'Coğrafi işaret' ürüne değer katıyor
Coğrafi İşaret Tescili; üretimi yapılan geleneksel ve yöresel ürünlerin tanıtımı ile markalaşması bakımından kritik önem taşıyor. Ülkemizin genelinde olduğu gibi Ege Bölgesi’nde de coğrafi işaret tescili yapılan birçok yöresel gıda ve tarım ürünü ile geleneksel el sanatları bulunuyor.
Gazete Haberi
Küreselleşen dünyada, yerele ait değerler her geçen gün daha çok ilgi görürken buna paralel olarak yerele ait değerlerin korunmasının önemi daha da arttı. Yöresel gıda ürünleri ve bu ürünleri taklitlerine karşı korumak ve haksız rekabete maruz bırakmamak için birçok ülkede yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Coğrafi işaret bu yasal düzenlemeler içinde etkisi en yüksek olanlardan bir tanesi. Sahip olduğumuz biyoçeşitliliğin asırlar boyunca üzerinde yerleşenlerin yarattığı kültürel çeşitlilik ile bütünleşerek oluşturduğu tarımsal ürünler ve zengin mutfak kültürümüzü korumak, büyük önem taşıyor. Coğrafi işaretli ürünler; kente, bölgeye ve üreticisine marka değeri, pazarlama gücü ve dolayısıyla da ekonomik değer katıyor.
TÜKETİCİYE GÜVEN VERİYOR
Günümüzde tüketiciler; ürünlerin coğrafi olarak nerede üretildiğini, üretim biçimini, geleneksel ve doğal özelliklere sahip olup olmadığını daha fazla araştırıyor. Bu kapsamda coğrafi işaret ile korunan ürünlerin tüketici nezdinde daha fazla güven oluşturuyor. Ayrıca, coğrafi işaretli ürünler piyasada satışı yapılan benzer ürünlere karşı koruma altında olduğu için rekabet düzeyi açısından daha avantajlı bir konuma geliyor. Özellikle zincir marketlerin coğrafi işaretli ürünlerİ özel bir alanda sergilemeleri, coğrafi işaretli ürünlerin ülke geneline yayılmasını sağlayarak ticaretini artırıyor.
BÜYÜK POTANSİYEL BARINDIRIYOR
Coğrafi işaretli ürünün yurt içi ve yurt dışı pazarlara satış potansiyeli çok daha büyük oluyor. Coğrafi işaretler, önemli bir pazarlama aracı olarak, Türkiye’de güçlü ve sürdürülebilir bir kırsal kalkınma için anahtar rolü üstlenme potansiyeline sahip bulunuyor. Coğrafi ürünlerin küresel ekonomik büyüklüğü 200 milyar doları aşarken, Türkiye ise bu pastadan yaklaşık 15 milyar dolar gelir elde ediyor. Ege Bölgesi, yöresel gıda ve tarım ürünleri ile geleneksel el sanatları ürünlerinin üretiminin ön plana çıktığı ve bu anlamda zengin potansiyele sahip bölgelerden biri. Bölgede coğrafi işaret alarak tescillenen; İzmir Şambalisi, İzmir Lokması, İzmir Boyozu, İzmir Kumrusu, Aydın Kestanesi, Aydın İnciri, Akhisar Domat Zeytin, Akhisar Köfte, Salihli Kiraz, Bodrum Mandarini, Buldan Bezi, Dalama Tandırı, Denizli Leblebisi, Milas El Halısı, Milas Zeytinyağı, Afyon Sucuğu ve Pastırması, Uşak tarhanası, Eşme kilimi, Kütahya Şaphane Vişnesi, Kütahya Köpük Helvası, Datça Nurlu Bademi, Karacasu Pidesi, Marmaris Çam Balı gibi çok sayıda ürün bulunuyor.
SEFERBERLİK BAŞLATILDI
Tarım ve Orman Bakanlığı, Odalar, Borsalar ve Kalkınma Ajansları ve belediyeler, tüketicilerin farkındalığının artırılması ve coğrafi işaretli ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyor. Başlatılan Uluslararası Coğrafi İşaret Seferberliğiyle AB nezdindeki tescil sayısında belirgin bir artış kaydedilirken, Avrupa Birliği’nce tescilli 24 coğrafi işaretimiz bulunuyor. Avrupa Birliği süreci devam eden 53 coğrafi işaret ve 5 geleneksel ürün adı ile ilgili çalışmalar devam ediyor.
‘TURİZMİN DEVAMLILIĞI İÇİN DOĞAYI KORUMALIYIZ’
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, çevreci, doğayı koruyan ve tasarruf sağlayan yatırımlar yaptıklarını belirterek, “Doğanın korunması için altyapı projelerine büyük önem veriyoruz” diye konuştu.
