kış aylarında köy hatırı sayılır bir sessizliğe bürünüyor ve ulaşım mümkün olmuyor. İstanbullular için tam bir kaçış noktası olan Kerpe, İstanbul merkezinden yaklaşık 2,5 saatlik bir mesafede. Yaz aylarında özellikle deniz tatili için tercih edilse de dalgalar nedeniyle farklı şekillere bürünen devasa kayalar sonbahar aylarında fotoğraf karelerinizi süsleyecek cinsten. Batı Karadeniz’in serin havasında yüzebilecek koşulsuz gezginlerin de ekim ayında buraya uğramasında fayda var diye düşünüyoruz. Kaynak: Neredekal.com