Dengelenme yılı olacak

İş dünyasının verdiği mesajlar ve yapılan araştırmalar tüm tereddütlere rağmen 2025’in daha olumlu bir yıl olacağına işaret ediyor. Şirketlerin, en azından ilk 6 ayda temkinli duruş sergileyeceği ve mevcudu korumaya çalışacağı anlaşılıyor. 2025 yılına her ne kadar dengelenme yılı olarak bakılsa da yeni bilinmezlikler de kapıda. Çünkü Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminde uygulaması beklenen politikaların küresel ekonomide de derin izler bırakması bekleniyor.
Bilal Emin Turan / Türkiye'nin Yıldızları
RİSK DE FIRSAT DA VAR
Diğer yandan jeopolitik tansiyonların Trump ile birlikte azalabileceği beklentisinin, yeni fırsat kapılarını aralayabileceği dile getiriliyor. Yine ticaret savaşlarının Çin gibi ekonomileri zorda bıraksa da bu durumun Avrupa’ya yakınlığı ve üretim gücüyle Türkiye’ye pozitif etkisi olabileceği konuşuluyor. Faiz ve enflasyonda daha iyi göstergelerin oluşmasıyla 2025’te bir rahatlama sağlanabilir. Özetle 2025 yılı dengelenmeyle birlikte toparlanma yılı olacak.
‘TRUMP 2.0’ GÖLGESİNDE 2025
“Küresel belirsizliklerin hakim olduğu bir dönemden geçiyoruz. 2025 zor olacak ama ümitliyim, çok daha zor olmayacak. En zoru geride kaldı. Her sene zordu ama Türk sanayicisi öyle ya da böyle gemisini yüzdürüyor. Riskler var ama bir o kadar da fırsat yaratmak mümkün. Pandemi sonrası küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar 2024’te de kendini hissettirdi. Bu zorluklara rağmen 2025 yılına girerken, dünya ekonomisinde kademeli bir toparlanma bekleniyor. Yüksek enflasyon üretim maliyetlerini artırırken rekabetçiliği zorlaştırıyor. Ancak alınan mali ve parasal tedbirlerle göstergeler normalleşmeye başladı...”
TİCARET SAVAŞLARI KAPIDA
Konuştuğumuz iş dünyasının temsilcileri 2024 yılındaki gelişmeleri ve 2025’e ilişkin beklentilerini kısaca bu sözlerle özetledi. Evet gerçekten zorlu bir yılı geride bırakıyoruz. Yakın coğrafyamızda jeopolitik risklerden biri bitmeden diğeri başlıyor. Küresel ekonomiye yönelik belirsizlik devam ederken ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, daha koltuğa oturmadan ticaret savaşlarının fitilini ateşledi. Çin, Kanada, Meksika derken BRICS ülkeleri hedefe girdi. İkinci Trump döneminde yüksek gümrük tarifelerinin uygulanma riski küresel ticaretin de kaderini belirleyecek.
ÇİN’E KAPANAN KAPILAR TÜRKİYE’YE YARAR MI?
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in dikkat çektiği gibi ‘dünya yeni korumacılığın sonucu olarak bir sübvansiyon savaşlarına doğru gidiyor.’ Batı’nın hedefindeki en önemli ülke Çin. Çünkü her alanda çetin rekabet ediyor ve pazar kapıyor. Avrupa Birliği ülkelerinin otomotiv endüstrisini batma noktasına getiren Çin’deki elektrikli dönüşüm gücüne hiç bir ülke yetişemiyor. Ek vergilerle Çin’e karşı önlem alma çabaları ne kadar başarılı olur zaman gösterecek. Ancak Batı dünyasının kapıları Çin’e kapatmasının Türkiye’ye yarayabileceğiyle ilgili öngörüler hakim. Bir başka ifadeyle Çin’in etkisinin azaldığı pazarda Türkiye’nin pay alabileceği hesap ediliyor. Buna karşılık Çin’in Amerika’dan pazar kaybetmesi durumunda, Türk ihracatçısının faaliyet gösterdiği pazarlarda fiyat indirimi marifetiyle dezavantaj yaratabileceği dile getiriliyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın da dediği gibi ‘2025 yılına ilişkin fırsatlar da var ama çok hızlı değişebilecek olan tehditlerin de olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.’
Milli uçak gemisi projesi Mavi Vatan dünyanın gündeminde: Türk Donanması, Hint Okyanusu, Pasifik ve Atlantik'te operasyon yapabilecek
Skuter ve motosikletlerin trafiği çıkışı yasaklandı
Asrın felaketinin ardından 2 yıl geçti! Yapılan deprem konutları hak sahiplerine teslim ediliyor
Depremzede kadından kahreden sözler! 'Aslında hepimiz öldük, sadece bazılarımızı gömdüler'
Sokağı demir bariyerle kapatan vatandaşla belediyeden şok yanıt! 'Sizin yeriniz, istediğinizi yapabilirsiniz'