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Milas’ın Ören Mahallesinde başlatılan 58 bin metre uzunluğundaki kanalizasyon çalışmasının yüzde 63’ü ve İleri Biyolojik Atısku Arıtma Tesisi inşaatının da yüzde 15’lik kısmı tamamlandı. Ören’e toplam 327 milyon TL maliyetle yapımına başlanan kanalizasyon hattı ve İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ile bölgenin doğasının korunması amaçlanıyor. Çevreci, doğayı koruyan ve tasarruf sağlayan yatırımlara devam edeceklerini vurgulayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Biz Dünya Kenti Muğla hedefiyle yola çıktık. Bu hedef doğrultusunda turizmden kültüre, tarımdan sağlığa, altyapıdan üstyapıya, kadın ve çocuk haklarından sosyal belediyeciliğe kadar çok farklı alanlarda hizmet üretmeye çalışıyoruz. Muğla’nın ilgi çekmesi ve turist ağırlaması da doğal güzelliklerinin korunması ve kültür öğelerinin tanıtılması ile mümkün olacaktır. Doğanın korunması adına en önemli yatırımlardan olan altyapı projelerine büyük önem veriyoruz. Atık suyun doğaya karışıp denizi ve ormanları kirletmesini engellemek için çeşitli projeler üretiyoruz. Bunların en önemlilerinden biri olan Ören atıksu arıtma tesisinin yine bu bölgede yapımı süren kanalizasyon projesiyle birlikte hızlıca tamamlanmasını ve hizmete açılmasını amaçlıyoruz. İleri Biyoloijk arıtma ile buradan elde edilen suyu da yeşil alan sulmasında kullanmayı amaçlıyoruz. Bu tür yatırımlarımız hız kesmeden devam edecek” diye konuştu
SONBAHARIN SAKİNLİĞİ VE KONFORUNDA TATİL
Sonbaharda, yazın hareketliliğinden uzaklaşmak isteyenlerin huzur bulduğu Marmaris’te, Elegance Hotels International Marmaris konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Marmaris’in ilk 5 yıldızlı oteli olan Elegance Hotels International Marmaris’in yılın 12 ayı boyunca hizmet vererek, her mevsimde konfor ve lüksü bir arada sunduğunu belirten Müdür Okan Ünal, “Her biri özenle tasarlanmış odalarımız, konforu en üst seviyeye çıkarmak için modern olanaklarla donatıldı” bilgisini verdi. Okan Ünal, şöyle devam etti:
KONGRE TURİZMİ
“Sadece konaklama hizmetleri ile değil, aynı zamanda kongre turizmi alanında da iddialıyız. Akdeniz bölgesinde eşi benzeri olmayan, tüm kullanım alanı açık, direksiz, fuayeli, simultane tercüme teknolojisine sahip 500 kişilik kongre salonumuz, iş dünyası için mükemmel bir ortam sunuyor. Kültürel, eğlence ve sportif etkinliklere ev sahipliği yapabilen çok amaçlı salonlar da otelimizin öne çıkan özelliklerinden, 12 ay boyunca bölgenin en çok tercih edilen spa ve wellness merkezimiz, misafirlerimize yılın stresinden arınma fırsatı sunuyor. Ayrıca, otelimizde yer alan restoranların menülerini, bölgenin taze ve lezzetli ürünleriyle zenginleştirdik. Marmaris’in doğal güzelliklerini yaşarken, otelimizde sunduğumuz konfor ile unutulmaz bir tatil deneyimi yaşayacaksınız.”
12 AY BOYUNCA AÇIK
Şehrin gürültüsünden uzakta, sonbaharın dinginliğini yaşamak isteyenler için en doğru adres olan otel, yılın 12 ayı boyunca misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Sonbaharın sarı tonları arasında huzur ve rahatlama arayanlar için Elegance Hotels International Marmaris, klasik Türk hamamı, sauna, jakuzi ve buhar odası ile ruhunuzu ve bedeninizi yenilemeniz için ideal bir mekan. Yemyeşil ağaçlar arasında sunulan masaj hizmetleri ise konuklara eşsiz bir rahatlama deneyimi sunuyor.
HEDEF DÜNYANIN ‘ŞİFA MERKEZİ’
Dünyada önceleri alternatif bir turizm şekli olarak değerlendirilen sağlık turizmi, zaman içerisinde büyük bir sektör haline geldi. Ege Bölgesi de sağlık kuruluşları ve sunduğu imkanlar sayesinde bu alanda büyük bir potansiyele sahip.
