Ekonomi Araç kullanmak için bir üst yaş sınırı olmalı mı? Ehliyet almak için üst yaş sınırı...

Araç kullanmak için bir üst yaş sınırı olmalı mı? Ehliyet almak için üst yaş sınırı...

Paylaş
Araç kullanmak için bir üst yaş sınırı olmalı mı? Ehliyet almak için üst yaş sınırı...

İleri yaştaki insanların araç kullanması önemli bir tartışma konusu. Araç sürmeyi bırakmanın bir yaşı var mı? Nöroloji Uzmanı Dr. Nasih Yılmaz, 65 yaş üstü bireylerin ehliyet başvurularında algı, dikkat ve hafıza testleri uygulanması gerektiğini düşündüğünü belirtiyor. Ehliyet almak için üst sınır uygulanıyor mu? İşte detaylar...

ABD Ulaştırma Bakanlığı'nın 2020 yılında açıkladığı verilere göre, ülkedeki 75 yaş ve üstü sürücülerin sayısı 17 milyondan fazlaydı. Günümüzde bu sayı daha da artmış durumda.

Haberin Devamı

Washington Post gazetesine konuşan uzmanlara göre, bu illa kötü bir şey olmak zorunda değil. Zira birçok ileri yaştaki sürücü, araç kullanma becerilerini yaş almalarına karşın koruyor. Öte yandan otomobil üreticileri araçları daha güvenli hale getirecek ekipmanlar ile donatıyor ve yollar da daha fazla güvenlik sağlayacak şekilde tasarlanıyor.

Yine de ileri yaştaki insanların araç kullanması önemli bir tartışma konusu. Bu tartışmanın arkasında ise birden fazla sebep yatıyor.

"BU ÇOĞU YERDE GENELLİKLE TEST EDİLMİYOR"

Yaşlanma genellikle katarakt, maküler dejenerasyon ve periferik görme kaybı gibi görme bozukluklarına neden oluyor. Ancak iş güvenli sürüşün önündeki tek engel görme bozuklukları değil. Yaşı ilerleyen bireylerde birçok başka fiziksel ve bilişsel problemle de karşılaşılabiliyor.
Amerikan Oftalmoloji Akademisi'nin klinik sözcüsü ve bir göz doktoru olan Michelle Andreoli, “Beni asıl endişelendiren şey görme sorunu değil… Otoyollarda araç kullanan insanların bilişsel işlevine gerçekten önem verilmeli. Bu çoğu yerde genellikle test edilmiyor” diyor.

Haberin Devamı

Bilişsel beceriler, görsel algı ve işleme ile aynı anda birden fazla görevi yerine getirme ve dikkat etme yeteneğinin bir karışımı olarak tanımlanıyor. Kendisine yeşil ışık yanan bir sürücü, kaldırımdan yola inen bir yayadan kaçmak için yeterince hızlı tepki verememesi veya bir reklam panosu tarafından dikkati dağılan birinin yoldaki şeridini kaybetmesi buna örnek olabilir.

‘ALGI VE DİKKAT KONTROLÜNE YÖNELİK TEST YAPILMIYOR’

Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Nöroloji Uzmanı Dr. Nasih Yılmaz da bu yorumu destekliyor ve “Ehliyet başvurularında yapılan genel muayenelerde Alzheimer ve bilişsel sorunlar ne yazık ki gözden kaçırılıyor. Muayeneler çoğunlukla hastanın kas gücü ve fiziksel kondisyonu ile alakalı. Algı ve dikkat kontrolüne yönelik bir test veya muayene ne yazık ki yok. Bu önemli bir açık” ifadelerini kullanıyor.
Bu sebeple özellikle 65 yaş üstü bireylerin ehliyet başvurularında algı, dikkat ve hafıza testleri uygulanması gerektiğini düşündüğünü belirten Yılmaz, “65 yaş üstü ehliyet sahipleri de yılda bir kez bu kontrollere tabi tutulmalı. Bu söylediklerim yapılırsa sürüş güvenliği için önemli bir adım atılmış olur” diyor.

