90 yılı deviren Vakko globalde büyümeye odaklandı

“Babam kendi belgeselinin yapılmasını istemiyordu. Ama biz gelecek nesle onların nereden gelip nereye gittiklerini öğretmek için rahmetli Mehmet Ali Birand’la ‘Hayatım Vakko’ isimli bir belgesel çektik.
BİLAL EMİN TURAN
‘SEN BU ÜLKENİN ÇOCUĞUSUN’
Babam ta o zamandan beri çok önemli bir şey söylüyordu: ‘Oğlum sen bu memlekette doğdun, büyüdün. Burada askerliğini yaptın. Biz burada vergimizi ödedik ve burada toprağa gideceğiz. Ayakların yere sağlam bassın. Akşam rahat uyu. Her şeyinle bu ülkenin çocuğusun. Ona göre bu markayı daha yukarı taşı.”
GELECEĞE IŞIK TUTAN ESER
Önceki gün Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, Vakko’nun 90 yılı aşkın yolculuğunu anlatan ‘Bir Vakko Kitabı’ isimli eseri tanıtmak için davet edince 2018 yılındaki bu sözleri aklıma geldi. 1988 yılında Vakko’nun başına geçen Cem Hakko, babası ve Vakko’nun kurucusu Vitali Hakko’nun yolundan ilerleyerek önemli yatırımlara imza attı. Sumahan Otel’de düzenlenen etkinlikte Cem Hakko, Vakko kültürünü ve tecrübesini gelecek nesle aktaran kitapla ilgili konuşurken şunları söyledi:
DÜNYA MARKASI OLMA ZAMANI
“Hep markamızı ileriye taşıdık hem de çok çabaladık. Rakipler geliyordu ‘gelecekleri varsa görecekleri de var’ diyorduk. Bütün bunların yanında da başka sektörlerde başka sevdiğimiz şeyleri paylaşmak istiyorduk sevgili dostlarımızla. Sizler de hep oradaydınız. Bu hikayeyi birlikte yazdık. Zannedersem artık Vakko’nun bir dünya markası olmaya doğru gitmesi lazım. Babam, ‘Hayatım Vakko’ kitabını yazmıştı. Bugün sizlere sunduğumuz ise Vakko’nun kendi ağzından kendisini anlattığı ve bizim aldığımız mirası yıllardır büyüterek geldiğimiz noktayı anlatıyor.”
YURTDIŞI YATIRIMLARINA HIZ VERECEK
Etkinlikte Vakko Üst Yöneticisi (CEO) Jaklin Güner’le kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Güner, şirketin globale açılma vizyonundan bahsetti. Güner, “Atina’da ilk mağazamızı açtık. Cem Bey, servisin mükemmel olmasını istiyor. ‘Bu servisi ben nerede verebiliyorsam orada olmalıyım’ diyor. Milano, Londra veya Madrid’de otel açma planlarımız da var. Oralardan bize teklifler geliyor” dedi. Vakko kültürünü hayatın her alanına taşımak istediklerini de belirten Güner, şunları söyledi: “Bizim konseptimiz tamamen bize özel. Buradaki kültürle doğmuş, büyümüş ve modernleşme hareketini devam ettiren bir markayız. Bunu her alana taşımak istiyoruz.”
BİR AİLE MARKASINDAN BİR MARKA AİLESİNE
Kitapta Vakko’nun doğuşundan bugüne yolculuğuyla ilgili şu detaylar yer alıyor: “Üç kardeşin (Jeff Hakko, Albert Hakko ve Vitali Hakko) ortak tutku ve özenle hayat verdiği Vakko, köklerinden beslenen zamanın ötesinde bir marka olarak doğdu. İlk günkü değerlerini koruyarak büyüyen, nesiller boyu sürecek bir kültüre dönüştü. Her ürün, her tasarım, her paylaşım zarafet ve süreklilikle işlenen bu hikayenin bir parçası oldu. Kurulan derin bağlar Vakko’yu moda dünyasında bir sembol haline getirirken, kültürel ve sanatsal alanlarda da iz bırakan bir marka olmasını sağladı. Her Vakko üyesi bu büyük ailenin bir parçası, birlikte alınan her karar atılan her adım markanın özündeki uyum ve bağlılığın yansımasıydı.”
1934 yılında ‘Şen Şapka’ markasının sahibi Vitali Hakko tarafından kurulan moda devi Vakko, 1938 yılında Vitali ve Albert isimlerinin baş harfleri ve Hakko soyadının son üç İoluşturuldu.
CUMHURİYET YOLCULUĞUNA ŞAHİTLİK EDİYOR
‘Bir Vakko Kitabı’ bir markanın kendi hikayesini kendi arşivlerinden süzerek ve kendi değerleriyle anlattığı ilk kitap örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Vakko’nun kurumsal belleğini dokuyan kitap, yalnızca markanın değil; aynı zamanda Türkiye’nin sürecine de eşlik eden bir kültür mirasının temsilcisi niteliğini taşıyor. Vakko’nun zengin arşivlerinden yararlanılarak hazırlanan ‘Bir Vakko Kitabı’nda, markanın doğuşundan bugüne uzanan dönüm noktaları, ikonik fotoğraflar, özel belgeler ve anekdotlar bir araya geliyor.