Sağlık ve sağlık sorunları ile uğraş, insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Sağlıklı kalmak veya sağlığını yeniden kazanmak isteyenlerin, güçlenmek veya tedavi olmak amacıyla gittiği çeşitli destinasyonların tarihi, milattan önceki dönemlere kadar uzanıyor. Geçmişte “sağlık turizmi” genellikle az gelişmiş ülkelerden, gelişmiş ülkelerdeki sağlık merkezlerine ziyaretler olarak gerçekleşirken, günümüzde uluslararası hasta dolaşımı yön değiştirmeye başladı. Gelişmiş ülkelerden de uygun fiyatlar ve alternatif tedavi olanakları nedeniyle ülkemiz sağlık turizminde önemli bir konuma geldi.
TARİHİN İLK HASTANESİ
Ülkemiz, gerek hekim kalitesi gerekse de ulaşım kolaylıkları nedeniyle sağlık turizminde önemli bir potansiyel taşıyor. Tarihin ilk hastanesi “Bergama Akslepion’a ev sahipliği yapan İzmir ise günümüzde tekrar “sağlık merkezi” olma yolunda hızla ilerliyor. Yüzyıllar boyunca insanların şifa bulmak amacıyla ülkelerarası yaptıkları seyahatlerin ardından İzmir yeniden “Sağlık Turizmi”nin gözdesi konumunda. Sağlık turizmi; sadece tıbbi tedavi almak adına yapılan planlı bir hareketlilik değil aynı zamanda termal sağlık tesislerinde rehabilitasyon ve yaşlı bakım merkezlerinde kronik hastalık takibini de kapsıyor. Ege Bölgesi, farklı coğrafyalarda yaşayan insanlara cazip gelecek coğrafi ve kültürel farklılıklar barındırıyor. Bölgeler; mevcut şartlarına göre sağlık turizmi çeşitlerinden birini veya birkaçını ön plana çıkarabilir. Örneğin Afyon ve Denizli termal sağlık için doğal güzellikleri ile birlikte pazarlanırken, İzmir kültürel dokusu ve modern sağlık tesisleri ile hem medikal hem de termal /wellnes turizmini bir arada barındırıyor.
“HAYAT İZMİR’DE”
İzmir’in Türkiye’de tıp turizmi, termal turizm, Medikal SPA, geriatri (yaşlı) - engelli turizmi denilince akla ilk gelen kentlerden biri olduğunu belirten İzmir İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Hüseyin Bozdemir, “İzmir, Türkiye genelinde uluslararası hastaların tercih ettiği ilk 3 il içinde yer almaktadır” bilgisini verdi. Güncel verilere göre bu yıl 24 bin 27 kişinin sağlık turizmi için İzmir’i seçtiğini belirten Bozdemir, turist yoğunluğu ve ülkeler arası direk uçuş imkanları da göz önüne alındığında İstanbul ve Antalya’dan sonra en önemli sağlık turizmi merkezi olan İzmir ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Kaliteli, güvenilir ve ulaşılabilir sağlık hizmetlerini en uygun fiyatlarla almanın yanı sıra unutulmaz bir tatil yapmak isteyenleri “Hayat İzmir’de sloganıyla kentimize bekliyoruz. İzmir’de toplam 437 sağlık tesisi ve 79 da aracı kuruluş mevcut. Tüm Türkiye’de ise yetkilendirilmiş 4 bin 667 sağlık tesisi ve 1183 aracı kuruluş bulunuyor. Sağlık Turizmi Yetki Belgesi alınan Bayraklı Şehir Hastanemiz de önemli sağlık turizm yatırımları arasında yer alıyor. 2022 yılında kentimize gelen yabancı hasta sayısı 29 bin 324 olarak gerçekleşmişti. Bu sayı 2023’te yüzde 30 artarak 38 bin 200’e ulaştı. Yine 2022 yılında şehrimize gelen yabancı hastaların yüzde 47.43’ü sağlık turizmi için gelirken, 2023 yılında bu oran yüzde 55’e yükseldi. Sağlık turizmi hastalarında ilk sırayı Büyük Britanya, Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, Almanya ve Suriye alırken, İrlanda, Libya, ABD, Rusya, Romanya, Azerbeycan, Türmenistan gibi ülkelerden de çok sayıda hasta gelmeye devam ediyor. En çok başvuru alan klinikler ise Genel Cerrahi, Diş ve Plastik Cerrahi olmakla birlikte Göz Hastalıkları, KBB ve Kardiyoloji de tercih edilen branşlar arasında.”