Haberin Devamı

EHLİYET ALMAK İÇİN BİR ÜST YAŞ SINIRI OLMALI MI?

Nasih Yılmaz, konuya açıklık getirmek için rakamlardan yardım almak gerektiğinden bahsediyor ve şu bilgileri veriyor:

2020 yılında yapılan ABD orjinli bir bilimsel çalışmaya göre; 65-75 yaş arasında Alzheimer görülme sıklığı yüzde 3 civarında. 75-84 yaş arası bu oran yüzde 17’lere yaklaşırken, 85 yaş üzerinde yüzde 34’e yükseliyor. 90 yaş üzerinde ise daha da dramatikleşerek yüzde 50’nin üzerine çıkıyor.
Okuryazarlık düzeyinin düşüklüğü ve kalitesiz besinler nedeniyle ülkemizde bu oranların mevcut çalışmadan bir tık daha yukarıda olduğunu tahmin ediyoruz.

Dikkatin, değerlendirmenin ve algının fazlasıyla etkilendiği Alzheimer hastalığı, özellikle 85 yaş üzeri grupta dramatik oranda gözlemleniyor.

 Bu durumda ‘Ehliyet almak için bir üst yaş sınırı olmalı mı?’ sorusu kaçınılmaz olarak karşımıza çıkıyor. Rakamlar da buna sınırlama getirmenin doğru olacağını ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

OTOMOBİLLER VE YOLLAR GÜVENLİ HALE GETİRİLİYOR

Elbette bu sorunların hepsinin çözümü yok. Ancak bazı sorunlar daha iyi yol mühendisliği ile dengeleniyor. Çeşitli araştırmalara göre özellikle daha yaşlı şoförler başta olmak üzere tüm sürücüler için sürüşü daha güvenli hale getirmek adına otomobillere ilave donanımlar ekleniyor.
Daha güvenli sürüşe katkıda bulunan faktörler arasında daha büyük, daha parlak ve okunması daha kolay harflerle geliştirilmiş yol işaretleri, daha fazla sola dönüş sinyali, araçların ön konsollarında daha büyük, görülmesi daha kolay sayılar ve yedek kameralar yer alıyor.

'BUGÜNÜN YAŞLI SÜRÜCÜLERİ DAHA GÜVENLİ KULLANIYOR'

Yaşlanma, bir noktaya kadar sürücülerin trafikteki performanslarında kötüleşmeye yol açmıyor. ABD'de faaliyet gösteren AAA Trafik Güvenliği Vakfı'na göre, 60’lı yaşlar sürücülerin güvenlik önlemlerini en fazla benimsediği dönem. Ancak bu yaş grubunun üzerinde, yaralanma ve ölüm içeren kazaların oranı artıyor.70 yaş ve üstü sürücüler için ölümcül kaza oranı, otomobil üreticilerinin sürücüleri güvende tutmaya yardımcı olabilecek ekipmanları araştırmaya ve araçlara yerleştirmeye başladığı 1997'de zirveye ulaştı.

Haberin Devamı

Yol Güvenliği Sigorta Enstitüsü araştırmadan sorumlu başkan yardımcısı Jessica Cicchino, özellikle otomobillerin ve karayollarının tasarımlarındaki değişiklikler sayesinde ‘birden fazla cephede başarı elde edildiğini’ söylüyor. Cicchino, “Bugünün yaşlı sürücüleri dünküler ile aynı değil. Önceki on yıllara göre daha sağlıklılar ve daha güvenli araçlar kullanıyorlar” diyor.

Otomobillerde hayata geçirilen yenilikler arasında sürücü şeritten çıktığında sesle alarm veren sistemler, olası bir çarpışma algılandığında aracı durduran veya yavaşlatan otomatik fren sistemleri ve sürücülerin karanlıkta yayaları tespit etmesine yardımcı olan gece görüş sistemleri gibi güvenlik önlemleri yer alıyor.