LONDRA’DA SAĞLIK TURİZMİNİN ‘GÖZDE’Sİ OLACAK
Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, sağlık turizmi konusunda global bir marka olma hedefiyle Londra’da 2025’in ilk aylarında yeni bir yatırıma imza atacaklarını söyledi.
Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, sağlık turizminde dünyaca talep gören bir merkez olan Londra’da hastane açmayı planladıklarını belirterek, başarılarını uluslararası arenaya taşıyacaklarını dile getirdi. Sağlık turizmi için İngiltere’de teknolojik bir merkez kuracaklarını kaydeden Op. Dr. Kenan Kalı, “Sağlık turizmi konusunda Türkiye’de öncü bir kurum olduk. Sağlık turizmi konseptini hizmet ihracatı kapsamında daha da genişlettik. Londra’ya dünyadan hasta getirmek için adım attık. Dubai, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi bir çok ülkeden insanlar sağlık turizmi için İngiltere’ye geliyor. Biz de yabancıları kendi ülkemizde tedavi ediyoruz. Artık yeni bir bakış açısıyla bu hizmeti yurt dışına götüreceğiz. Türkiye’de sağlık konusunda çok tecrübeliyiz ve dünya çapında deneyimli hekimlerimiz var. Farklı ülke vatandaşlarını Londra’da sağlık için buluşturacağız” diye konuştu.
GLOBAL MARKA HEDEFİ
Sağlık turizminde güçlü bir global marka haline gelmek istediklerini anlatan Kalı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimizi başarılarıyla gururlandıran kadın voleybol takımımız artık dünya çapında bir marka oldu. Futbolda yine Avrupa şampiyonasında adımızdan söz ettirdik. Biz de aynı şekilde sağlık turizmi deyince akla gelen ilk Türk markası olmak istiyoruz. 2025 yılı başında bu işin ilk adımlarını Londra’da atacağız. Orada onkoloji, kardiyoloji ve ortopedi alanlarında çok ihtiyaç var. Sağlık alanında işini çok iyi yapan, dünya çapında bir Türk markası olacağız. Bana göre Londra dünyanın en önemli sağlık turizmi merkezlerinden birisidir. O nedenle biz artık sağlık turizmi hizmetini, hem ülkemizde hem de yurt dışında vereceğiz. Türkiye’de hekim kalitemiz ve tıbbi teknolojiler anlamında önemli bir güce sahibiz. Gözde Grubu olarak sağlıkta global bir Türk markası olarak yer almak istiyoruz. Bunu Londra’dan başlayarak Almanya ve İsviçre gibi farklı noktalara taşımayı hedefliyoruz.” Sağlık turizminin milli ve stratejik öneme sahip bir konu olduğunu dile getiren Op. Dr. Kenan Kalı, şu ifadelere yer verdi:
MİLLİ VE STRATEJİK ÖNEME SAHİP
“Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi cari açık. Türkiye cari açık nedeniyle deyim yerindeyse kan kaybediyor. Bu kanı da aslında ihracat ve turizm sektörü yerine koyuyor. Sağlık sektörü de hizmet ihraç eden bir sektör olarak, cari açığı kapatmak için önemli bir noktaya geldi. Cari açığa karşı sağlık turizmi konusunda da bir marka olarak adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ülke ekonomisi için hizmet vermek bizim önceliklerimiz arasında. Gözde Grubu olarak, Özel Sağlık Hastanesi’nde 3 yıl önce bir oda ve bir hekimle başladığımız sağlık turizmi yolculuğunda bugün önemli bir mesafe kat ettik. Gözde İzmir Hastanesi, Gözde Kuşadası Hastanesi, Özel Sağlık Hastanesi, Gözde International Dent ve İstanbul’daki bir hastanemizle ayda bin 500 hastayı ülkemizde tedavi ediyoruz. 5 yıl içinde Ege Bölgesi’nde, şu an 4 olan hastane sayımızı 8’e, İstanbul’daki hastane sayımızı da 3’e yükseltmeyi hedefliyoruz. Avrupa’da ise 5 yılda 5 noktada daha hastane açmayı planlıyoruz. 5 yıl içinde sağlık grubumuzdaki toplam hastane sayısını da yurt içi ve yurt dışı toplamda 20’ye çıkarmayı istiyoruz. Yurt dışında sağlık turizmi konusunda Bakanlık ve ilgili kurumlardan büyük destek görüyoruz. Bu da bizi yeni yatırımlar konusunda cesaretlendiriyor.”
ALTERNATİF TURİZMDE CAZİBE MERKEZLERİ
Ege Bölgesi; sadece denizi, kumu, güneşi ile değil, sınırları zorlayan macera ve sportif aktivite imkanlarıyla da ziyaretçilerine keyifli tatil imkanı sunuyor.
Günümüzde özellikle uluslararası turizm talebinin yapısındaki değişiklikler, kentlerden doğaya yöneliş, çevre konularına karşı artan ilgi ve farklılık arayışı ile ortaya çıkan eko-turizm günümüzde turizm sektörünün hızla gelişen bir alt sektörünü oluşturdu. Halihazırda ülkemizde en çok yabancı turist çeken bölgelerin başında gelen Ege Bölgesi de alternatif turizm açısından büyük olanaklar sunuyor. Kanyon, mağara, yamaç paraşütü, dağcılık, dağ-yayla gezisi, kampçılık gibi sayısız olanaklar Ege’ye gelen ziyareçileri bekliyor. Dalıştan sörfe, offroad’dan kitesurf’a kadar meraklılarına, spor tutkunlarına ve doğaseverlere hitap eden alternatif turizm çeşitleri, her köşesi bir parkur olan Ege’nin tabiatına ve dinamizmine çok yakışıyor.
KITESURF DENİNCE AKLA FETHİYE GELİYOR
“Kitesurf nerede yapılır?” sorusu sorulunca ise akla gelen ilk yer Fethiye bölgesi olarak karşımıza çıkıyor. Kitesurf ya da diğer bir deyişle Kiteboard, dünyanın en hızla yayılan belki de en popüler sporu. Kitesurf ile yer çekimine meydan okuyup çok yükseklere sıçrayabilir ve rüzgarın hızına karşı gelerek denizin üstünde kayabilirsiniz. Kitesurf dahil birçok su sporuna da ev sahipliği yapan Fethiye’nin, özellikle de Çalış bölgesinin Kitesurf için tercih edilmesinin en önemli sebebi; yeterli derecede dalgalı ve rüzgarlı olması. Ayrıca sıcak havası ile sörf elbisesi giymeye gerek kalmadan rüzgara karşı özgürce bu sporun tadına varılabilir. Alaçatı, Datça ve Bodrum’da da kitesurf yapmak için elverişli.
MACERA VE EĞLENCE BİR ARADA
Adrenalin, macera, hız, güç, kıvraklık gerektiren ve nabzınızı yükselten sporları seviyorsanız Muğla’nın Dalaman Çayı ve Denizli Bekili Deresi’nde rafting yapmak tam size göre. Debisi yüksek olan bu parkurlar, ülkemizin en güzel rafting noktalarından. Akdeniz ve Ege bölgesi arasında uzanan 229 kilometre uzunluğundaki Dalaman Çayı’nda 12 kilometrelik rafting parkuru adrenalin tutkunlarının vazgeçemediği alanların başında geliyor. Fethiye, Marmaris ve Bodrum gibi turistik yerlere çok yakın olan Dalaman Çayı, yılın her mevsiminde bu spora elverişli durumda. Bekili Deresi’nin 9.5 kilometrelik parkurunun başladığı bölgede 5 kilometre uzunluğunda Mangırın Kısık Kanyonu yer alıyor.
DÜNYA ÇAPINDA SÖRF MERKEZİ
Rüzgar sörfü denilince akla Alaçatı, Alaçatı denilince de akla rüzgar sörfü geliyor. Çeşme Alaçatı, sadece Türkiye’de değil, dünyada da rüzgar sörfü için en iyi yerlerden biri olarak görülüyor. Yaklaşık 700 metre boyunca derinleşmeyen su ve dibindeki kumlar sayesinde rüzgar sörfü eğitimi için elverişli. Bu yüzden burada birçok sörf okulu bulunuyor. Bir zamanlar oldukça sakin bir balıkçı köyü olan Alaçatı, keşfedilmesinden bu yana tam bir sörfçü cenneti. 1990 yıllarının sonundan bu yana dünyada öne çıkan bir spor merkezi olan Alaçatı, geztiğimiz günlerde Avrupa Sörf Şampiyonası’na ev sahipliği yaptı. Ege Bölgesi’nde İzmir Alaçatı dışında Datça ve Bodrum Bitez’de de rüzgar sörfü yapmak mümkün.
DÜNYAYA FARKLI PERSPEKTİFTEN BAKIN
Türkiye ve dünyada popülaritesi giderek artan skydiving belli bir yükseklikten paraşütle atlanarak yapılan ekstrem sporlardan biri. Profesyonel ve amatör adrenalin tutkunları farklı ülkelerdeki skydiving etkinliklerine katılmak için her yıl yüzlerce kilometre yol kat ediyor. Dünyaya farklı bir perspektiften bakmak isteyenlerin tercih ettiği sporların başında gelen hava dalışı gerekli ekipmanlarla rahatlıkla öğrenilebilir. Türkiye’de skydive yapmak için en güzel nokta ise Efes Antik Kenti. İzmir Selçük’taki Efes Antik Kenti’nin harika manzarasını yukarıdan görmek gerçekten unutulmaz bir deneyim. Efes Antik Kenti dışında skydive için Fethiye de tercih edilebilir.