‘65 YAŞ VE ÜSTÜNÜN CİDDİ KONTROLLERDEN GEÇMESİ GEREKİYOR’

“İnsanların yaşlandıkça reflekslerinin azaldığını hepimiz biliyoruz. Tabii bu durum insandan insana da değişebiliyor. Sadece 65 yaşındakilerde değil bazen daha genç insanlarda da algılama noktasında birtakım sıkıntılar olabiliyor. Biz eğitimlerimizde her insanın tepki süresinin farklı olduğunu açık bir şekilde görüyoruz” diyen İleri Sürüş Teknikleri Uzmanı Ethem Genim yapılacak en iyi şeyin belirli sürelerde ciddi kontrollerden geçmek olduğunun altını çiziyor.

Genim, “Trafik kazalarının büyük bir çoğunluğu insanların algı ve reaksiyon sürelerinin çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla 65 yaşındaki bazı kişilerin belirli sürelerle ciddi bir kontrolden geçmesi lazım” diyor ve şunları söylüyor:

‘85’İNE GELİNCE BIRAKMALI’

“Herkesin durumu farklıdır ama 85 yaşına gelinmişse de bence artık araba kullanmayı bırakmak gerekiyor. Nasıl sürücü belgesi belirli yaşlardan sonra veriliyorsa bu belgenin belirli yaşlardan sonra da geri alınması lazım.

Ehliyet yenileme sürecinde alınan sağlık raporlarının da ben pek etkili olduğunu düşünmüyorum. Artık başta fiziksel olmak üzere belki de simülasyon yardımlarıyla bu işi daha titiz bir şekilde yürütmek gerekiyor.”
Uzmanlar, sürücülerden ehliyet yenileme dönemlerden rapor istenmesinin işe yarayabileceğini söylüyor. Bir araştırmaya göre, ehliyetlerin yenilenmesi zorunluluğu 85 yaş ve üstü sürücülerin dahil olduğu ölümcül kazalarda yüzde 31’lik azalma sağladı. Görme testleri de bu sürücülerin karıştığı ölümcül kazalarda benzer bir düşüşe neden oldu.

‘BİZDE EHLİYET İÇİN ÜST SINIR YOK’

‘’Bizim hukukumuzda 18 yaşını doldurmuş biri gerekli testleri geçtikten sonra ehliyet almaya hak kazanır ancak üst yaş sınırı bulunmuyor. Sadece bazı özel işler içim yaş sınırı söz konusu” diyen Avukat Hadi Dündar, şu bilgileri veriyor:

Servis şoförlüğü için 26 yaş ile 66 yaş aralığında olunması gerekiyor. Servis şoförleri, psikoteknik raporu ve eğitimi aldıktan sonra işe başlıyor.

 SRC belgeli ticari araç şoförü olmak isteyenler için de 2021 yılında yaş sınırı 69 olarak belirlendi.

EĞER KAZAYA KARIŞAN YAŞLI İSE...

Konunun hukuksal boyutundan da bahseden Dündar, “Her ne kadar hukukumuzda ehliyet için belli bir yaş sınırı bulunmasa da araç sürücüsü bir olaya karıştığında olayda kusur oranının ortaya çıkması için uzman bilirkişiler görevlendiriliyor ve keşif yapılarak bir rapor hazırlanıyor. O rapor neticesinde de kusur durumları ortaya çıkıyor” diyor ve ekliyor:

“Eğer kazaya karışan yaşlı ise; hastane geçmişi, ilaç geçmişi ve fiziki durumu göz önüne alınarak hastaneye sevki yapılabiliyor ve rapor talep edilebiliyor. Tabii bu raporların talep edilmesi kazanın suç konusu oluşturabilecek mahiyette olmasını gerektiriyor.

Eğer ceza gerektirmeyen bir kaza ise yani maddi hasarlı bir kaza ise o zaman sadece Trafik Kanunu ve Karayolları Kanunu işliyor, hangi araç hatalı ise ona göre kusur belirleniyor. O zaman da refleks ya da algı dinamiğinden bahsedilemiyor.”