ŞEHİR HAYATINDAN KAÇIŞ
Şehir hayatından kaçıp doğaya saklanmak ve izole olmak isteyenlerin tercihi olan tırmanmadağcılık, ekstrem sporlar arasında. On sekizinci yüzyıldan sonra ilgi görmeye başlayan dağcılık ve dağ turizm aktiviteleri artık günümüzde bireysel turistlerin ilgi duyduğu destinasyonlar olmaktan çıkıp, kitle turizminin de uğrak yerleri haline gelmeye başladı. Dağcılık sporunun yalnız başına ya da eğitim alınmadan yapılmaması gerekiyor. Grup halinde yapılan tırmanış takım çalışması gerektiriyor ve içerisinde hem bedensel hem de zihinsel pek çok zorluk bulunduruyor. Tabiatın içine karışmak ve bulunduğu bölgeye en uç noktadan bakmak isteyenler için Ege Bölgesi’nde sayısız zirve bulunuyor. Boz Dağ, Spil Dağı ve Honaz Dağı bunlardan bazıları.
SU ALTI ZENGİNLİĞİNİ KEŞFEDİN
Su altı zenginliğiyle de ön plana çıkan Ege’de dalış yapabileceğiniz birçok harika nokta bulunuyor. Bodrum Büyük Resif, Fethiye Afkule, Ayvalık Deli Mehmet, Datça Hisarönü akla gelen yerler arasında. Tüp, regülatör gibi ekipmanlarla çok daha derinlerde ve uzun süreli yapılabilen bu sporun kökeni ise herhangi bir ekipmanın kullanılmadığı serbest dalıştır. Dalışa başlamanın yaşı 14’tür. Bu yaşa gelen ve dalış için sorun olabilecek sağlık problemi bulunmayan herkes dalış eğitimi alabilir. Dünyanın herhangi bir yerinde tüplü dalış yapabilmek için özel bi sertifika bröve gerekmektedir.
YAMAÇ PARAŞÜTÜNE İLGİ ARTIYOR
Ege’deki yamaç paraşütü imkanları, adrenalin tutkunları, heyecanın tavan yaptığı bir aktivite isteyenler için büyük avantaj. Seksenli yıllar ile beraber ortaya çıkan yamaç paraşütü, Türkiye’ye de doksanlı yıllar ile beraber geldi ve günümüzde kazandığı ivme ile beraber artık geniş bir kitle tarafından biliniyor. Özel bir pist ya da hava aracı gerektirmeyen yamaç paraşütü, rüzgarın eşlik ettiği bir hava sporu. Dağlardan ya da yüksek yamaçlardan hızlanan adımlar ile atlanır ve gökyüzünde karışarak eşsiz dakikalar yaşanır. Fethiye, Ölüdeniz (Muğla), Bozdağ (İzmir) ve Babadağ (Denizli) her yıl binlerce yamaç paraşütü tutkununu ağırlıyor.
‘MAVİ YOLCULUK’ KEYFİ
Yat turizmi, deniz tutkunlarının keyif aldığı ve deniz üzerinde seyahat etmeyi amaçlayan bir turizm türü. Genellikle özel yatlar, guletler, yelkenli yatlar/ tekneler veya katamaranlar gibi su araçlarıyla yapılan seyahatler, farklı kıyıları ziyaret etmek ve denizdeki yaşamın tadını çıkarmak için tercih ediliyor. Bunun için Ege kıyılarının hemen her yeri uygunsa da büyüklü küçüklü sayısız koya sahip Muğla kıyıları öne çıkıyor. Denizi yaşamak ve buradaki dinginlik ve hazzı hissetmek amacıyla Bodrum, Marmaris, Datça, Fethiye ve Göcek’e koşan deniz ve güneş tutkunları gün doğumu ve gün batımının en güzelini buralarda yaşıyor. “Mavi Yolculuk” yapmak için bölgeye her yıl binlerce yerliyabancı turist akın ediyor.
EGE’DE TATİL SEZONU BİTMİYOR
Türkiye’nin önemli turizm destinasyonlarının bulunduğu Ege Bölgesi’nde yerli ve yabancı turist yoğunluğunun Eylül-Ekim aylarında da devam edeceğini belirten sektör yetkilileri, “Hava-deniz suyu sıcaklarının yüksek seyretmesi ve indirimli konaklama imkanları tatil sürelerini uzatıyor” bilgisini verdi.
Ege’nin tatil cenneti Muğla doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile turizmde çok iddialı bir bölge. Akdeniz’in parlayan yıldızı olma yolunda ilerleyen Muğla, dünyada pek az kente nasip olacak şekilde birçok önemli turizm destinasyonuna sahip. Dantel gibi koylarıyla dünya denizcilerinin buluşma noktası, 195 antik kent ve 21 ören yeri ile antik dünyanın en görkemli izlerini taşıyan bu açık hava müzesi, yılın en az 300 günü güneşli geçen ılıman iklimi, bol oksijeni ve düşük nem oranıyla cazibe merkezi. Bodrum, Fethiye, Marmaris, Köyceğiz, Datça, Milas gibi ilçeleriyle ön plana çıkan Muğla’nın turizm sektöründe önde gelen isimleri, sektör değerlendirmesi yaptı.
HER BÜTÇEYE UYGUN SEÇENEKLER MEVCUT
Mustafa Deliveli: GETOB (Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği) Yönetim Kurulu Başkanı: “2023 yılını Dalaman Havalimanı’na yaklaşık 1.8 milyon yabancı ziyaretçi ile rekor sayıya ulaşarak kapattık. Gelen yabancı ziyaretçiler arasında ilk sırada 1.1 milyon ziyaretçi ile Birleşik Krallık yer aldı. Bölgemizin 2024 sezon satışları ve planlanan uçak koltuk sayıları, yüzde 10 büyüme ile 2024 yılında 1.9 milyon yabancı ziyaretçi sayısına ulaşacağımızı işaret etmekte. Sezonun 15 gün öne çekilerek 15 Mart’ta ilk uçakların inmesi ve 20 Kasım’a kadar devam etmesi bölgemiz için olumlu bir gelişme. Mart ayında Nevruz, sonrasınsa Paskalya ve 9 gün Bayram tatilinin peş peşe gelmesiyle beraber sahil bandında erken açılan tesisler Bayram döneminde yüzde 100 doluluğa ulaştı. Temmuz’da tesisler yüzde 90 ve üzeri doluluk oranları ile hizmet verdi. Tesis çeşitliliği yönünden önemli avanataja sahibiz. Her bütçeye uygun apart, odakahvaltı işletmeler olduğu gibi lüks 4 ve 5 yıldızlı tesislerimiz de talebi karşılayacak nitelikte. Bu geniş yelpaze Eylül-Ekim ayında düşen fiyatlarla beraber daha da cazip tatil imkanları sunmakta. Eylül, Birleşik Krallık misafirlerince çok tercih edilen aylardan biri. Uzayan sezon özellikle Ekim’in son 1 haftasının doluluk oranlarına da olumlu yansıyacak. Son yıllarda iklim olarak da olumlu geçen Ekim- Kasım’ın geçen yıldan daha dolu olacağını bekliyorum. 2024 sezonunu başarıyla tamamlayacak tesisler, hizmet kalitesinden ödün vermeden giderlerini doğru yönetebilen tesisler olacaktır. 2025 sezonu için mutlaka bir büyüme öngöruyor olsam da tesislerin yapmak zorunda oldukları fiyat artışları neticesinde 2023-2024 sezon artışından belki bir nebze düşük büyüme gerçekleşebilir. Pek tabii ki önümüzdeki ayların satış oranları burada belirleyici olacak. Kasım ayının ilk yarısında operatörlerin uçak kapasite planlamaları netleştiğinde 2025’i daha doğru kurgulayabiliriz.”
AMACIMIZ HERKESE TATİL YAPTIRMAK
Ömer Faruk Dengiz: BODER (Bodrum Turistik Otelciler, İşletmeler ve Yatırımcılar Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı: Eylül ve Ekim’de geçen seneye göre artış olmasını bekliyoruz. 2025 için şimdiden yurt içi ve yurt dışı acentelerle görüşme halindeyiz. Amacımız herkese tatil yaptırmak. Bunun yolu yurt içi-yurt dışında fuarlar, toplantılar, etkili influencerler-bloggerler ile temasa geçmek ve basılı-görsel materyallerle doğru tanıtımına odaklanmaktan geçiyor. En önemli tespitimiz ise; geçen yıllarda Türkiye’de tatil yapan yabancı turistler daha sonra Mısır, Tunus ve Yunanistan gibi ülkelerde yapmış oldukları tatilde hizmet ve kalite bakımından bizi yakalayamadı. Ülkemizde son dönemde artan yanlış bir algıya da dikkat çekmek isterim: Bölgemizde hala uygun fiyatlar sunulmaktadır. Buna karşın Yunan adarında sunulan hizmet ile bizim sunduğumuz hizmetler arasındaki farklar doğru şekilde anlaşılamadı. Yunan adasında esnaf lokantası standartında olan işletmelerin fiyatları, bizdeki 1. Sınıf restoranlarla kıyaslandı. Bu da tüketicilerde kafa karışıklığına sebep oldu. Turizm sektöründe yerli ve yabancı turistlere yönelik bu tip davranışlar ülke imajını olumsuz yönde etkiledi. Bu yanlış algının düzeltilmesi için uğraş veriyoruz.”
DENİZ OTOBÜSÜ SEFERLERİNE YOĞUN İLGİ
Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin 1 Temmuz’da başlattığı Bodrum-Turgutreis-Didim ve Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferleri yoğun ilgi görüyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Bodrum-Turgutreis-Didim ve Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferleri yoğun ilgi görüyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile yapılan Didim-Bodrum-Turgutreis deniz otobüsleri seferleri 1 Temmuz 2024 Kabotaj Bayramı’nda başlamıştı. Didim-Bodrum-Turgutreis hattı, karayolu ile 140 kilometre. Yaz aylarında artan trafik yoğunluğu nedeniyle bu mesafeyi otomobille kat etmek yaklaşık 3 saat sürüyor. Deniz otobüsleri ile bu mesafe sadece 1 saate iniyor. Turgutreis-Bodrum hattı ise karayolu ile 14 kilometre uzunluğunda. Bu mesafe trafiğin yoğun olduğu zamanlarda yaklaşık 1 saat sürüyor. Deniz otobüsleri ile bu süre 35 dakikaya düşüyor. Marmaris- Fethiye hattında ise karayolu ile 140 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Deniz yolu ile bu mesafe 48.5 deniz mili olarak ölçülmekte. Deniz otobüsleri, bu mesafeyi 2 saatte kat ediyor.
VATANDAŞLAR MEMNUN
Deniz otobüsü kullanan vatandaşlardan Necati Yağcı, “Yunan adaları arasında deniz seferleri var. Bizler bunu niye yapmıyoruz diye hep düşünmüştüm. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanını kutluyorum. Trafiğe takılmadan rahatlıkla konfor içerisinde yolculuk yapıyoruz” dedi. Hüner Sertkaya ise “Özellikle yaz aylarında Bodrum’a çok sayıda yerli ve yabancı turist geliyor. Trafik yoğun oluyor. Deniz otobüsleri sayesinde Bodrum trafiğine takılmadan Turgutreis’ten Bodrum’a geliyoruz” dedi. TRAFİK SORUNUNA ÇÖZÜM Yolculuk sürelerinin kısalması ve deniz yolculuğunun konforu, bu hizmete olan talebi artırıyor. Bölge halkı ve turistler, deniz otobüslerinin sunduğu hızlı, konforlu ve keyifli seyahat imkanından oldukça memnun. Muğla Büyükşehir Belediyesi, deniz ulaşımına yaptığı yatırımlarla, bölgedeki ulaşım ağını çeşitlendirirken, aynı zamanda deniz turizmini de canlandırmayı hedefliyor. Deniz otobüsü seferleri, yaz aylarında yoğunlaşan turizm hareketliliği ve trafik sorunlarına çözüm sunuyor.
FİYAT TARİFESİ
Turgutreis- Didim 1 kişi tek yön 150 TL, Bodrum-Didim 1 kişi tek yön 250 TL, Bodrum-Turgutreis 1 kişi tek yön 100 TL ve Marmaris- Fethiye 1 kişi tek yön 300 TL. Deniz otobüsleri seferlerinden 65 yaş üzeri vatandaşlar, Gazi ve Şehit Yakınları (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından Gazi Kartı ve Şehit Yakınlarına Ücretsiz Seyahat Kartı Bulunan Kişilere) ile yüzde 40 ve Üzeri Engelli-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Ücretsiz Seyahat Kartı Bulunan vatandaşlarımız ücretsiz olarak faydalanabiliyor.
- Bosna-Hersek'e yardım eli! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yardımlarımızı bölgeye ulaştırıyoruz
- Korsan takside akılalmaz olaylar! Kameralara yansıdı
- Türk savaş uçakları Hakurk ve Gara'yı vurdu
- TEKNOFEST Adana’da son gün coşkusu! Selçuk Bayraktar ve Bakan Kacır'dan önemli açıklamalar
- Çanakkale açıklarında 4.2 büyüklüğünde deprem